O kadar çok heyecanlıydım ki sabaha kadar uyumamış, sabah olunca da erkenden kalkıp aşağıya inmiştim.
Hiç kimse yoktu. Malum erken olunca.
Salondaki geniş koltuğa geçip rahatca yayıldım. Peki şimdi ne yapıcaktım? Ne telefonum var ne de bilgiseyarım. Ne yapıcam? Aslında burada kaldığım sürece telefonun ne kadar önemli olduğunu daha iyi anlıyordum. Canım telefonum. Kim bilir nerelere attı seni.
Başımı geriye yaslayıp tavanla bakışmaya başladım. Salonda sessizlik hakimdi. Hiç bir tık ve haraket yoktu. Yerimde doğrulup salonun bahçeye açılan kapısından bahçeye çıktım. Yeşil ağaçları görmek beni ferahlatmıştı. Bahçeyi gezmeyi karar aldım. Zaten ne yapa bilirdim ki?
Bahçeyi dolanarak evin yan kısmına geldim. Burada büyük salıncak ve masa vardı. Biraz daha yürüyüp arka bahçeye geldim. Oha ama yani. Burası...cennet gibi bir yerdi. Her yerde lila çiçekler vardı. Kocaman bir bahçeydi burası.
Bir kaç adım attığımda bir ses duydum. Bu köpek sesiydi. Sesin geldiği yöne baktığımda köpek klübesi olduğunu gördüm. Ne yani? Burada köpek mi vardı?
Adımlarımı klübeye doğru yönlendirip yürümeye başladım. Klübenin yanına vardığımda içine baktım. Aman tanrım. Bu çok şirin bir köpekti. Köpeği klübeden çıkarıp kucağıma aldım ve yerdeki çimlerin üzerine oturdum. Köpek bir kaç kez havladıktan sonra kucağımda uyku pozisyonunu alıp gözlerini kapattı. Bu hali çok sevimliydi. Kuyruğunu salladığını görünce ne demek istediğini anlayarak elimi kabarık olan tüylerine götürüp okşamaya başladım. Çocukken benimde bir köpeğim vardı. Onu ne zaman sevmemi istese kuyruğunu sallardı.
Köpeğimiz🤗
Köpeği bir süre daha sevdikten sonra uyudu. Zaten yapıcak hiç bir işim olmadığından bende burada kalıp köpeği sevmeye devam ettim.
***
Yavru köpek uykusundan uyanmıştı ve şuan klübenin içinden bulduğum topla oynuyorduk. Topu uzağa attığım an köpek kaçıp topu ağzıyla getirdi. Ona gülümseyip elimi tüylerine götürerek okşadım. Bu sırada göz7m deminden beri fark etmediğim tasmasına sataştı. Tasmanın üzerinde Leo yazıyordu. Demekki ismi Leoydu.
Elimdeki topu yeniden uzağa attım. Hemen koşarak topu ağzıyla alıp bana getirdi. Kıkırdadım ve yopu alıp kenara koyarak onu elime aldım. Debelenip üzerime çıkmasıyla geriye doğru gidip yere uzandım. Tamamen üstüme çıkıp yanağımı yalamaya başladı. Bu durum beni daha da çok güldürürken çekilmesi için yüzümü yana çevirdim. Daha çok üzerime yerleşip bu seferde boynumu yalamaya başladı. "Leo uslu dur" söylenerek onu çekemeye çalıştığımda "seni sevdi galiba" diyen abimin sesini duydum. Başımı kaldırıp ona baktığımda gülümseyerek yanıma geldi ve beni yalayan Leoyu üzerimden aldı. Oh be.
Başımı solumda oturup Leoyu seven abime çevirdim. Gülüyordu. Galiba köpekleri çok seviyordu. Uzandığım yerden aklıma takılan o soruyu sordum. "Neden onu eve almıyorsun?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yılların Sırrı
Terror#erkekversiyon 17 yaşına gelmesine rağmen sürekli ceza alan Emre Kılınç artık bıkmıştı ve abisine karşı çıkmaya karar vermişti. Bu yüzden ona ceza veren abisiyle sürekli kavga içerisindedir. Ama kaçırıldığı zaman her şey değişir. Bu en başından ber...