Üzgün

1.7K 124 43
                                    

Yazar'dan..

Evren sabah uyandığında yatakta biraz oyalanıp kalmıştı.Rutin işlerini hallettikten sonra salona inip ailesine baktı.Ancak ikili evden erken çıkmış olacak ki bulamamıştı.O yüzden o da abisi ile uğraştı.Ardından Can ile buluşma saatine kadar oyalandı.

Saat yaklaşınca hazırlanmak için yağa kalktı.Ancak o sırada telefonu çaldı.Oğuz idi."Efendim?" dedi telefonu açarak Evren.Oğuz "Evren, ne yapıyorsun?" dedi gülümseyerek."Hiç, uzanıyorum." dedi sadece.

"Oğuz, benim işim var da gitmem gerek.Sonra görüşürüz." deyip cevap beklemeden telefonu kapattı.Oğuz ise konuşmak için açtığı ağzını geri kapattı.Bugün Evren'e kız kardeşiyle tanıştırmayı düşünüyordu ama yüzüne kapatmıştı.Sertçe yutkundu genç adam.Neden böyle olmuştu ki?

Oğuz, salondaki koltuğa oturup kollarını dizlerine yasladı ve başını da kolları arasına aldı.Bir süre sonra içeriye Fatma girdi."Abi, hadi çıkıyor muyuz?" dedi bağırarak içeri girerken.Oğuz'un halini görünce kaşları çatıldı.

Yavaş adımlarla onun yanına gidip oturdu.İlk bir kaç dakika bir şey demedi.En sonunda bir elini kaldırıp onun omzuna koydu."Abi?" dedi.Oğuz irkilerek baktı kardeşine."Ha, ne oldu?" dedi.Fatma "Dalmışsın, galiba." dedi.

Oğuz tam cevap vereceği sırada içeriye Hülya girdi.Tekli koltuğa oturup gülümsedi."Oğuz'um, akşam senin için çok sevdiğin bir yemek yapacağım.Mantı." dedi yüzündeki gülümseme hâlâ yerinde iken.Oğuz "Niye zahmet ettin, Hülya abla.." dedi mahçup olmuş bir sesle.

Hülya "Ne zahmeti, oğlumu bulmuşum ben.Bir mantı yapacağım ne olacak?" dedi.Gözleri dolmuştu.Oğuz "Teşekkür ederim.." dedi."Anne." diyerek ekledi.Hülya'nın gözleri büyüdü."Oğlum?" dedi o da göz yaşları içinde gülümseyerek.

Oğuz da gülümsedi.Fatma "Ay yine dram yine dram.Bıktım, hadi abi kafeye gideceğiz daha." dedi.Fatma, duygusallıktan pek hoşlanmazdı.Çünkü hemen ağlıyordu ve Fatma da ağlamayı hiç mi hiç sevmiyordu.Hatta nefret ediyordu. Duygusal filmler izlediğinde bile ağlamamak için başka şeyler düşünmeye çalışırdı.

Hülya, gözlerini sildi."Hadi oğlum, çıkın gezin biraz.Bende biraz Müge Anlı izleyeceğim." dedi konuyu dağıtmak ister gibi.Fatma "Iyy." dedi yüzünü ekşiterek.Hülya kaşlarını çatarak ayağındaki pofuduk terliği çıkarıp, Fatma'ya attı.Terlik Fatma'nın kafasını buldu.

"Ah!" diye inledi Fatma.Oğuz, kardeşine gülerken genç kız sanki vurulmuş gibi kendini bir o yana bir bu yana attı.Onlar ailecek eğlenirken Evren ise çoktan hazırlanmış Can'ı bekliyordu.Sinirle homurdandı genç çocuk.

Telefonunu çıkarıp Can'ı aradı."Alo, nerdesin sen be!?" diye bağırdı çocuk.Can "Ne bağırıyorsun be?" diyerek yüzünü buruşturdu."Sana atacağım konuma gel." dedi ardından.Evren "Peki, tamam.." derken telefon kapandı.

Kumral çocuk, kaşlarını çattı.Ne olmuştu az önce?

Öfkeyle söylendi."Hayır onu on dakikadır bekliyorum, bir de utanmadan telefonu yüzüme kapatıyor!" dedi.Abisine bağırdı."Abi, ben çıkıyorum." deyince Ahmet"Ne bok yersen ye!" dedi sırıtarak.

Evren daha çok sinirlenirken hızla evden çıktı, tam o sırada da telefonu çaldı.Hah, herhalde hatasını anlamıştı Can efendi.

Kimin aradığına bakmadan telefonu açtı."Hatanızı anladınız demek, sümükcan beyefendi." dedi.Ancak duyduğu kadın sesi ile kaşları çatıldı."Evren Akgün, siz misiniz?" dedi."Evet?" dedi Evren, bilinmezlikle.

"Biz Merkez Hastanesi'ndeb arıyoruz, efendim." dedi."Babanız ve anneniz.." deyince gözleri istemsizce doldu Evren'in."Ne?" dedi bağırarak."Babam ne?" dedi.Hemşire kadın "Babanız ve anneniz iş yerinde büyük bir kaza geçirdi.Ameliyathane de şu an,Merkez hastanesindeyiz." dedi.

ZORBA/BXB Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin