Rüzgarın anlatımıyla
"Bende sinirlendiyim için öyle söyledim" Sedef ablaya her şeyi anlatmıştım. Beni ağzı açık dinlemişti. Şimdiyse hiç bir tepki vermiyordu. "Ne oldu? Neden bir şey söylemiyorsun?"
Derin bir nefes aldıktan sonra "gerçekten bir şey söylememi ister misin?" diye sordu. Kaşlarımı çatıp ona baktım. "Hayır. Sakın bana suçlu olduğumu söyleme. O beni değil onları seçmek istiyordu. Üzülürüm diye 'bir seçim yapmak zorunda mıyım?' diye sordu. Eğer gerçekten isteseydi direkt 'lafımı olur abi? Ben seninle kalıcam tabii' derdi. Ama nerdee"
Sedef abla bana ters-ters baktıktan sonra konuşmaya başladı. "Ya sen salak mısın? Çocuk ailesi arasından seçim yapmak istemiyor. Bu gayet normal bir şey. Manyak mısın sen? O 18 yılını ailenle geçirdi. Onlardan kopmak istememesi gayet normal. Ben o evde çalışırken tanıdım Emreyi. Emre babasıyla çok iyi anlaşıyordu. Annesiyle de arası düzelmişti. Sadece Barışla iyi anlaşamıyorlardı. Barış çok korkuyordu ona bir şey olucak diye. Bu yüzden Emreyi gözünün önünden ayırmıyordu. Emre de anlıyordu bunu. Bazen abisine hak veriyordu ama onun da bir sınırı vardı işte. Çocuk o kadar şey yaşamışken şimdi kalkıpta onu böyle suçlayamazsın yani."
Emre için korkuyordu. Evet. Emre için korkuyordu. "Rüzgar?" Emre için korkmuştu. "Rüzgar?" Çok seviyordu Emreyi.
Omzumda hissetdiğim elle irkilip Sedef ablaya döndüm. "İyi misin? Daldın gittin."
"Emre için korkuyor. Onu çok seviyor değil mi?" Sedef ablaya sorduğum soruyla gülümsedi. "Tabii ki. Kardeşini o kadar çok seviyor ki Barış. Sırf onun için öğretmen oldu biliyor musun? Onu göre bilmek için. Onu koruya bilmek için"
"Peki ben? Benim için korkmamıştı. O korkaktı. Ben onlar için kendimi feda ettim. Tamam. Bunda bir sorun yok. Ama neden beni aramak için uğraşmadı? Sevmedi mi beni? Ben ona iyi davranırdım oysa ki. Onunla ne güzel oyunlar oynardık. Onunla uyumuştum bir defa biliyor musun? Gök gürlemişti bende korktuğum için onun yatağına geçmiştim. Bana 'ne oldu? Korktun mu?' diye sormuştu. Ben onaylayınca da beni kendine çekip sarılmıştı. Öyle uyumuştuk. Peki hiç sevmedi mi beni? Hiç endişelenmedi mi kardeşime ne oldu diye?"
Konuşurken sesim titremişti. Sedef abla yüzündeki gülümseməyi silmiş bana bakıyordu. "Benim hakkımda konuştu mu hiç?" Bir süre bana baktıktan sonra başını olumsuz anlamda iki yana salladı. "Ben sen benimle konuşunca öğrenmiştim her şeyi. Senin hakkında kimse konuşmazdı. Ama seni sevmedikleri için değil. Seni bulamadıkları için çok üzülüyorlardı. Kahroluyorlardı. Bu yüzden senin hakkında konuşmuyorlardı. Üzüntüleri ikiye katlanıyordu her gizlince konuştuklarında."
"Gizlince?" Sadef abla başını evet anlamında salladıktan sonra "Emrenin anlamaması için." dedi.
Gözlerim doldu. Yıllar sonra ilk defa gözlerim dolmuştu.....ve akıyordu. Evet. İnkar etmiycem, ağlıyordum. Sedef ablada şaşkınca bana baktıktan sonra yatağımdan kalkıp yanıma geldi ve sarıldı bana.
"Ağlama yaa. Ağlarım ki bende" gülümsedim ve sarılmasına karşılık verdim. Ama içimde ki kırgınlık geçmiyordu. "Kendimi boşluktaymış gibi hissediyorum. Kırgın, çaresiz. Hiç bir şey yapamıyorum. Bende diğerleri gibi yaşamak isterdim. Okula gidince yanımda o aşağılık adamın olmasını değil, annem ve babamın olmasını isterdim. Mezuniyet törenime arkadaşım olup şimdi ise korumam olan adamla gitmek yerine ailemle gitmek isterdim. Doğum günülerimi kutlamak isterdim bende. Neden olmadı ki? Neden diğerlerinden farklıyım?" Titreyen sesimle konuştum.
