Mia'dan sonra juliet duşa girmiş, alçısını ıslatmamaya dikkat ederek yıkanmıştı. Vücudunun bazı bölgelerinde hala kurumuş kan lekeleri olması onu biraz iğrendirmişti. Kabuk tutmuş çizikler de her yerindelerdi.
-Havluyla saçını kurutmaya çalışarak yatak odasına girdi. Üstünü giyindikten sonra yatağa uzanıp telefonunu karıştırmaya başladı. Mesaj kutusu dolup taşmıştı. Kazayı duyan herkes mesaj atmış, hem iyi hem de kötü mesajlar vardı. Aşağı inip mesajları üstten okumaya başladı.
"Umarım öl*rsün mia'yı hak etmiyorsun."
"Kaza yaptığını duyunca çok mutlu oldum, Mia benim olucak."
"Seni tekrar kameraların önünde görmek istiyoruz🫶"
İnsanlar bazen çok acımasız olabiliyorlardı. Neyse ki juliet çocukluğundan beri böyle kötü yorumlara maruz kaldığı için artık kanıksamıştı. O sırada çaldı telefonu, arayan annesiydi. Oflayarak cevapladı. Annesini dinlicek ne hali ne de isteği vardı ama açmazsa mia'yı arayacağını da biliyordu.
"Efendim anne."
"Nasılsın kızım bir yerin ağrıyor mu?"
"İyiyim anne. Mia iyi bakıyor bana."
"Tabii tabii.. neyse ben şey için aradım, bu gün size gelelim diyoruz dedenle, akşam yemeği için hem sizi görürüz hem de aklım sen de kaldı juliet uyuyamıyorum."
"Hastanede yanıma gelseydin anne çok merak ediyorsan. Haberlerde gördüm gezmelerdeymişsin."
Bir süre sessizlik oldu. Annesi hiçbir şey diyemedi. Juliet sinirle konuşmaya devam etti.
"Neyse anne gelin bu akşam yemek yeriz, kapatıyorum."
Juliet annesinin sözünü beklemeden telefonu kapatıp yatakta dikleşti ve telefonu cebine koydu. Yavaşça ayağa kalkıp merdivenlerden aşağı indi. "Mia.. mia nerdesin?"
Mutfağa girip bakındı. Mia koltuğun üzerine kıvranmış uyuyordu. Çok yorgun olmalıydı ki saçını bile kurutmadan uyuyakalmıştı. Juliet yavaşça yaklaştı uzandığı koltuğa. Yanına oturup elini yanağına koydu ve okşamaya başladı. Mia'yı uyandırmak hiç istemiyordu. Telefonunu az önce koyduğu cebinden çıkarttı ve ev yemekleri satan bi siteden yemek söyledi. Mia'yı her şeyi hazırladıktan sonra uyandırıcaktı.
...
(Saat:18.32)
Juliet'ten:
Gelen yemekleri tabağa koyup masaya dizdim. Ama önce tadına bakıp kontrol ettim. Dışarıdan alındıklarını fark etmeyeceklerini anlayınca rahatladım. Yavaşça ilerledim mia'nın yanına. Artık uyanıp hazırlanması gerekti.
"Mia, mia hadi uyan güzelim."
Mia hiç ses vermedi. Tekrar seslendim ama bu sefer omzundan dürtmeye başladım.
"Kızım kalksana annemler gelicek yemeğe hadi."Mia 'anne' lafından olsa gerek aniden gözlerini açtı. Etrafa bakınıp konuştu.
"Hani nerde annen?"
"Daha gelmedi." Saatime bakarak "Yaklaşık 30 dakika sonra geliceklerdir."
"Ne? Niye daha erken uyandırmıyorsun yemeği kim yapıcak?" Ayağa kalktı, oflarken aynı zamanda masaya baktı. Düşen yüzü yeniden gülümsemeye başladı ama sanki bir şeyi merak ediyordu.
"Sen mi yaptın bunları? Juliet doktor dinlensin demedi mi sen niye yemek yapıyosun beni niye uyandırmadın?"
Üst üste sıralamıştı yine cümleleri. Sorularına teker teker cevap verdim.
"Hayır ben yapmadım internetten söyledim. Seni de uyandırmak istemedim. Git tat bakalım nasıl yapmışlar."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Duman (gxg)
Teen FictionKendisine asılan adamdan kaçmaya çalışırken gazetecilere yakalanan Mia, Juliet ile tanışır