....."Lisa aç şu lanet kapıyı!..içer-içerde olduğunu biliyorum!" Bir anda Taehyungun sesi ile olduğum yerde kalmıştım. Sesi sert olsada bitkin ve acı dolu çıkıyordu. Elim ayağıma dolaşmıştı adeta. Neden kapımdaydı?..hiç bir ses çıkaramamış ve sadece kapıya doğru yavaş adımlarla ilerlemiştim. "Lisa aç şu Siktiğimin kapısı-.."bir anda sesi kesilmiş ve yere düşme sesi gelmişti. Merakla kapıya atılmıştım. Elim kapıyın anahtarına gitmişti. Tedirgindim-
'Lisa her şeyi bir kenarı bırak..sonuçta o da bir canlı..yardıma ihtiyacı var!'
İçimden geçen şeyle gözümü yummuş ve hızla kapıyı açmıştım. Gözlerim anında kapının duvarına yaslanmış şekilde duran Taehyungu bulmasıyla küçük bir çığlık atarak yanına çökmüştüm. "H-hey?..İ-iyimisin?" Endişelice yüzüne bakıp tedirgince elim ile yüzünü bana çevirmiştim. Tanrımm!! Yüzü berbat haldeydi! Ağzı burnu kan içindeydi."T-taehy-" korku ile ismini söylediğim anda kolumu hızla tutmuştu. Ben diğer elimi ağzıma götürürken çığlık atıp yere düşmüştüm. "Konuşmayı kes ve ilk yardım çantasını al gel!" Sinirlice konuşunca tekrardan yerinde yamulmuştu. Ben ise korku ile dolan gözlerim ile hemen kafa sallamış ve yerimden kalkarak ilk yardım çantasını almaya gitmiştim. Bulduğum an hızla koşarak dış kapıyın yanına gelmiş ve yanına çökmüştüm. Karnını tutup acı ile sessizce inliyordu. Bu hali elimi ayağıma dolaştırırken bir yandanda gözlerimi dolduruyordu. "Ne oldu böyle?!..Neden hasteneye gitmedin!" Hızla ilk yardım çantasının içinden gazlı bez çıkarmış ve kanayan yerine bastırırken sinirlice ve endişelice sormuştum. O ise acı ile kıvrılırken gülmüştü. "Bu şekilde ne hastaneye gidebilirim, ne de eve girebilirim!" Dediği şeyler ile kaşlarımı çatmış ve anlamayarak yüzüne bakmaya başlamıştım. "Yine aynı şey olacak, şimdi unnielerim eve geldiğinde seni bu halde görecekler zaten..b-ben sana burada ne yapabilirim?" Hızla konuşmam ile düşünür gibi yapıp ayağa kalkmaya yeltenmişti. Ne yaptığını anlamak için öylecebaktığım yerde bir an sendelenmesi ile koluna destek vermiştim. Hayvan gibi ağırdı!."Ne yapıyorsun!" Şaşkın bir sinirle ona bakarak kolunun altında dahada destek vermiştim. Ayakta duramıyordu adeta. "Gitmem gerek! Beni bu halde kimsenin görmemesi gerek!" Şaşkınlığımı koruyarak bakmaya devam ettiğimde sorduğu soru ile garip olmuştum. Ne yani herkesin görmesini istemiyor fakat gelip benden yardım istiyordu..Büyük bir nefes vererek kolunun altına dahada girmiştim.çünkü her an dahada güçsüzleşiyor gibiydi. "Tamam....biraz daha dayan ben bir şey yapıp gelicem hemen." Dayanamayarak acıma hislerimi ortaya çıkararak konuşmuş ve kolunun altından yavaşça çıkıp hemen hızla içeri koşmuştum. Elime geçen bir kağıt ve kalem ile hemen Jisoo unniemgile mektup yazmaya başlamıştım.
...
Not;Unnielerim.. beni evde bulamazsanız merak etmeyin... Love bir an garipleşmiş, bu yüzden onu kontrole gitmek zorunda kaldım. Rahatsızlaştığı için yanında biraz duracağım. Siz beni merak etmeyin. Kötü bir şey yok ortada. Sadece yanında kalacağım..
Sizi bol bol öpüyorum..Bücür hanımınız
Lisa...
Hızla kağıda yalandan bir şeyler uydurup en görüken yere koymuş ve hemen dışarı kaçmıştım. İlk başta yerdeki ilk yardım çantasını almış daha sonrada kapıyı örtüp Taehyungu zorlukla yerinden kaldırmıştım. Bilinci yerinde olsada sıvı hal gibiydi ve tamamiyle bana yüklendiği için çok ağırdı."Biraz çabuk.." Sessizce konuşup hemen ilerletmeye başlamıştım.
Taehyung arada sırada sessizce acısını belli ederken ben yüzümü buruşturup ona bakıyordum. Nasıl hale gelmişti..Kim bilir ne olmuştu..
Yavaş bir hızlılık ile düşündüğüm ahıra gelerek içerri girmiştik. Ahıra getirmemin nedeni kimsenin kullanmadığı ve gitmediği yer olan bir samanlığın olmasıydı. Adımlarımı acele ile o tarafa çevirmişken o sadece gösterdiğim tarafa ilerliyordu...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
FORLORN
FanficAnnesi ve babası tarafından halen bebek iken sokağa bırakılan Lalisa ,Köyün en büyük ve zengin ağası Dede Kim tarafından sahiplenilir. Bebekliği Kim malikanesinin müşterlamatında geçen Lalisa on beş yaşından sonra malikanenin hizmetçiliğini yapmaya...