Burnunu çekmesindən onunda ağladığını anladım. "Sakın ağlama. Acıma bana tamam mı?" Söylediğim şeyle omzuma yumruk geçirdi. Yumrukları da kuvvetliydi ha. "Ben arkadaşımın derdine ortak oluyorum. Acımak ne demek ya?" Gülümsedim bu dediğine. Bir süre sonra benden ayrılıp "hadi yemeye inelim. Acıkmış sındır." dedi.
"Sen git. Benim iştahım yok." dedim göz yaşlarımı silerken. "Ya saçmalamasana hadi kalk." Kafamı hayır anlamında sallayınca Sedef abla ters-ters baktı bana. "Büyük sözü dinle biraz. Hadi kalk."
Bu sefer onu ikiletmeyip oflayarak kalktım. Dışarı çıkıp aşağıya indik. Sofra hazırdı. Safraya geçince Emrenin hala aşağıya inmediğini fark ettim. "Ben Emreyi getireyim" diyip kalkınca Sedef abla da "bende geliyim mi? Gerginlik olursa araya girerim" dedi.
"Ah Sedef abla. Senin bu merakın nelere yol açıcak bir gün" Sedef abla "ya merak ediyorum ama küçük civcivimi" diye söylenerek peşimden geldi. Yukarı çıkıp Emrenin odasının önüne geldim. Kapıyı demin açtıktan sonra kilitlememiştik. Kapıyı açıp içeriye girince dona kaldım.
"Ne yapıyorsun?" diye sordum şaşkınlıkla kendine valiz hazırlayan Emreye. Cevap vermedi.
"Emre neden valiz hazırlıyorsun?" doye sordu Sedef abla. Ona da cevap vermedi. "Emre sana soruyoruz" diye sesimi yükselttim.
Valize hiç bir kiyafetini koymuyordu. Sadece çizdiği tabloları, resimleri koyuyordu. Valizi kapatıp yataktan yere indirdi.
Bizimle konuşmuyordu. Sinirle ona yaklaşıp yakasından tuttuğum gibi duvara yasladım. "BANA CEVAP VER. NE YAPIYORSUN?"
"Gidiyorum anladın mı? Belki huzura kavuşursun. Şimdiye kadar bana baktığın için teşekkür ederim." dedi ve beni ittirerek valizini de alıp kapıya doğru yürümeye başladı. Hemən gidip kolundan tuttum. "Neden gidiyorsun?"
"Beni kovmuştun." dedi. Sedef abla da hemen "ne kovması yaa? Hiç bir yere gitmiyorsun." diye konuştu.
"Ben seni kovmadım" eğer gerçekten onları istediği için gitseydi ona izin verirdim. Ama o onlar için değil inadına gidiyordu.
"Bana ailenin yanına git dedin. Gidiyorum işte. Hoşçakalın." dedi ve odadan çıktı. Odadan çıkıp yine kolunu tuttum ve "hiç bir yere gitmiyorsun. Sen onları istedin diye öyle söyledim ben. Seni kovmadım."
"Ben onları istediğimi söylemedim. Kafandan uydurma. Ben sadece seçim yapmak istemedim" sesini yükseltmesiyle bende sesimi yükselttim "sen onları seçmek istedin. Bakışlarından bile anlıyorum ben."
"Onları özledim. Onlarla birlikte olmak istemem suç mu? Senide onları da istiyorum. Birlikte kalmamızı istiyorum. Hep beraber olalım istiyorum." Titreyen sesiyle konuştu.
"Özür dilerim." İlk defa birinden özür dilemiştim. İlk defa. Kardeşimi seviyorum ve benden nefret etmesini istemiyorum.
Bir süre gözlerime baktı. "Gerçekten özür dilerim.....lütfen gitme. Ben sensiz yapamam. Diğerleri beni sevmedi, istemedi. En azından sen kal." Ona ihtiyacım vardı.
Bir anda sertçe sarıldı bana. "Bir daha benimle öyle konuşup beni kovarsan seni doğduğuna pişman ederim abi" diye yüksek sesle konuşup daha sıkı sarıldı bana.
"Yaa benide aranıza alın" Sedef abla söylenerek yanımıza geldi. Onada sarıldık. "Bir daha beni böyle duygulandırırsanız sizi evden kovarım." Sedef abla sesini yükselterek konuştu. "Abla abimi kendi evinden mi kovucaksın?" Emre kıkırdayarak söyledi.
Sedef abla Emrenin omzuna vurduktan sonra "kovarım tabii" diye konuştu. Bense bu konuşmaya kahkaha atmaya başladım.
BÖLÜM SONU_______________________________________
Bölümü nasıl buldunuz canlarım?
Oy vermeyi unutmayın
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yılların Sırrı
Horror#erkekversiyon 17 yaşına gelmesine rağmen sürekli ceza alan Emre Kılınç artık bıkmıştı ve abisine karşı çıkmaya karar vermişti. Bu yüzden ona ceza veren abisiyle sürekli kavga içerisindedir. Ama kaçırıldığı zaman her şey değişir. Bu en başından ber...