11)Yanımda Kalsan.. Gitmesen?

84 6 6
                                    


Bölüm şarkısı; The Grey-Icon For Hire


Sabah 10'da kalktım ve kahvaltı giyinme derken işlerimi bitirip 11'de çıktım evden. 12'de dersim var ve 3 saat sürecek sonra da direk seraya uçarım herhalde. Sınıfa girdiğimde boş olan bir köşeye geçip oturdum ve dersin başlamasına daha çok olduğu için kitabımı okumaya devam etmek istedim. Evet tek dizi izlemiyorum kitap da okuyorum he bir de Wattpad hikayeleri de dahil.. Yani kültürsüz bir insan değilim arkadaşım kültür mantarı sayılırım azcık ucundan -.-

'Sen benim yerde bulduğum gökyüzümdün' sözü şuan okuduğum Bukre kitabında geçiyor. Çok güzel bir sözmüş. Benim gökyüzüm karanlık maalesef ve öyle de kalacak. Neden bilmiyorum ama aşk'a inanmıyorum. Yani görüyorum etrafımda hep ayrılıp barışan çiftleri. Bir kere ayrılık olduysa ilişki de o çatırdamamış kırılmıştır. Bu yüzden kırığı yapıştırmaya çalışsan da o kırık elbet bir gün yine kırılacaktır. Sonra kalpler niye bu kadar kırılgan. Ben kendi kalbimi güçlendirdim. Babam gittiğinde oluşan kırığım şimdi çok daha güçlü. Ama kırık hala orada biryerlerde babam çıkarsa ortaya -çıkmayacağı kesin de- o yapıştırdığım üzerini örttüğüm kırığımın tekrardan kırılabilme ihtimali büyük fakat kırılsa bile göstermeyeceğim yani belli etmeyeceğim kadar da güçlü...

Ayh! Aman yine başladım melankoniye. Hoca geldi. Kitabı kaldığım sayfanın kenarından katlayıp kapatıp çantama attım. Sonra ise derse vermeye çalıştım kendimi. Eski arkadaşım Gülçin iki sıra önümde oturmuş gülüşüyor eski düşmanım Tuğçe ve tayfasıyla. Hah! Hiç de takmıyorum artık o da gösterdi nasıl arkadaş olduğunu. Babamla ilgili olan durumumda benim yanımda olması gerekirken gitti düşmanımla birlik yaptı ve bana cehennem ettiler okulu. Ona baktığımı farketmiş olacak ki başını çevirdi gülerken ve beni gördü. Gülüşü soldu yüzünde ve gözleri kısıldı sinirli bakıyordu artık. Ben de gözlerimi devirip hocaya döndüm ve dersi dinlemeye başladım.

Hoca dersi bitirdiğinde eşyalarımı toplayıp çıkarken Gülçin önümü kesti. ''Oo benim eski kankiye şimdi ne olmuş sanki.'' dedi ve gülüştüler. Ben de hiçbir mimik kullanmadım ve konuşmadan onun konuşmasını bitirmesini bekledim. ''Aa neden konuşmuyorsun yoksa babanla ilgili haberi almadın mı?" dedi Tuğçe. Kaşlarımı çattım, neyden bahsediyor bu mal. "Baban annenin iş yerinde patron olmuş. Yoksa anneciğin sana söylemedi mi? Benim annem bana herşeyi anlatır bilirsin." dedi Gülçin. Evet bilirdim annesi de az dedikoducu değil ve annemle aynı yerde çalışıyorlar. O zaman doğruluğu olabilme ihtimali olan bir hipotez. Sanki soru çözüyorum.

Ben öyle kaşlarım çatık onlara bakarken yanıma Umut geldi. Ne kadar dalgacı bir çocuk gibi görünse de aslında korumacı sinirli ve maçodur da.. "Ne oluyor burada? Yine sözlerinizle Gül'ü rahatsız mı etmeye çalışıyorsunuz. Anca çalışırsınız çünkü Gül artık sizin söyledikleriniz yüzünden üzülmüyor, siz bir hiçlik yumağı sürüsü olan ve amaçları dedikodu olmaktan öteye olmayan hiçbirşeysiniz. Şimdi size iyi 'hiçlik'ler." dedi sert bir şekilde ve kolunu omzuma atıp beni de yanında sürükledi. Gülçin'in o sinirli bakışları hala aklımda.

"Vaybe!! Hiçlik kokan sürüyü iyi hiçlikledin Umudum saolasın." dedim gülümseyerek. O da " Tabi kızım bunları cebimden çıkartırım ben. Aslında 'hiç' kelimesi yerine 'p' ile başlayanını kullanacaktım ama galiba erkeklerde daha çok geçerli ve ben terbiyemi bozmak istemedim. Yani ille küfür etmekle onlara ders vermeye çalışmak basit olurdu güzelim bana yakışmazdı." dedi ve gözüne gözlüklerini takıp beni de yanında yürütmeye devam etti. Hayır koridorda ne bu gözlük diye bakanlar ve gülenler ama bir taraftan da Umudu kesenlerde vardı. Havalı arkadaşım benim.

GardenyaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin