21 BÖLÜM

144 15 2
                                    

Calix - öyleyse... ne yapmam gerektiğini söyleyin.

.
.
.

Uzunca bu konuyu konuştuk, en sonunda ise; Nila'nın Calix'e belli bir konuya kadar yapması gerekenleri söyleyecek. Calix'te söylenecekleri eksiksiz yapacak. Bu sayede hikaye ilerlemesi gerektiği gibi ilerleyecek.

Calix - Bunları yapman karşılığında istediğim şeyler var. Şartlarımı kabul edersen dediğin sahneleri zorluk çıkarmadan gerçekleştiririm. Ayrıca kesinleştirmek için bir anlaşma imzalamak istiyorum.

Nila derin ve sıkkın Bir iç geçirdi. Kafasını çevirdi, lacivert küçük bir portal gibi bir şeye elini soktu . Elini çıkarttığında yanında bir de parşömen çıkarttı. Parşömende  konuştuklarımız madde madde yazıyordu. Parşömeni Calix'in önüne koydu ve yazması için kalem verdi.

Calix - (yazarken)
1. hikaye sahnelerinin başlaması ve bitişini bana haber verilecek.
2. haber dışında hayatıma karışılmayacak.
(yazmayı bırakır) Senin eklemek istediğin bir şeyler var mı Luna.

Tabii ki bu şansı kaçıramazdım. Anlaşmayı aldım ve yazmaya başladım.

Çok yazacağım bir şart yoktu.
ilk şartım, ölmem gereken sahnede ölmüş olarak gösterileceğim ve kimse benim yaşadığımı bilmeyecek. hikaye de dahil geçmeyecek.
İkinci şartım benimle beraber Ares'te ölmüş olarak gösterilecek ve benimle kalacak.
Üçüncü ve son şartında arada, hikaye dışındaki zamanlarda yanıma uğrayıp eksiklerim giderilecek.

Bütün sayfayı tekrar okuyup imzaladım ve Nila'ya verdim. Rahatsız olduğunu belli bir eden bir tavırla anlaşmayı imzaladı ve Calix'e verdi. Calix yazdıklarımı görünce gözlerini açabildiği kadar açtı

Calix - ölmek de ne demek oluyor!?

- sana söylemedim değil mi. Aslında ben kötü karakter olarak reenkarne oldum. önceki hayatımda da bu kitabı okumuştum. O yüzden bütün olanları biliyorum ve bu bilgilerden biri de Luna karakterinin ölümü. Ama anlaşma imzalanırsa ölmeyeceğim kesinleşir. Hem bu sayede de hikaye normal akışına dönebilir.

Calix'in kafası karışmış olmalıydı. Yinede anlaşmayı imzaladı.

Calix imzaladıktan sonra anlaşma kendiliğinden havalandı. Yazılar parladı ve üstüne bir mühür belirdi.

Nila - bu işte hallolduğuna göre şimdi zamanı ilerletmemiz gerek.
Beni takip edin size yapacaklarınızı anlatacağım

.
.
.

Zaman tekrar etmeye başladıktan sonra, Nila'nın dediği gibi Calix benimle açıklayıcı bir konuşma gibi bir şey yaptı. Ben de Nida'nın söylediği gibi Calix'i ters cevaplar verdim. En sonunda da zıt yönlerde birbirimizden uzaklaştık. Nila, Calix'in daha sahnesi olduğu için onunla gitti.
Ben boşta kalmıştım. Tam ne yapacağımı düşündüğüm sırada Ares bir odadan yavaşça çıkıverdi.

O anda göz göze geldik. koşarak kucağıma atladı. Bu çocuğu üzmekten yorulmuştum. Bunu sanki alışkanlık etmiştim.
Sadece öyleyecek sarıkıyorduk. Bir süre öylece sarıldık. Ardından da Ares'i kucağıma aldım ve benim için olan odaya gittim. Yatağa beraber uzandık onu sıkıca sarıldım ve kafamı onun kafasına yasladım.

.
.
.

O günden beri bir buçuk ay geçmişti. Bütün yaşanılanlar kitaptaki gibi ilerliyordu. Ölüm bölümünde yaklaşıyordu ama yaptığımız anlaşma sayesinde rahattım. Ayrıca Ares Ixion'dan ders almaya başlamıştı. Ixion, Ares'in güzel bir potansiyeli olduğunu ve çok hızlı öğrendiğini çokça söylüyordu. Bu başarıları sayesinde birazcık da olsa ders saatleri azalmıştı

Ilk başladığında 12'den akşam 6'ya kadar sarayda eğitim görüyordu. Şimdi ise 12'den 3'e kadara düşmüştü. Bu sayede Ares'le daha çok vakit geçirebiliyordum. Ayrıca yakında da imparatorluk sayıında Prens Adrian'ın doğum günü için balo vardı. bu baloda Daisy'e saldırılacak Calix'te onu kurtaracaktı. Ben de o baloda da Adrian ile daha yakınlaşacaktım.

Babam - Kızım bu baloya biliyorsun ki ben de katılacağım, yani Ares de evde yalnız kalacak

- merak etme Baba Prens Ixion ile konuştum. Ares Bola'ya Ixion ile beraber katılacak.
Herhalde bu sefer bir sorun yaşanmaz.

Gözlerimi kısarak Babam ve Ares'e baktım. İkisi de somurtarak bakışlarını aşağı çektiler. Bu halde çok tatlıydılar. Yüzümü hafif bir tebessüm oluştu.

- Peki balo için hazırlanmamız lazım değil mi? bugün dışarı çıkıp alışveriş yapalım mı?

Ares - EVEEET!!!!

Balo günü herkes yerini almıştı. Babam kendi yaşıtlarıyla, Ares Ixion'la, ben de Nila'nın dediği konumdaydım. Balo gününden önce Calix ve Nila ile toplantı yapıp işleri kesinleştirmiştik. Bu Bolo sorunsuz geçecekti...

Prens Adrian baloya teşrif etti. yakında Benim de konuşmaya da gidecekti fakat öyle olmadı. Adrian benim yanıma gelmek yerine Daisy'nin yanına gitti.
Tabii ki de Bunu gören Nila durumu kontrolüne aldı.

Bir Asilin bedenini kontrolünü aldı. Adrian'ın yanına gidip konuşmayı böldü bu sırada da kontrolündeki başka biriyle Daisy'nin dikkatini dağıttı. Bu sayede İkisi de birbirinden ayrıldı. Kısa bir bekleyiş yaşadıktan sonra Adrian yanıma geldi.

Aynen kitaptaki gibi konuşmamız gerçekleşti. Tam konuşmanın sonuna gelirken Ixion yanıma geldi. Endişeli gibiydi. İkide bir etrafına bakıyordu.

Ixion - (kulağıma yaklaşır) Ares ortadan kayboldu, nerede olduğunu bilmiyorum.

Hay Şansıma, Bu çocuk neden belaya kafa atıyor lan! şu an bu balo binlerce insanı öldürmüş suikastçılarla dolu. Neden bugün burada kaybolmak zorundaydı.
Olayın yaşanmasına az kalmıştı. Normalde kendi canımı bile Nilalara bırakırım Ama Ares'i o salaklara asla bırakmam. O yüzden adrian'ı g***** takmadan aresi aramaya koyuldum.

Hızlıca Ares aramaya koyuldum. Zaman gitgide daralıyordu. Endişeyle etrafta koşturuyordum ama bulamıyordum.
Bu koşturmam herkesin dikkatini çekmişti. Tabii bu umurumda mıydı? Kesinlikle hayır. Ixion'da muhafızlara haber vermişti.

O sırada kafamda bir anda sesler yargılanmaya başladı. Bu ses Nila'ya aitti.

Nila - Ares'i boş ver son-

Bunu demeyi nasıl cüret ederdi! Ares'in benim için değerini bilmiyor muydu? Burası kalpsizlerle doluydu. Ayrıca Ares hikayedeki yeri belirsiz di, bu ölebileceğim anlamına geliyordu.

Bir anda çağların sesleri duyuldu. Bunun anlamı saldırı baş-...oh, Hayır, Daisy Ares'le konuşuyordu. Arkasında da Daisy'e saldıracak adam vardı. Eline saldırmak için hançerine götürdü.

Ares'ten çok uzaktın. Koşmam lazımdı. Nasıl yetişebilirdim ki...
Daha hızlı olmak için ayağınimdaki ayakkabıları da çıkarmıştım. Yetişmem lazımdı, ne olursa olsun yetişmeliydim...

Sanki Birden zaman durdu. Ares suikastçıyı fark etmiş de Daisy'i arkasına Alıp onu korumaya çalıştı.  İşte benim centilmenim.

Kan!!!

Yetişmiştim. Ares'in önüne geçerek ona Kalkan olmuştum.
Göğsümü delen hançerle yere Ares'in kucağına düşmüştüm.
Suikastçı yaşadığı şokla Hançeri bırakmış kaçmaya çalışmıştı ama şu anda düşünmem gereken başka şeyler vardı.

Ares - (bağırarak) sakın öleyim deme! Sen bu yüzden ölemezsin! Lütfen beni bırakma!

Tabii ki ölemezdim.  Ares'i bırakamazdım. Son gördüğüm Ares'in o üzgün yüzü olamazdı. Ama maalesef durumum belliydi. Bu haldeyken artık yaşayamazdım.
Şimdi ilk ölümümü hatırladım. Neden şimdi hatırlamak zorundaydım o hayatı.

Oy vermeyi unutmayın❤️
Yorum gönderirseniz de çok sevinirim
✨Sonraki bölümde görüşürüz ✨

Planlarımı Bozan Küçük Çocuk Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin