Telefonu masaya attım ve başımı ovaladım.
"Alin, yeter be kızım! Sabahtan beri yaptığın stres dünya üzerinde yok."
"Ya günlerdir, yakalanmamak için uğraşıyoruz. Siktiğimin bir dışarı çıkması yüzünden tüm medya bizimle kaynıyor!"
"Sen iyi misin kızım? Dışarı da mı çıkmayacaksınız, yakalanmamak için? Zaten açıklanacak!"
"Arda senin burcun ikizler mi ya? Bir söylemeyin diyorsun, bir de zaten söyleyeceksiniz diyorsun."
"Bak güzelim, söylemeyini senin için söyledim ben. Senin değil hatta, sizin için. Ama madem görüntülendiniz. Söyleyin gitsin. Saklamanın anlamı yok."
Arda'nın sözleri yavaş yavaş sakinliğimi getirirken, Kenan'a baktım.
"Benim için fark etmez. Ama bence söyleyelim. Yakalandık zaten. Sen ne istersen ben ona uyarım."
Kenan'ın da sözleri, artık tamamen sakinleşmemi sağlamıştı.
Onay istercesine Doğa'ya baktım. Genişçe gülümseyip kafa salladı. Gözleri gerçekten gururla bakıyordu bana.
"Diyorsunuz ki, söyleyelim?"
"Kesinlikle. Daha ne kadar bekleteceksiniz?"
Kenan'a döndüğümde, bana umutlu baktığını gördüm. Gülümsedim.
"Bak, gerçekten istiyorsan ama."
"Kenan, tabii ki gerçekten istiyorum. O nasıl söz?"
"Ne bileyim."
Tekrar aramızda sessizlik olduğunda, bu sessizliği bozan telefonumun çalmasıydı. Ekrana baktığımda, Babam🥹💛🤏🏻 yazısını gördüm.
İç çektim ve telefonumu elime alıp açtım.
"Efendim, babacığım?"
"Ne yapıyorsun, kızım?"
"Oturuyoruz, bizimkilerle. Sen ne yapıyorsun?"
"İyi biz de, şirketteyiz."
"İyii."
"Sabah Fransızca dersine girdin mi?"
"Evet, neden?"
"Hiç, sordum öyle."
"Tamam, görüşürüz."
"Görüşürüz, kızım."
"Ha, bu arada! Baba.. Ne zaman gelirsin, aşağı yukarı?"
"Bilmiyorum, sürebilir biraz. Neden? Bir sorun mu var?"
"Hayır, sorun yok."
"Eminsin?"
"Evet, olabildiğince erken gelsen iyi olur ama."
"Tamam kızım, denerim. Abin nerede?"
"En son Merih abilerleydi de, bilmiyorum tam."
"Tamam."
"Görüşürüz."
"Görüşürüz."
Telefonu kapatıp masaya geri koydum.
"Ne dedi?"
"Hiç, Fransızca dedi, abimi sordu. Öyle."
"Bir şey demedin?"
Arda'ya baktım.
"Erken gel, dedim. Gelince söyleyeceğim. Gelir zaten birazdan."
"Erken gelme ihtimalin yok mu, dedin. Nasıl birazdan gelecek?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hotel, Kenan Yıldız.
Fanfiction"Sen hediye misin bana?" "Beni bilmem ama, sen hediyesin bana." - "Meşhur, Alin Bozkurt?"