"Satırları yazarken kelimeler cinayet işledi..."
Elimdeki kakaolu dondurmaya bakarken hayatı sorguladım. Gerçekten esprileri bok gibi olan, asla güldürmeyen, güldürürken düşündürtmeyen o yerdeydim ama... mutluluk vardı sanki?
"Cenker abi dönmedi mi hâlâ?" dedi Ezgi çilekli dondurmasından bir parça alarak.
Gözlerim yanımdaki abim olacak adama döndü. Sahi, neden bu kadar yakışıklıydı. Yoksa başrol o muydu? Yan çar mı olmuştum?
Tek kaşımı kaldırarak onlara bakarken elimde bir ıslaklık hissettim. Hızla elimi kaldırdığımda dondurmanın elime bulaştığını görmüştüm. Püü, Allah kahretsin! Elim yapış yapış oldu. Ezgi ve Ateş, abim olacak adam, beraber önden yürümeye devam ettiklerinde dondurmayı kendimden uzaklaştırdım.
"Bana ver." dedi biri.
Kendisi olmayan ama sesi olan adam beni bir hayli korkuttu. Kafamı geriye çevirdiğimde göz göze geldik. Sarı ışıkta bile açık yeşil gözleri parıldıyordu.
"Ne düşündün öyle de dondurmayı yemeyi unuttun?" dedikten sonra elini deri çeketinin iç cebine daldırdı. " Al." Uzattığı ıslak mendile şaşkınca baktım ancak onun pek bir sabrı yol gibiydi. Islak mendili boştaki elime tutuşturdu ve eriyen dondurmayı elimden aldı. "Hadi abin bekliyor." deyince derin bir nefes aldım.
Ellerimi ıslak mendil ile sildikten sonra elindeki dondurmayı alıp , abim olacak adamın yanına, öne doğru koşmaya başladım. Ya hoşlanırsam? Ya bir kitap karakterine aşık olur ve gerçek dünyamı cehenneme çevirirsem?
Ona neden aşık olayım ki?
Bu soru durup geriye bakmama sebep oldu. Güzel fiziğine mi? Yeşil gözlerine mi? Peki ya o gamzeler?
Nesne aşık olmayayım? Ben de insanım sonuçta. Karşımda mükemmel bir şey duruyor. Ama gerçek değil!
Gerçek değil Elisa!
Birinin sırtına sertçe çarpınca sendeledim.
"Hayırdır Şiir, dondurma ile kafa mı buldun?"diyen abim olacak adama tek kaşımı kaldırarak baktım. Ezgi ise yandan gülmekten çatlıyordu.
Komik değil?
"Zaten tipine bak. Sümüklü yavru köpek gibi." diyerek Ezgi onu destekledi.
Komik değil?
Ama neden gülüyorlar.
Bu kitabın kötü tarafıydı ya bu! Espiriler boş ve anlamsız!
Yüzümü asarak dondurmamdan bir ısırık almıştım ki mahallenin aşağısından biri çıka geldi.
Elini kolunu sallıyor, bir paşa babası gibi yürüyordu."Cenker de geldi." diyen Ateş olacak abim ile gözlerimi kısarak aşağıya baktım.
"Ne yapıyorsunuz lan akşam akşam?" diyerek yanımıza geldikten sonra elimdeki dondurmayı aldı. Şaşkınca yüzüne baktım.
"Geziyoruz." dedi Ezgi salağa açıklar gibi.
"Gezin bakalım." diyerek Cenker olacak abim bana ufak bir bakış attı. Dondurmamı aldığı için mutlu gibiydi.
Kaşlarımı çattığım sıra Cenker Ateş'e döndü.
"Aşağı inelim mi? Kemal'lerde futbol izleriz." dediğinde diğer ikisi onu onayladı.
"Aynen, Şiir de izlemek istiyordu zaten." deyince Ezgi yüzümü buruşturdum. Ben mi istiyordum?
"Aynen aynen." diye geçiştirdiğimde onlar yine , uzun bacakları ile, hızlı hızlı yürümeye başladılar.
"Al."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sihirli Kitap Evi
FantasíaAt havaya; yazı gelirse sağa , tura gelirse sola... Her şey bir bozuk paranın, yağmurlu bir günde, düşüp kaybolmasıyla başlamıştı. Dünyaya ait olmayacak bir binaya giren Elisa, kitapların arasında, şaşkınca dolanırken bir kaza sonucunda kitabın...