Aradan iki gün geçmişti ve antrenmana yoğun bir şekilde devam ediliyordu. Tsukishima'nın cümlesinden sonra orada daha fazla durmak istemeyerek ayrılmıştı oradan ama ayrılmadan önce de oğlana "En azından senin karakterin kadar iğrenç değil" gibi bir cümle söyleyerek gitmişti.
Bu iki gün boyunca kendi okulu ile dolaşmaya özen göstermişti. Ara ara Kita ile sohbet ediyordu o kadar. Tsukishima o günden sonra davranışlarında pek bir değişim göstermemişti ama kızın kendilerinden uzaklaştığını anlaması zor olmamıştı. O insanlarla sürekli böyle konuşurdu hatta daha doğrusu erkeklerle, bir kızla nasıl konuşulması gerektiğini bilemiyordu.
Kahvaltı kısmına indiğinde çoğu kişinin yemek yediğini farketti. Tepsisine bir tane sandviç ve meyve suyu alarak kendi okulunun oturduğu büyük masaya ilerlemişti. Tek boş yer Osamu'nun yanıydı.
İstemeyerek oraya oturduğunda Osamu kafasını çevirerek kıza bakmıştı. Lyssa ise biran önce yemeğini yiyip gitmeyi düşünüyordu. Sandviçinden ufak bir ısırık alarak yemeye başlamıştı.
"Karasuno çok rezil oynuyor, kendilerini geliştirmeleri lazım" Suna tek düze bir sesle konuştuğunda birkaç kişi onaylayan sesler çıkarmıştı.
"Söylesene Lyssa, sencede kendilerini geliştirirler mi? Sonuçta onlarla bayağı yakınsın" Suna, sorusunu kıza yönelttiğinde Lyssa elinde ki meyve suyunu tepsisine bırakarak çocuğa dönmüştü.
"Yeni şeyler denedikleri için kendilerini geliştirmeleri tahmin edilebilecek bir durum. Bunlarla kafanı yoracağına sende kendini geliştirmeye odaklanabilirsin" Atsumu hafif bir şekilde kıkırdadığında Osamu da gülümsemişti. Tepsisini de alarak ayaklanmıştı Lyssa, doymuştu zaten.
"20 dakikaya herkes sahasına!" Tanımadığı bir koç bağırırken Lyssa da yemekhaneden çıkarak tuvalete gitmişti. Ellerini yıkadıktan sonra her zaman ki gibi üçüncü sahaya doğru ilerledi, antrenman başlamak üzereydi. Sahaya giriş yaptığında Kita'ların yanına giderek oturmuştu yere.
...
Antrenman maçları bitmiş, Karasuno yine ceza koşusundan dönüyordu. Hepsi nefes nefese kaldığında Lyssa yerde ki çantadan bir kaç tane su alarak götürmüştü.
"Teşekkürler Lyssa-san! Sen harikasın!" Suga suyu kafasına dikmeden önce konuşmuştu. Lyssa hafif gülümsemesinden sonra elinde ki diğer suyu da Tsukishima'ya uzatmıştı.
"Saol" çocuk suyu içerken, çocuğun alnında ki terleri farkederek kendi omzunda ki temiz havluyu oğlana uzatmıştı.
"Hasta olmamalısın, havalar serinlemeye başlayacak" Tsukishima garipçe kıza bakarken, Lyssa havlu ile çocuğun alnını silmiş daha sonra da eline bırakmıştı.
"Her neyse" havluyu alarak alnında ki ve boynunda ki terleri silmeye başlamıştı. Kıza kötü davranmasına rağmen kız hala onu önemsiyordu.
"Ben bizimkilerin yanına gidiyorum" yerde bitkince yatan Karasuno takımına el salladıktan sonra kendi takımlarının koçunun yanına oturmuştu. Bugün de öğleden sonra serbestlerdi zaten bu üç günde bile oldukça gelişenler vardı. Asahi zıplayarak smaç atmayı öğrenmişti, Nishinoya pas atabiliyordu ama biraz daha çaba göstermesi lazımdı.
Saat şu an öğlen ikiye geliyordu. "Lyssa!" Tanıdık sesle arkasını döndüğünde Kiyoko gülümseyerek yanına gelmişti.
"Denize gitmeyi düşünüyoruz sende gelir misin?" Denize gireceğini düşünmüyordu, gitse miydi? Değişiklik olabilirdi ama onu istiyorlar mıydı emin değildi.
"Ah..Daichiler gelmeni istedi eğer istersen hadi hazırlanalım" Düşüncelerinden ayrılıp Kiyoko'ya bakarak kafasını sallamıştı.
"Yani...uhm..güzel olabilir. Geleceğim" Kiyoko gözleri hafif parlayarak kıza bakmıştı. Tek kız olmak hoşuna gitmiyordu çünkü.
