Yaralı

3.8K 94 6
                                    

Ben geldiim. Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın. Hikayenin gidişatı açısından yorumlarınıza ihtiyacım vaarr 😽 iyi okumalarrr



*
Hem insan birini sevince, olduğu gibi sever, olmasını istediği gibi değil.
Lev Tolstoy
*
Sessizce yanlarına ilerlediğimde gözlerimi ondan kaçırmak daha iyi hissettirmişti. Canım abim asla eksik kalmazdı! "bu o demi?"
Kaşlarımı çatarak anlamlandırmaya çalışan gözlerim sorularla doluydu. Ateş ise sadece izliyordu. Sonunda abimin demeye çalıştığı şeyi anladığımda yine mi bakışı atarak daha çok yanlarına gittim. "saçmalama abi öyle biri yok! Okuldan bi arkadaşım yolunun üstüydü bıraktı."
"ne gerek var kızım! Gelemiyorsan ara beni ben gelirim ha bende gelemiyorsam Ateş var ona mı kaldı?" abim ateşle olan imkansızlığımıza bir kere daha vurgu yaparken gözlerim ateşe çoktan dönmüştü. Ben bu adamı sabah görmemiş miydim? Olsun yinede özlüyordum." abartma abi ateş abim ve sen her işime koşacak değilsiniz ya! " sinirle kurduğum cümleyle ateş konuşmaya karar vermişti. Sonunda paşam!
"o ne demek Sare biz koşmıycaz kim koşucak!" hafif sert çıkan sesi kendime gelmemi sağlarken ona dair umutlarımı da azaltıyordu.
"haklısınız abilerim koşmıycak da kim koşucak?!" daha fazla açıklama yapmadan arkamı döndüm ikisinede abim tepkime garip bi şekilde baksa da anlamadığı için yaptığını biliyordum. Annemler çoktan uyumuştu hızla odama çıktım ve üzerimdekilerden kurtuldum.

