"İyi misiniz?*Lisa cevapladı.
"Ne kadar iyi olabiliriz?"
"Özür dilerim."
"Özür dileme."
Kendimi olabildiğince suçlu hissediyordum. Lisa beni neden bayıltmıştı ki?
Etrafa bakındım. Seungmin dışında herkes buradaydı.
"Seungmin nerede?"
Lisa saçını düzeltti ve duvara yaslanıp yavaşça yere oturdu.
"Onu Minho'ya sor."
Minho'ya baktım. O da bana bakıyordu. Anlamaz gözler ile.
"Minho'ya mı?"
"Sor. Seungmin'i öldürmenin cezasını çekecek mi?"
Sessiz kaldım. Minho'nun bunu yaptığına inanmıyordum. Ya da inanmak istemiyordum.
"Minho sen mi yaptın?"
Tahmin ettiğim gibi sadece susuyordu. Elini tuttum. Minho beni kırmaktan bile korkardı. Yapmazdı o.
"Hatırladığın bir şey var mı?"
Lisa ayağa kalktı ve sinirle yanıma gelip elimi tuttu. Beni Minho'dan ayırdı. Arkasına aldı ve geriye doğru adımladı.
"Lisa ne yapıyorsu-"
"Jisung görmüyor musun? Minho'nun iyi olup olmadığını biliyor musun? Evet bilmiyorsun. Sana saldırdı Jisung! Sana saldırdı! Seungmin'i öldürdü! Onun tarafında mı kalacaksın! Kendine gel. Halâ çok korkak bir insansın. Sadece kendi inanmak istediğine inanıyorsun değil mi?"
Sesim çıkmadı. Ağlayamadım. Nefes alamadım. Minho'ya baktım. Ağlıyordu. Onun suçu olmadığına emindim.
"Lisa, gözlerin ile gördün mü?"
Ofladı.
"Anlatmamı istiyorsun anlatayım. Minho bir anlığına düştü. Gözü karardı sandık. Seungmin onun yanına gidip onu korumaya çalıştı ama bu arkadaşın onun boynunu zevk ala ala ısırdı ve ölmesini sağladı. Cesedini bile alamadık. Çünkü zombilere yem etti. Söyle şimdi. Seungmin'i gözden çıkarıyor musun?"
Bazen çok garip anlarımız olur. Duygusuz gibi hissedersiniz. Ağlayamazsınız ya da gülemezsiniz ama kötü bir durum olduğunu bilirsiniz. İdam mahkûmu olmuş gibi hissedersiniz.
Minho yavaşça kimsenin olmadığı bir köşeye geçti ve dizlerini kendine çekerek oturdu. Lisa'dan elimi çektim.
"Lisa, zeki kızsın. Şunu düşün. Minho bunu neden yapsın?"
"Halâ safsın. İnsanlar değişebilir Jisung. Hayatta önceliğin kendi canın olsun. Sende şunu düşün. Sen spor salonundan çıktığın sırada peşinden geldi mi? Felix seni korurken Minho geldi mi?"
"Lisa, yaşanmış bir olay tüm ilişkiyi belirleyecek kadar güçlü olamaz. Yaşanan olayın büyüklüğüne göre."
Doğru ya. Lisa bunu nereden biliyordu ki?
"Seungmin'in öldürülmesini ve o anda Seungmin'in Minho'ya olan kırgınlığı düşün o zaman."
Haklıydı. Sonuna kadar.
Hızlı bir şekilde Minho'nun yanına gittim ve oturdum. Elini tuttum. Sıcacık elleri artık buz kesmişti.
"Bana bak Minho. Doğruyu mu yalanı mı söylüyorsun anlamam lazım."
Gözlerimin derinliklerine baktı ama bir bilinmezlik vardı. O da ne yaptığını bilmiyordu. Sadece yardım ister gibiydi.
Minho
Daha önce olanlar
Elime portakal suyu uzattı. Teşekkür ettim ve içmeye başladım. Uzun zamandır susuzdum. Sonunda kendime geliyordum.
Gerçi, portakal suyu mu?
Yüzüne baktım.
"Bu-"
Boğazımı refleks olarak tuttum. Sesim çıkmadı. Çığlık atmaya çalıştım. Sesim sadece benim kulaklarımda yankılanıyordu.
"Biliyor musun Minho? Başından beri çok aptalsın. Sorgulamadan içtin. Başka şeyler de içiyor musun?"
Gözlerine baktım. Şaka mıydı? Midemi bulandırıyordu.
"Sana işkence yapmayacağım. Amacım Jisung. Onu öldüreceğim ve sende sadece izleyeceksin. Böylesi senin için daha zevkli olur. En önemlisi de ona zarar veren sen olacaksın. Kimseye gerçekleri de anlatamayacaksın. Dediğim gibi sadece izleyeceksin ve herkesin senden nefret ettiğini göreceksin. Nasıl bir his anlayacaksın. Ruhun ikiye bölünecek ve kendinden utanacaksın. Ya da tiksinirsin. Her neyse. Benim için Jisung'a acı çektirir misin? Evet yaparsın."
Gülümsedi ve devam etti.
"Ama Jisung'u yavaş yavaş öldüreceğim. Süründürmek daha zevkli her zaman. Kötü adam olunca ışığın olduğu yerler gözüne ateş gibi gelir. Ayrıca geçmişimiz nr de olsa derin. Sana dokunmayacağım."
Konuşmayı denedim. Hiç bir şey olmadı. Yapamadım. Nefesin yine olamadım Jisung.
Diğeri geldi. Sonunda birisi dediklerini duydu. Beni kurtaracaktı!
" Burada ne yapıyorsun?"
"Kes sesini seni gerizekalı."
"Minho'ya zarar vermeyi düşünme. Son uyarım."
Gitti. Beni korumayacak mıydı? Son uyarım deyip gitti. Beni bununla bıraktı.
"Hadi ama Minho biraz eğlenelim."
Aniden diz çöktüm. Bedenimi ben kontrol etmiyordum. Ben böyle bir aşağılık karşısında diz çökmezdim.
"Şimdi."
Parmaklarını şıklattı. Görüşüm kararmıştı.
İkisi de yalancıydı. Bir dahaki hayatımda kazanan ben olacaktım. Haddini bildirecektim. O ışığı sana cehennem ateşinden daha sıcak tattıracaktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Son Nefesler /Han Jisung/✔️
FanficHer şey Lee Minho'nun bulduğu bir kitabı yakmasıyla başlar. Kitabın kaderi onlara yazılır.Minho ve arkadaşları elli yıl sonrasına gönderilir. Minho'nun tanıdığı arkadaşları süper güçlere sahip olurken diğer insanlar zombilere dönüşür. Ayrıca yer alt...