𝐌 𝑅𝑒𝑎𝑙𝑙𝑊 𝑊𝑎𝑛𝑡 𝑌𝑜𝑢

88 9 1
                                    

Soluk soluğa kalmış halde dudaklarımızı ayırdım,
"Saat çok geç oluyor...eve gitmen gerekmez mi?"
Kalabalığın arasında arkasında ki tezgaha yaslandı,
"İstemiyorum...seninle kalmak istiyorum..."
Yakamdan tutup tekrar dudaklarımızı birleştirdiğinde ellerini tutup onu kendimden ayırdım. Dian sadece 1 saattir burdaydı ama aşırı hızlı içiyordu ve onu durduramamıştım.

Gözümü her kırpışımda elinde başka bir bardak oluyordu ve sonuç olarak bu haldeyiz,
"Dian, bebeğim seni eve götürmem gerek saat çok geç old-"
"Gitmek istemiyorum! Tüm gecemi seninle geçirmek istiyorum..."
Elleri ile yakamı tutmuş boynumu öpüyordu, normalde olsa bu gerçekten hoşuma giderdi ama şu an için hiçte iyi değildi. Geldiğinde bana söylediği geri dönmesi gereken saati geçeli uzun zaman olmuştu, ailesini iyi tanımıyorum, bu yüzden ne yaparlar onu da kestiremiyorum. Belki hiç bir şey olmaz ama belki Dian'a fena kızarlardı.

Ellerimi yanaklarına koyup dudaklarını boynumdan ayırdım,
"Dian, Dian bana bak."
Gözleri en sonunda benimkileri bulabilmişti,
"Saat çoktan 3ü geçti, eve gitmen gerekiyor. Beni anlıyor musun?"
"Hı-hı!"
Onaylarca başını sallıyordu ama anlamadığı apaçıktı,
"Tanrı aşkına Dian! Lütfen birazda olsa kendine gelemez misin?"
Sesim biraz fazla yüksek çıkmıştı ve Dian başını biraz öne eğmişti. Amacım bağırmak değildi ama gerçekten daralmaya başlıyordum,
"Seni çok seviyorum..."

Tanrım bu kız gerçekten nasıl gönül alacağını biliyor, biraz önüme eğildim ve Dian'ın çenesini kaldırıp gözlerimizi buluşturdum,
"Bende seni seviyorum Dian, özür dilerim bağırmak istememiştim. Sadece, izin verde seni eve götüreyim tamam mı? Başının ailen ile belaya girmesini istemiyorum."
Sadece onaylarca başını salladığında yanağından öptüm ve elini tutup kalabalık evin koridorlarında insanların arasından hızlıca geçerek dışarı çıktım,
"Buraya ne ile geldin?"
"Yürüdüm..."
"Evin buraya yakın mı?"
"Sadece 20 dakika uzakta."
"Pekala bana tarif etmen gerekece-"
"Beni taşır mısın?"
Adımlarım aniden durdu,
Ne?
"Ne?"
"Beni kucağında taşır mısın? Çok yoruldum, lütfen."
Dian sanki 6 yaşında bir çocukmuş gibi davranıyordu, o kadar tatlıydı ki ona hayır demek gibi bir şansım bile yoktu,
"Pekala..."
Hızlıca bacaklarından tutup kaldırdığım gibi bacaklarını belime, kollarını da boynuma doladı ve kafasını boynuma gömdü,
"Rahat mısın?"
"Hmhm."
Uzun süre yürüdüm ve Dian evi tarif etmek dışında asla konuşmuyordu, hatta bir kaç defa neredeyse uyuya kaldığı için sokakları kaçırdım.

