0.3

251 34 3
                                    

Heeseung's pov

"Sunghoon sana inanamıyorum. Sadece ikimiz adına özür dilecektin ama şuan bildiğin Date'e gidiyoruz bide 3 kişiyiz yani?" Kafamı Sunghoon'a çevirdiğimde gülüyordu bu durum hoşuna gitmiş gibi görünüyordu.

"Ya nolcak alt tarafı bi kahve hem bide yakışıklı biriyle tanışıcaz kim bilir belki kısmetimiz açılır" Bana bakıp göz kırptıktan sonra yoluna bakmaya devam etti

"Deme onu bi daha."

"Neyi demeyim?" Suratıma sorgular bir şekilde baktıktan sonra kafasını tekrardan yola çevirmişti.

"Şu çocuğun yakışıklı olduğunu."

"Noldu ki gayet yakışıklı çocuk?"
Sunghoon sinirlenmemi gayet kolay bir şekilde başarabiliyordu.

"Biliyorum ama deme." Zaten biraz sonra birlikte kahve içmeyi gerçeğini düşündüğümde iyice sinirleniyordum
Bu çocuğa karşı garip bi nefretim oluşmuştu.

"Geldik burası." diye söyledikten sonra arabayı park edip kafenin önünde durduk

"Ya niye şimdi suratın asıldı senin." diyerek boynuma kollarını dolamış iyice dibime girmişti.Bende hemen elimi beline yerleştirdim.

"Sen kıskandın mııı?" diyip yüzünü yüzüme ortaladı ve bakmaya başladı.

"Hayır sadece sinirlerim bozuldu."

"Bozulmasın o sinirlerin diyip yanağıma öpücük bıraktı ve sonra elimden tutup içeriye doğru götürdü.

"Selam Jakee." Sunghoon'un sesini duyduktan sonra ilgilendiği telefonunu cebine koydu ve ayağa kalktı.

"Merhaba Sunghoon ve Heeseung." Sesi azda olsa samimi geliyordu diye düşündü Heeseung

"Selam sana da Jake." Hepimiz oturduktan sonra siparişleri vermek için garson geldi.

"Şey bi tane de tiramisu lütfen." dedikten sonra Sunghoon bana bakıp gülümsemeye başladı.Siparişleri verdikten sonra ortamda garip bi sessizlik vardı galiba büyük olduğum için konuşmayı başlatmam lazımdı.

"Iıııı Jake naber?" diyebildiğim tek şey bu oldu.

"İyiyim Heeseung senden naber?"

"Bende iyiyim sağ ol."

"Şuan garip bi sessizlik var hoşuma gitmedi bari kendimi tanıtayım size."
Jake bunu dedikten sonra ikimizinde suratına baktı ve konuşmaya başladı

"Ben Jake Sim,Avustralya ve Koreliyim ama Avustralya'da yaşıyorum 22 yaşındayım Psikoloji  Son sınıfım.Youtube'da öyle eğlence olsun diye kullanıyorum." Jake sustuktan sonra bize bir şeyler demeye çalışıyordu ama ikimizde anlamıyorduk

"Ya sizde kendinizi tanıtsanıza hayatınızda ilk defamı yeni birisyle tanışıyorsunuz?" Hafif güldükten sonra bakışmıştık galiba ilk benim başlamamı istiyordu.

"Ben Lee Heeseung,23 yaşındayım İngilizce bölümü okudum ama konuşmak dışında çok bi işime yaramadı.Oyun oynamak en büyük hobim bu işi profesyenele taşımak istiyorum." Jake kafasını salladıktan sonra Sunghoon'a dönmüştü.

"Ben Park Sunghoon 22 yaşındayım Spor bölümlerinden Artistik Patinaj  okuyorum,Kore'yi temsil ediyorum.
Tik tok ve İnstgramıda öyle insanlara yüzümü göstermek için kullanıyorum bide tabi Sporcu olduğum için." Jake biraz öncede yaptığı gibi kafasını salladı.

"Sen neden Kore'ye geldin,gezmek için falan mı?" Yani Avustralya'da yaşadığına göre orayı daha çok seviyordu diye düşündüm.

"Hem anne ve babamı görmek için hemde kendime ev bakmak için 1 ay sonra okulum bittiğinde buraya taşınıcam ve artık ailemle birlikte yaşamak istemiyorum."

"Avustralya'da tek başına mısın ki?"

"Hayır abimle birlikte yaşıyorum zaten normalde hep beraberdik sadece babam işi için hep koreye gidip geliyordu 1 ayda maksimum 3-4 gün görebiliyorduk.Annemde kocasını daha çok görmek için buraya geldi geçen sene.Bizde abimle.1.senedir tek başımıza yaşıyoruz." Jake bunu dedikten sonra kahvesinden 1 yudum aldı tam şuan şirin bir köpek yavrusuna benziyordu.

"Sen niye koreye taşınıcaksın?" Sunghoon yine merakından çatlıcaktı zaten Jake'e bakarken gözleri parlıyor
gibiydi.

"Avustralyada Psikoloji dalında iş bulmak çok zor ama Kore'de öyle değil." Sunghoon başını sallayıp tiramisu'dan bir kaşık aldı.

"Ya ben bir şey sorcam ama yanlış anlamayın." İkimizde Jake'e boş bakışlar atıyorduk çünkü bir şey anlamamıştık.

"Siz sevgili misiniz?" diyince içime biraz hüzün topladı şuan evet sevgilim diyebilirdim ama şimdi ne diyeceğim belli bile değildi.Kafamı Sunghoon'a çevirince yüzüme boş boş bakıyordu o an çok garip bi an vardı daha önce kimse bize bu soruyu sormamıştı.Sunghoon kafasını Jake'e çevirdikten sonra konuştu.

"Hayır değiliz."

"Baya samimisiniz biraz öncede arabadan indikten sonra fln."

"Biz hep öyleyiz yeni bir şey değil" dedikten sonra kahveme nerdeyse tek attım ve Sunghoon'a baktım hadi kalkalım diye bakış attıktan sonra 5 dakika daha dedi.Sunghoon bu çocukla daha fazla vakit geçirmek istediği belliydi

5 dakika sonra

"Kahve için teşekkür ederim artık Kore'ye taşındıktan sonra daha çok görüşürüz."

"Görüşürüz tabii." dedi Sunghoon ve sanki hayatındaki en mutlu günündeymiş gibi bir gülümseme bıraktı.

"Yolculuğunda dikkat et." dedim yüzüme baktı ve konuştu.

"Teşekkür ederim Heeseung mesajlardakine ziyade daha sıcak kanlısın."

"Sende öyle Jake." Nedensizce birbirimize uzun uzun bakıyorduk ama amacımız neydi bilmiyordum.
Sunghoon bu anı fark etmiş olacak ki hemen araya girdi.

"E hadi görüşürüz Jake." dedi ve hem beni hemde kendisini yürütmeye başladı.Arabaya bindiğimizde garip bir sessizlik vardı.İkimizdende çıt çıkmıyordu ama Sunghoon beklemediğim bi hamle yapmıştı.
Elimi tutmuştu ve yüzüme gülümseyip yoluna bakmaya devam etmişti bense hiç bir tepki vermemiştim. Nedeni ise Jake'den etkilendiği çok belliydi ama şuan bana umit veriyordu.Bu olay sinirimizi bozmuştu.Evimin kapısına geldikten sonra bana dönmüştü.

"Görüşürüzz Heeseunggg."

"Görüşürüz Sunghoon." dedikten sonra hızlıca evime doğru yürümeye başlamıştım.

____________________________

Sunghoon'un yavsaklik saka mi

Daha başlarda olduğumuz için yavaş ilerliyor ama bir yerden sonra hikaye hızlanıcak.Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın şimdilik görüşürüzz💞.


Plethora | HeejakehoonHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin