"Bir kesik yıllar sonra kanadı... "
"Ağağağağ... "
Gözlerimden akan yaşın ardı arkası kesilmiyordu resmen. Kendimi durdurmam imkansız gibiydi.
"Ona onca kişinin önünde onu sevdiğimi söyledim! O ise hiç kimseyi sevemeyeceğini söyledi." diyerek yüzümü iyice bastırdım bacağına.
"En azından senin hislerin varmış. " diyen annem saçlarımı okşuyordu.
"Ne diyorsun anne ya!? "
Sinirle doğrulup gözlerimin altını sildiğimde omuz silkti.
"Sürekli yaşamaya değer bir şey bulamadığını söylüyordun." diyerek uzanıp bir kase çekirdek aldı. "Ben kızımın aşk hayatını izlemek için bile yaşayabilirim."Anlamsızca yüzüne baktım. Bu da ne demekti şimdi?
"Ee? " dedi bir iki tane çekirdek çitleyerek. "Bu çocuk yaşamana değer mi? "
O ana kadar hayatımı hiç böylesine sorgulamamıştım. Annem bana öyle bir darbe indirmişti ki bu red yememden daha ağır gelmişti resmen. Gerçekten haklı olabilir mi? Ona olan sevgim sıkıcı ve sıradan hayatımı değiştirebilir mi? Farkındalık çok sonradan gelmişti. Aslında çoktan birçok şey değişmişti.
Günler ve belki de haftalar önce. Ne zaman ki kendime "neden yaşamalıyım? " sorusunu bıraktığımda.
Saçlarımı geriye atıp anneme baktım.
"Benim kalbimi kırdı! " dedim sinirle. "Bundan keyif mi alıyorsun? " Güldü.
"Yapabiliyorsan sen de onunkini kır o halde. "
"Anne!" diye bağırdım. "Erkeklerin kalbini kırmamı istiyorsun. Anneler böyle olmamalı. " dediğimde kaşlarını çattı.
"Sana ne benim anneliğimden? Sen nasıl anne olmak istiyorsan öyle ol. Ben böyle bir anneyim. " dedi sinirlenerek.
"Yarın damat diye itin tekini getirsem? " dedim tek kaşımı kaldırarak.
"Senin itin.. Bana ne? "
Ağzım beş karış açık kaldı.
"Ayrıca baban vermez falan sanma dakka bir gol bir. Direkt veririz seni. "
İnanamıyorum. Cidden inanamıyorum.
"Neden? "
"Çünkü eğlenceli. Baban beni tavlamak için neler yaptı neler. O kadar eğlendim ki hayatıma heyecan kattığını fark ettim. Bu küçük şeyler bir sonuca varmasa bile izi olmayan eşsiz güzel yaralar olacaklar."
"Ne yani, red yemiş olmama rağmen gidip şansımı tekrar mı deneyeyim? " dediğimde güldü.
"Bilmem. İster onun da seni sevmesi için çaba istersen intikam al." diyerek ayaklarını koltuğa uzattı. "Hayatı yaşamak için değer kılan şey ne yaşadığın ya da kiminle yaşadığın değil... " dedi ve gözlerime baktı. "sensin."
"Bu dediklerine pişman olacaksın."Hızlıca odama geçtim ve aynamın önünde durdum. Ne tür kızlardan hoşlanırdı? Gotik? Seksi? Tatlı? Nazik? Kendine güvenen...
Kafayı sıyırıp eve almış olduğum tüm kitapları yere indirdim. Hepsinin romantizm kısmı açıp deli gibi okusam da bir işe yaramadı. Bu yüzden dolabımın kapağını açtım ve içine baktım.
Tamam. Bence akıllı ve çalışkan kızlardan hoşlanıyor. Çünkü kitapçı yani.
Kot pantolon. Hızlıca kot pantolon giydim. Kestiğim saçlarımı zorla topladım ve inek yalamış gibi geriye taradım. Camsız gözlüklerimi de taktıktan sonra kendime baktım. Yok biraz makyaj. Yokmuş gibi gözüken ama can yakan makyaj...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sihirli Kitap Evi
FantasyAt havaya; yazı gelirse sağa , tura gelirse sola... Her şey bir bozuk paranın, yağmurlu bir günde, düşüp kaybolmasıyla başlamıştı. Dünyaya ait olmayacak bir binaya giren Elisa, kitapların arasında, şaşkınca dolanırken bir kaza sonucunda kitabın...