En sonunda evin bahçesine girdiğimizde Dian'ı kucağımdan indirdim,
"Pekala, söyle bakalım seni eve nasıl sokacağız? Anahtarın var mı?"
"Hayır yok...şey arka bahçe."
"Arka bahçe ne?"
"Odamın camı, arka bahçede ki ağacın yanında. Dışarı ağaçtan atlayarak çıktım."
"Tamam, gel bakalım."
Arka bahçede Dian'ın söylediği gibi büyük bir ağaç vardı ve ağacın büyük bir dalı tamda bir pencerenin altındaydı. Ağaç aynı anda bir kaç kişinin çıkabileceği kadar büyük ve genişti, inmesi de binmesi de gayet kolay görünüyordu.

"Tek başına çıkabilecek misin?"
Kafasını sadece olumsuzca salladığında derin bir nefes aldım,
"Tamam, tamam, tamam! Sana yardım edeceğim."
Yardımım ile Dian ağaca çıkmıştı, ama o kadar dengesizdi ki düşmemesi için arkasından bende çıktım. O önümde ben ise hemen arkasında yürürken odasının camını açtı ve içeri girdi, içerisi karanlıktı ama odasında ki küçük masa lambası masanın üzerindeki mektupları görmeme yetiyordu, pencereye yaslandım,
"Şunlar benim yolladığım mektuplar mı?"

İşaret ettiğim yere baktı ve tekrar bana döndüğünde yanakları kızarmış şekilde gülümsüyordu,
"Öyle..."
O kadar güzel, o kadar tatlı görünüyordu ki,
"Çok güzelsin Dian..."
Kahve saçlarının bir tutamını kulağının arkasına
sıkıştırdı,
"Teşekkür ederim..."
Utangaçlığı yüzümde kocaman bir gülümseye sebep olmuştu, o sırada kolumda ki saati gördüm.
04.29,
"Pekala! Artık gide-"
"Gitme..."
"Saat neredeyse sabah oluyo-"

Aniden yakamdan tutup dudaklarımızı birleştirdiğinde ellerimi boynuna koydum, bir kaç saniyeden sonra dudaklarımız bir an için ayrıldı,
"Benimle kalmanı istiyorum..."
Dudaklarımızın tekrar birleştiğinde hiç ayırmadan biraz kafamı eğerek pencereden içeri girdim, girdiğim gibi sırtımı pencereye yasladım. Dian benden ayrılmadan eli ile pencereyi aşağıya iterek kapattı ve bir kaç dakikalık öpüşme sona erdiğinde dudaklarımı boynuna indirdim ve öpücükler bırakmaya başladım,
"Nott..."
"hmhm?"
kollarımı tuttu ve beni kendinden ayırmadan odanın ortasında ki yatağa yürümeye başladı,
oturmasına ile uyum sağladım ve oturdum.
Bu anın gelmesini gerçekten çok uzun süre beklemiştim, Dian'ın istemesi ve belki hazır olması için ona zaman vermiştim ve şimdi her şeyi o başlatmıştı.

Bir kaç saniye sonra boynumdan tutup dudaklarımı boynundan ayırdı,
"Bir şey mi oldu?"
"Hayır, hayır...sadece-"
"İstemiyorsan durabiliri-"
"Hayır, hayır! İstiyorum...hatta çok..."

"Seni çok istiyorum."




𝘚𝘌𝘓𝘈𝘔
Yazarken utandım biraz zort, ilk defa hafif smuta kaçan bi bölüm yazdım. Ne kadar iyi oldu tartışılır tabi, beğendiniz mi? Fikirlere açığım!
Ayrıca aşırı sevindim, kitap 5 günde 1k okunma aldı! Çok teşekkür ederim!
Beğendiyseniz oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın lütfen!
Şimdiden teşekkürler!<33

Yayımlanan bölÌmlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son gÌncelleme: Jul 14 ⏰

Yeni bölÌmlerden haberdar olmak için bu hikayeyi KÌtÌphanenize ekleyin!

𝓝𝓞𝓜 𝓘̇𝓷𝓜𝓮𝓻𝓮𝓌𝓜𝓮𝓭• 𝘛𝘩𝘊𝘰𝘥𝘰𝘳𝘊 𝘕𝘰𝘵𝘵Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin