Ağzım açık telefona bakar halde kaldım. Ya ama niye ya niye tekrardan ortaya çıktı ki. Ne güzel bırakmıştı peşimi diye seviniyordum.
Kilit sesi geldi ve annem içeri girdi. Benim bu yaralı ve bedbaht halimi görünce tabi sadece gözlerini pörtletti. Şaşırdı da niye şaşırıyorki yani benim sonuçta kızı yani -_-
''Hayır yani ben gerçekten anlayamıyorum seni. Şaşırmamam gerek biliyorum ama daha 24 saat geçmedi dün akşam hastanedeydik. Biraz dayanamadın dimi. Hayır hastaneleri bu kadar çok seviyorsan neden tıp okumadın ki hem daha basit olurdu senin için de benim içinde. Bu sefer neden olduğunu dinlemek istemiyorum. Hastaneye gittin mi bari?'' dedi.
''Hasan abi baktı bana dinlen bir süre dedi o kadar'' dedim. Tabi ki bu kadar değil ama bilmesi gerekmiyor değil mi?
''Tamam o zaman. Ee stajın nasıl geçti bir şeyler öğreniyor musun bari?'' dedi.
''Bugün öyle bi etrafı tanıdım gezdim yarın bir şeyler öğreneceğim kesin ama '' dedim gülümseyerek. Çünkü yarın seraya gireceğim artık. İzin almayacağım da direk dalıcam abi. Bazen içimdeki seste bir ağır abilik seziyorum haydi hayırlısı. -_-
''Neden ki yarın ne var?Bu arada çorba yapıcam sana, istediğin birşey var mı?'' dedi mutfağa geçerken.
''Yarın özel çiçekleri görebileceğim bir iç seraya giricem de ondan anneciğim. Ha yemek olarak çorba tamam da yanında paattes pilav da yapsan fena olmaz hani'' dedim.
''Yahu benim kızımsın ben doğurdum ben yedirdim ben içirdim, ama şu midesizliğin nereden geliyor çözebilmiş değilim'' dedi kafasını iki yana sallarken etrafta malzemeleri hazırlıyordu.
''Hiçte bilem. Ne midesizliği ya ne güzel yemekler işte. Herkes ayrı yiyor ayrı olarak seviyor diye benim de mi onlar gibi yemem gerek yani.'' dedim ve haklıyım gardaş.
''Tamam tamam demedim birşey.'' dedi. Bende üzerimi değiştirmek için yukarı odama çıktım.
Odama girdiğim gibi telefonum çaldı yine tanımadığım bir numara ve belliki yine sapığım! Telefonu açtım ve başladım konuşmaya,
''Ya kardeşim yeter be yeter ne istiyorsun benden he ne? Pis sapık!! Yani anlamıyorum ki güzel desen değilim, zengin desen değilim, başarılı da değilim. Hayır niye bana sapıklık yaptığını gerçekten anlamış değilim git daha güzel olanlara yap sapıklığını yani benim değerli vaktimi niye boşa harcıyorsun ki yeter yani ya yeter!'' dedim. Bak ses yok kal geldi tabi benden bu girişi beklemi-
''Pardon ama bir sorun var Gül? Ben Can bu arada, seni rahatsız eden biri mi var?'' dedi Can. Can? Can! CAN?! Ulan ne saydırdım çocuğa he birde kendimi de yerdim ne güzel!
''Ya çok pardon patron ya vallahi sana değildi söylediklerim. Bir sapığım varda 3 hafta arayla sahalara geri döndü kendisi biraz önce aramıştı yine o sandım gerçekten özür dilerim.'' dedim.
''Sapık mı? İyi misin peki? Yani herhangi bir fiziksel yakınlıkta bulundu mu sana?'' dedi biraz sesi yükselmiş gibi geldi.
''Yok ya ne fiziksel yakınlığında bulunacak. Kolaysa gelsin. Geleceği varsa göreceği de var. Ben tekvandoya gittim de yani bana yaklaşmaya kalksın alır cezasını. Sadece telefonda yaptı yapacağını. Huzursuz ediyor işte amacı bu belli. Hem karmaşık bi sesi var sesiyle oynuyor belli ki iki farklı sesin birleşimi gibi.'' dedim. Bunları neden anlatıyorum bilmiyorum ama onu kendime yakın hissettim biraz. Tabi bu düşmelerle baya yakınlaştık tabi =.=
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gardenya
Fiksi Remaja*Kapat gözlerini ve bir aşk hayal et. Hiç olmadın mı? Peki o zaman deneme ve hikayemi okumaya başla. *Bu hikayede kendinizi bulacaksınız. *Sevgiyle yoğrulup size gelen mizah-komedi karışımı bir hikaye. Gül; konuşkandır, susmayı pek beceremez, ağzı...