Son Nefesler /Han Jisung/✔️

21.bölüm

Felix

Ezgin Felix

Annemi odasında ölü halde buldum. Fazla umursamadım. Bu onun için cennet olmalıydı. Çünkü asıl cehennem bu evin içindeydi.

Okuldaki tek arkadaşım Minho'ydu. Babam sadece onunla arkadaş olmama izin vermişti. Her saniye beni takip ettiğini biliyordum o yüzden ona karşı gelemezdim.

Bu yüzden herkesin ağzında ezgindim. Eziktim.

Minho ile beraber çok eğlenirdik. Umutsuzluğun içindeki tek umudum oydu.

Ama her şeyin babamın çıkarı için olduğunu fark ettim.

Minho'nun babasını o öldürtmüştü. Annesi için ama Minho'nun annesi başka birisi ile kaçınca babam her gün daha fazla eziyet etti ve Minho ile olan arkadaşlığımı kesmek zorunda kaldım. Aynı zamanda her şeyi anlatmam gerekiyordu. Babasının öldüğünü söylemeden.

"Minho konuşalım mı?"

"Tabii ki de! Benim evime geçelim mi?"

"Yok hayır."

"Peki dinliyorum."

Ve her şeyi anlatmıştım. O da her şeyini bitirmişti.

"Minho ben sana asla ihanet etmedim."

"Etmemiş olabilirsin ama benim yerimde olsan sen ne yapardın?"

"Senin duyguların ile oynamak istemedim."

"Sanırım artık tek arkadaşım Jisung."

Beni bırakıp gitmişti. Lanet olası Jisung'un yanına gitmişti.

Ve yeminim olsun ki zamanı geldiğinde Jisung'a bunu ödetecektim.

O gün elbette gelecekti.

Jisung

İçeriye aniden Lisa gelmişti. Tepkilerine göre Jeongin'in ölmesine şaşırmamıştı.

"Gidiyoruz!"

"Nereye?"

Duraksadı ve yüzüme baktı.

"Seni hayatta tutabilmek için Minho'yu öldürmeme izin ver."

Bir an için dalga geçtiğini düşündüm. Benden böyle bir şey isteyemezdi.

Minho'ya baktım.

Sadece söyleyeceğim şeyi bekliyordu.

"Lisa, ne saçmalıyorsun? Evet demeyeceğimi biliyorsun."

"Bak. Seni hayatta tutmanın yolunu hatırladım. Minho suçsuz ama onu öldürmemiz gerekiyor. Jeongin'i de burada bırakıp gitmeliyiz. Seni normal hayatına döndürebilirim."

Jeongin'e baktım. Ölü hali bile güzeldi. Kızmazdı bana. Değil mi? Eğer her şey güzel olacaksa denemem gerekirdi.

"Tek bir şart. Minho'yu da yanımızda götüreceğiz."

Derin bir nefes aldı.

"Tamam, beni takip edin."

Minho'nun elini tuttum.

"Her şey güzel olacak Minho."

Beraber kapıdan çıktık ve hızlı adımlar ile ilerledik.

"Lisa, nereye?"