....Bir anda arkama döndürülmem ile dudaklarıma değen yumuşak baskı bir olmuştu. Şaşkınlık içinde gözlerimi ayırıp bir anda kollarımdan destek alarak üstüme çullanarak dudaklarıma yapışan bedeni bir hışımla itip ayrılarak hıxla kapıyı açıp dışarı kaçmıştım. Arkamdan bakmaya bile cesaretim yokken hızla ahıra doğru koşmaya başlamıştım. Hala onun neden böyle bir şeyi dahi neden yaptığını dahi bilmiyordum. Ne yapmıştı?..ahh
Kendimi korku ve şaşkınlık ile ahıra getirip içeri atmıştım. Hala utangaçlık hissi üzerimde iken kapının önüne çöküp kalmıştım. Ellerim istemsizce dudaklarıma giderken. Yaşanan şey gözümün önünde canlanmıştı. Hâla ama hâla Taehyungun neden böyle bir şey yaptığından hiç bir fikrim dahi yoktu..Neden bunu yapmıştı.
Hızla elimi dudaklarımdan çekmiş ve kendime çeki düzen vermiştim. Bunun hesabını ona vericektim..yada veremiyecektim..daha doğrusu bir daha nasıl onun yüzüne bakacaktım. Acaba içkili felanmıydı?..kafasımı güzeldi-..yani benden bu kadar nefret ederken na-nasıl?..
Tanrıımm!
Elimi yüzüme götürerek kapatmıştım.Ya biz onunla en son birbirimizden nefret etmiyormuyduk!? Nasıl olduda bunu yaptı?..Beni her gördüğünde- daha doğrusu birbirimizi her gördüğümüzde yüzümüzün şekli dahi değişiyordu ya!
Ben nasıl bir daha onunla karşılaşaktım.Tanrım yardım et!!...
...
"Liliii?!" Bir anda Jennie unnienin sesini duymam ile dalıp kaldığım yerden korkarak kalkmış ve kendime çeki düzen vermiştim. "Burdayım unniee!" Jennie unnieye seslenerek sesimi duyurmuştum. Acaba buraya geldiğimi mi görmüştü? Sesimi duyar duymaz yanıma gelerek ilk başta beni süzmüştü. "Canım ne işin var burada? Ne yapıyorsun?" Biraz sesi endişeli çıkmıştı. Zor bir şekilde gülümsemiştim. " Şey..sadece burayı çok seviyorumya..yani burası bana iyi geliyor..evet.." laflarımı birbirine karıştırınca Jennie unnie bir kaşını kaldırıp gülmüştü. "Lili onu tabiki biliyorum ama neden panik içerisindesin ve neden yüzün kıpkırmızı?.."Jennie unnie ciddi bir şekilde söylediği şeyler ile aklımda canlanan anılar ile ellerimi yanaklarıma götürmüştüm. "Ne? Nedenki? Bilmiyorum?..Şey unnie ben gideyim artık. Hadi görüşürüz!!" Ellerimi yanaklarımdan çekmeyerek Jennie unnieyle vedalaşmış ve hemen hızla oradan ayrılmıştım. Jennie unnie arkamdan bir şeyler söylesede anlamamıştım fakat sadece bir kelime anlamıştım oda Mingyuydu sanırım. Mingyu ismini duymam ile şaşırsamda ilerlemeye devam ettiğim yerde önüme çıkan beden ile çarpışıp dengemi kaybedip düşecektimki belime sarılan eller ile doğrularak Mingyu ile burun buruna gelmiştik. Gözlerim anında açılırken o gülümseyerek endişelice gözlerime bakıyordu.
"İyimisin?" Bir anda bakışmayı bozup söylediği şey ile panikleyerek ayrılmıştım. "İ-iyiyim.." utançtan parmaklarımın ucu karıncalanmıştı. Doğru düzgün konuşamıyordum bile. "Seni gökte ararken yerde buldum." Mingyu gülerek yüzüme doğru konuştuğunda dediği şeyler ile şaşırmıştım. "Beni mi?.. Neden ki?" Dediğim şey biraz patavatsızca olsada o beni anlamışcasına gülerek kafasının arkasını kaşıyıp bana doğru yaklaşmıştı. Hareketiyle yerimde öylece kalırken gözlerim gülüşüne takılmıştı bir anlığına. "Şey..biraz hızlı fakat..şey..bu gün eğer kabul edersen seni yemeğe çıkartmak isterim..tanışma yemeğine..hımm"
Söylediği şeyler ile şaşkınlık içinde yüzüne bakmaya başlamıştım. "Lisa?..Kabul ediyormusun?" Mingyu utangaç bir şekilde söylediği sözler ile gülümseyip yüzüme bakınca. Nasıl olduğunu dahi anlamadan kafamı sallamıştım.Kafa sallamam ile Mingyu sanki eline yeni oyuncak verilmiş küçük bir çocuk gibi bir anlığına sevinip tekrardan ciddiyetine bürünmüştü. Ben hâla nasıl kabul ettiğimi sorgulurken bu haline her şeyi unutup gülümseyince ağzımdan küçük bir kıkırtı çıkarmıştım. Bir anlığına utanç ile elimi ağzıma götürüp alttan utangaç bir şekilde mingyuya bakmıştım. O ise gülümseyerek beni seyrediyordu. "Şey.,kusura ba-" "Sorun değil. Asıl sen benim kusuruma bakma..Ihmm.. o zaman ben seni akşam saat dokuza yakın alırım.." centilmen gibi önümde eğilip uzaklaşmaya başlayınca arkasından sadece şaşkınca bakakalmıştım..
Ne yani? Şimdi birisi bana çıkmamı teklif etmişti?Tanrıı-...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
FORLORN
FanfictionAnnesi ve babası tarafından halen bebek iken sokağa bırakılan Lalisa ,Köyün en büyük ve zengin ağası Dede Kim tarafından sahiplenilir. Bebekliği Kim malikanesinin müşterlamatında geçen Lalisa on beş yaşından sonra malikanenin hizmetçiliğini yapmaya...