"Hey Yoichi! Yatma saati geldi, bana kitap okur musun?"
"Bir dakika bekle Rin, ödevimi bitirmeliyim önce. Sen yatağına geç hemen geliyorum."
6 yaşına birkaç hafta önce girmiş olan çocuk yavaşça başını salladı. Tek elinde tuttuğu hikaye kitabını alıp yatakhaneye doğru yürüdü. Ranzanın alt katına uzandı, tavşan peluşuna sarıldı. Doğrusu peluş ona ait değil, gözleri kapanmasına rağmen zar zor beklediği arkadaşınındı. Yoichi yetimhaneye ilk geldiği günlerde, Rin'in sürekli kabus gördüğünü fark edip ona en sevdiği tavşan peluşunu vermişti. Onların yakınlaşmasını sağlayan en önemli unsur bu peluştu.
Gözlerini ne kadar açık tutmaya çalışsa da uykuya yenik düşen çocuk, tekrardan kabusun içine sürüklendi.
Hava oldukça soğuk, kar yağıyor. Dışarıdaki kimse etrafındakilerle ilgilenmeden hızlı adımlarla evlerine koşturuyor. Dışarıdaki tek kişi, daha yürümeyi bile öğrenememiş bir bebek. Pusetin içinde yatıyor, yanındaki tek şey mavi bir örtü ve hikaye kitabı. Soğukta donmaya mahkum bırakılmış bebek bir kere bile ağlamadı, kaderini kabul etmiş gibi sessizce duruyor.
Şans eseri fırından çıkan bir kadının onu bulmasıyla sıcak bir yuvaya kavuşuyor. Götürüldüğü yetimhane onun bildiği tek evi olacak, oradaki bakıcılar ise onun ailesi. O tek başına doğdu, tek başına ölecek.
Sıçrayarak uyandığında nefes nefeseydi. Açık cam olmamasına rağmen üşümüş, yorganına sıkı sıkı sarılmıştı. Gözlerini kapatıp biraz sakinleştikten sonra yavaşça doğruldu. Duyuları normale dönünce elinde bir baskı hissetti ve yan tarafına baktı. Uyuya kalmadan önce beklediği çocuk yatağın yanında uyuya kalmış, Rin'in elini tutuyordu.
Ne kadar ağlamak istese de ağlayamazdı Rin. Her ne kadar onu bırakan kişilere bağırıp çağırmak istesede bunu yapamazdı. Yanlarından geçse bile tanıyamayacağı kişilere nasıl öfkelenebilirdi ki? O kişiler hayatında bir an bile olmamıştı. Bu yüzden ne üzülüyor ne de sinirleniyordu, sadece kalbinin tam ortasında doldurulamayacak bir boşluk vardı.
O soğuk kış günü sığındığı bu yuva onun evi olmuştu. Kendisi gibi olan onlarca çocuk, onlarla ilgilenip anne sıcaklığını hissettiren bakıcılar onun ailesiydi. Üşümemesi için yorganının bir kısmını yataktan sarkıtarak üstünü örttüğü çocuk ise onun için her şeydi. Soğuk gecelerde onu tek bırakmamış, yanında durarak hem onu hem de kalbini ısıtmıştı.
Rin henüz 3 yaşındayken buraya gelmişti Yoichi'si. Ailesi bir kazada ölmüş, akrabaları onu almayınca ise yetimhaneye gönderilmişti. Herkesle kolayca uyum sağlamıştı Yoichi, tek istisna Rin'di. Duvarların arkasından onu izler dururdu, yakınlaşmak için fırsat kollardı. Bir gece Rin kabus gördüğünde onunla ilgilenmiş, böylece arkadaşlıkları başlamıştı.
Rin mutlu hissediyordu. Yoichi onun gülümsemesini severdi. Bu yüzden hep gülerdi. Bir nedeni olmasa da tüm gün gülümsemesi yüzünden eksik olmazdı. Yoichi içindi gülümsemesi, bunu herkes biliyordu. Hep güldü Rin, gülümseme nedeni yok olana kadar hep güldü.
☁︎☁︎
Hi gaysss aniden aklima gelen fikirle yaziyim dedim cunku hosuma gitti??
Buyuk ihtimalle bu da yarim kalicak ama neeeyyyseeee
Hata varsa özür dilerim kontrol etmiyom
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Return Home | rinsagi
ФанфикAyrıldığın evi geri döndüğünde bulamazsan terk edilmiş hissedersin. Oysa evi ev yapan dört duvar değil, içindeki insanlardır. *tetikleyici unsurlar içerir