Mutfağa indim ve kendime kahve yaptım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Mutfağa indim ve kendime kahve yaptım. Biraz ders çalışsam iyi olacaktı..
*
Masada oturmaktan ağrıyan belimle doğruldum ve üzerimdeki ince gömleği çıkardım. Sıcak basmıştı. Saat 4 e geliyordu ve gayet iyi çalışmıştım. Tıklatılan kapımla irkilsem de bu saate ne olabilir ki diye düşünmeye başlamıştım. Kafasını uzatan abime baktım. Telaşlı yüzü korkmama sebep olmuştu.
"pansuman yapmayı biliyor musun?" fısıltısı kulaklarımı doldurduğunda korkuyla ona ilerledim. "Noldu? Neren? Nereye?" beklemeden sıraladığım sorularımla susmamı işaret edip kolumdan çekiştirdi. Odasına girdiğimiz an gördüğüm görüntü ise... Bu hayatta görmek istediğim son şey bile değildi..
*
Ateş, abimin yatağının üzerinde kaşı ve dudağı patlamış bi şekilde yatıyordu. Korkarak öne atıldım ve yanına ilerledim. "noldu böyle?" korkulu sesimi duyunca açtı gözlerini.. Kahvenin en güzel tonu olan gözlerine bakakaldığım sırada ellerim hasar tespiti yapmak ister gibi üzerinde dolandı. "başka bi yerin yaralandı mı?" ağladı ağlayacak gibi çıkan sesimle hafifçe kıkırdadı. "gülmesene" sohbetimiz abimin gelişiyle bölündü. "ne bu hali abi doktora götürelim, kim yaptı?" titreyen sesim konuşmamı zorlaştırsa da abim eliyle ağzımı kapatıp susmamı işaret etti. "anlatıcam sare sen pansumanını yap. Benim kısacık bi işim var hemen gelicem." itiraz etmeme izin vermeyerek çıktı odadan. Hızla ateşin yanında diz çöktüm ve yüzündeki kurumuş kanlara baktım. Pansuman için gerekli eşyaları alıp yüzüne baktım. "acırsa söyle tamam mı?" yüzümü izleyen gözleri titreyen alt dudağıma takıldığında bile bi şey hissedemiyordum. Şuan duyduğum tek duygu korkuydu. Canının acımasından bile korkuyordum.
Gülümseyerek salladığı kafasına hayretle baktım. Hâlâ gülüyordu! Önce patlamış kaşını temizledim. Konuşmaya hali yoktu ama konu beni izleyip elimi ayağıma dolaştırmak olunca kimse eline su dökemezdi.
Sanki bilerek yapıyor adam! Sıra dudaklarına geldiğinde titrek bi nefes bıraktım dışarıya dikkatimi dağıtmak için konuşmaya başladım. Yoksa öperdim falan!
"anlatsana neden hiçbir şey söylemiyorsun?" inatla anlatmayışlarını anlamıyordum. Yardım almaya gelince sorun yoktu anlatmaya gelince mi vardı! Madem özeldi bu kadar çağırmasaydınız beni kardeşim!
"önemli bi şey değil sare." diyerek kestirip attığında kaşlarımı çatarak yüzüne baktım." ne demek önemli değil şu haline bak!" koruyamadığım ses tonumla yandaki eli ağzıma kapandı. "sussana kızım herkesi başımıza toplamaya niyetlisin galiba."
"evet anlatmazsan yapıcağım şey tam da o." inatla gözlerine bakarken hareket ettiğinde ekşiyen suratına baktım. Canı yanıyor olmalıydı. Keşke alabilseydim acılarını. "tamam önce pansumanını yapalım sonra konuşuruz." değişen fikrime şaşkınlıkla bakarken gülümsedi ve kafasını salladı. Bu halde bile ne kadar yakışıklı olduğunun farkında mıydı? Dudağını silen ellerim duraksadı. "çok acıyor mu?"
"çok acıyor." alayla kurduğu cümleye göz devirmeden edemedim. Bende onunla biraz alay etsem bi sorun olmazdı bence. Alay edeceğine emin misin? Yoksa hayallerini gerçekleştirmek için bahane mi arıyorsun Sare?
Yavaşça üzerine doğru eğildim gözleri ne yaptığımı anlamaya çalışırken dudağının kenarına yara olan kısmın tam yanına küçük bi öpücük kondurdum. Geri çekildiğimde çatılan kaşlarını görmek kalbime cam kırıklarının batmasına sebep olsada umursamadım. "ne yapıyorsun sare?!" sert sesi artık bana işlemiyordu alışmışım. İyice arsız mı oldun ne. "acıyor dedin bende öptüm geçsin diye. Geçti mi?" gözlerimi kırpıştırarak masumca sorduğum soruyla yüzümü izledi uzun uzun. Kendine gelip bakışlarını yüzüme çıkardığında bana kızacağını biliyordum. Yine olsa yine yapardım. "çocuk olmadığını söylüyorsun ama çocuk çocuk hareketlerden de geri durmuyorsun sare!" kalbimi ne kadar kırdığının farkında mıydı? Tamam onu öpmeme kızmakta haklı olabilirdi. Ama alt tarafı masum küçük bir öpücüktü. Çocukken de o beni öperdi bi yerim yara olunca. Kırgın gözlerimi kaçırdım suratından ve hızlıca pansumanını bitirdim. Söylediklerinden pişman olan yüz ifadesi bi şeyleri düzeltmeye yetmiyordu maalesef.. Ayağa kalktığımda koluma tutundu eli bu bile beni heyecanlandırmaya yetmişti. Yüzüne dönüp baktığımda konuşup konuşmamak arasında kalmış yüzüne beklentiyle baktım.
"yapma böyle seni kırmak gerçekten istemiyorum."
"kırmak istemeyen insan kırmaz ateş abi. En azından bunun için uğraşır. Sevgimi görmek bile istemiyorsun. Neden bu kadar katı olduğunu anlayamıyorum.." kendime zaman tanımak adına duraksadım yatakta oturur pozisyona geçtiğinde hâlâ bırakmamıştı kolumu. "bi şey hissetmiyorum dedin tamam dedim. Bari benim seni sevmeme izin ver. Ya da bırak kafandaki soru işaretlerini cevaba kavuştırıyım.." akmamak için direnen göz yaşlarıma izin vermedim. Beni ciddiyetle dinleyen yüzüne baktım bi süre kafasında cevaplaması gereken sorular var gibi duruyordu. İzin istemedim, kızar diye korkmadım adımlarımı ona doğru attım ve tek bacağının üstüne oturdum. Onu kazanmak için çabalamam gerekiyorsa çabalayacaktım. İtiraz etmesine izin vermeden kollarımı boynuna dolayıp daha çok yaklaştım ona. Her an beni iticekmiş gibi duran yüzünü umursamadım. ".. Yaş farkımızı ve abimi ortaya atıp duruyorsun. Biz yan yana olduktan sonra her şey hallolmaz mı? Sadece bahane uydurmaya çalıştığını ikimizde biliyoruz Ateş.." saçlarını karıştıran ellerim durmadı ensesine indi. Yüzünü avuçlarımın arasına aldım kollarımı tutan ellerini umursamadım. Hayatımın ilk öpücüğünü beni istememekte direnen o adama verdim. Dudaklarıyla birleşen dudaklarım hareketsiz kaldı önce, iter diye ölesiye korkuyor ama kendimi geri çekmek asla istemiyordum. Hızla atan kalbimi umursamadım dudaklarım dudaklarına değdiği an hissettiğim tamamlanmış hissini hiçbir şeye değişmezdim. Yavaşça öpmeye başladım onu canını acıtmak istemiyordum bu anın tadını çıkarmak ve zihnime kazımak istiyordum. Zaten karşılık vermiyordu, hoş gerçi itmemesi de yeterliydi. O an bi şey oldu.. Asla beklemediğim ama olduğu için tanrıya şükredeceğim bir şey.. Ateşin kolumdaki elleri belime indi ve kolu beni kendine daha çok çekerken dudaklarımın üzerindeki dudaklarını hareket ettirdi..

SARMAŞIK +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin