18) Hafızayı Tazeleme Günü

43 2 2
                                    

Söylediğim yerde multideki şarkıyı açabilirsiniz. İlyas Yalçıntaş- Gül Bence

İyi okumalar^^

Bir insan hayatındaki sahip olduğu kişilere gerektiği özeni gösterip, onlara değer verip, önemsemeli. Bir gün herkes gider, gerek isteyerek gerekse de zorunda kalarak. Benim hayatımdan değer verdiğim biri gitti. Aslına bakarsanız gitmiş. Hafıza sorunlarım yüzünden hayatımdan çıkan değeri farkedememişim bile.. Ama artık öğrendim. Annem evde kaldığım hafta bana Dorukcandan bahsetmişti. Evet Dorukcan doğruyu söylüyormuş. Tamam ona inanmıyor değildim fakat inanmakta güçtü yani. 

Annemin anlattıklarına göre biz çok küçükken birbirimizle her dakika berabermişiz. Ben onu çok seviyormuşum. Hayatımın merkezi yapmışım ve onsuz hiçbir şeyi yapmak istemiyormuşum. Annemle bakkala giderken bile tutturuyormuşum 'o da gelsin, o da gelsin' diye. Annem bunları gülerek anlatıyordu. O hallerim komikti herhalde. Dorukcan da bana bir ağabey edasıyla hep dikkat edermiş ve en ufak incinmemde kendini suçlayıp üzülüyormuş. Çocukmuşuz işte.. Bir gün Dorukcanın annesi anneme 1 hafta sonra taşınacaklarını söylemiş. Annem çok üzülmüş benim adıma. Ona ne kadar değer verdiğimi biliyormuş. Annem bana söylemek istemiş fakat bir şey diyememiş. "Kızım nasıl söyleyeceğimi bilemedim sana. Ama seni Dorukcandan biraz uzaklaştırmak istedim çok kötü olma diye ama sen ayrılmıyordun ki hiç. Beni de dinlemiyordun. Hep kafana dik hareket edip duruyordun" diyip gülerek hafifçe kafama vurdu. Bende sırıttım. Çok hoş anılarmış ama ben hiçbirini hatırlamıyorum. Neden hatırlamadığımı da hatırlamıyorum ki.. "İşte o 1 hafta çok çabuk geçti gitti. Dorukcan da taşınacaklarını bir gün öncesinde öğrenmiş. O gece bize geldi seni görmek istedi. Gözleri dolu doluydu. Öğrendiğini anladım bende. O gece sana hiçbirşey söylemedik. Dorukcan da istemedi söylememizi. Ama bir ricası vardı. O gece seninle uyumak istedi. Bende Dorukcanı kendi oğlum gibi sevdiğimden izin verdim. Baban biraz mırın kırın etmişti ama ikna olmuştu. Neyse o gece birbirinize sarılarak uyudunuz. İkiniz de çok huzurluydunuz." Bana baktı annem gözleri dolu dolu. Demek Dorukcanla o kadar yakındık. Kafam çok karışmıştı. Peki hala niye hatırlamıyorum. Annem bunları anlatırken biraz bile aklımda bir şeyler şekillenmedi. Kafamı ellerimin arasına aldım ve annemi dinlemeye devam ettim. 

"O sabah hep beraber güzel bir kahvaltı yaptık. Sen çok mutluydun. Hala haberin yoktu. Kahvaltıdan sonra anne ve babası Dorukcanı almaya ve bizimle vedalaşmaya geldiler. Hepimiz birbirimize sarılıp üzgün bir şekilde veda ederken sen 'ne oluyor' der gibi etrafına bakınıyordun. Dorukcan yanına geldi ve ellerini tutup "Gül bana bak canım. Biz taşınıyoruz artık seni göremeyeceğim. Sen de beni göremeyeceksin. Çok küçük olduğum için gelip seni de göremem. Ama beni sakın unutma tamam mı? Söz ver bana." dedi gözlerinden yaşlar akarken. Sen de gözlerini kocaman açmış Dorukcana bakıp "Sen gidemezsin bir yere onlar gitsin sen gitme lütfen olmaz bırakmam seni. Sen benimsin banane. İzin vermem." deyip sımsıkı boynuna sarıldın. 5 dakika geçti sen hala sımsıkı sarılmaya devam ediyordun. Dorukcanın babası artık gitmeleri gerektiğini söyleyince sizi zorla ayırdık. İkinizinde gözlerinden su gibi yaş akıyordu. Dorukcanla anne ve babası hızlı bir şekilde çıkıp gittiler. Sen de hemen arkalarından koştun. Biliyorsun sakarsın. O günde son merdivene gelince düştün. Dizin yarılmıştı ama sen kalkıp koşmaya devam ettin. Biz de arkandan koşuyoruz tabi. Sen beklemediğimiz anda çıkıp koştun arabanın arkasından. Biz de arkandan. Araba uzaklaşmıştı ama sen hala koşuyordun. Sonra sen yola atladığın için nerden çıktığını anlamadığımız bir motosiklet sana çarptı. O gün seni hastaneye götürdüğümüzde doktor küçük bir şok yaşadığını söyledi. Uyandığında Dorukcanı hatırlamıyordun. Bizde en iyisinin böyle olduğunu düşündük ve sana bir şey söylemedik. Onun yokluğu sen de bir şok etkisi yaptı ve acı çektiğin için hafızan onu sildi. Yani doktorun söyledikleri bunlardı. Bizde ne kadar üzgün de olsak sana belli etmedik ve böyle yaşamanın senin açından daha doğru olacağına karar verdik. Sonra ise anlatmak aklımıza gelmedi kızım yani Dorukcanlar hiç bir zaman gözükmediler. Sadece arada ailesini görüyorduk. O da gazetelerde. Ayrıldıklarını öğrendiğimizde üzülmüştük. Gazetelerde Dorukcanın hiç haberi çıkmıyordu galiba babası engelliyordu. Ona ne olduğunu bilmiyorduk yani. Taaki sen kaçırılana kadar. O gün karşıma çıkıp kendini tanıtınca çok üzgün ve mutlu hissetmiştim. Demek kaderinizde tekrar karşılaşmak varmış." dedi gülümseyerek bana bakıp. Demek bu yüzden hatırlayamıyordum..

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Aug 03, 2016 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

GardenyaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin