Neredeyse herkes okula alışmış, arkadaş çevreleri kurulmuştu ancak her zaman uyum sağlayamayan kişiler olurdu. Bazıları çekingen, bazıları ise agresif. Çekingen insanların sadece kendilerine zararları dokunur, oysa agresif kişiler etraflarındaki herkese zarar verir ve bundan zevk alabilirler.
İnsanlar başkalarına zorbalık eder ki kendisinin ondan üstün olduğu hissine kapılabilsin, egolarını tatmin edebilsin. Bir insanın bir diğerine yaptığı zorbalık ve aşağılama sadece kendisini yeterli hissedebilmesi içindir. Bu durumlarda bazı kurbanlar vardır, kendilerini korumayı bilmeyen insanlar.
İnsan neden kendisini koruyamaz? Ya güçsüz olduğu kendisine inandırılmıştır ve bu yüzden kendisini koruma düşüncesi aklından bile geçmiyordur ya da nasıl korunacağını bilmiyordur. Daha önce bir başkası onu korumamışşa insan kendisini korumayı nasıl bilebilir ki?
Chigiri bunlardan nasibini alan birisiydi. Çok narindi, kimseye karşı kendisini koruyamazdı çünkü ona bu söylenmişti. Uzun saçları ve bebeksi yüzüyle kıza benzediğinden dolayı birçok kız onu kıskanıyor, erkekler ise onu gördükleri her an zorbalayıp cinsel imalarda bulunuyorlardı.
Kötü ailelerde büyümüş kirli zihniyetli çocuklar, bir başka çocuk için büyük bir tehlikedir. Chigiri gibi çocuklarda ise aile, onun bütün yaşamını lekeleyecek düşünceler ve olaylarla dolu bir bataklıktır. Kurtulmak için çırpınırsın ancak sadece daha fazla batarsın. Bir başkası seni kurtarsa bile o çamurun lekesi hem sende hem de seni kurtaran kişinin üzerinde kalır.
Sınıfında yeniden tekmelenip yere düşen Chigiri'nin gözleri doluydu. Erkekler onu tekmeliyor, kızlar ise onun bu haline gülüşüyorlardı. Chigiri'nin yaptığı tek şey ise yüzünü korumaktı. Eğer yüzünde yaralar olursa babası onu sevmezdi.
Birisi onun üzerine çıktığında ise hiçbir şekilde karşı koyamadı, boynunu öptüğünde ise gözlerini kapadı. Tüm gün onu zorbalayan bu kişi aslında onu seviyor muydu? Ufakça gülümsedi, babası da onu böyle severdi.
"Ayy fahişeye bakın! Nasıl da gülümsedi gördünüz mü? Iyy iğrenç!"
Kızların arkadan bağırıp kahkahalar atması Chigiri'yi iğrendirdi. Ona annesinin yaptığı gibi seslenmişlerdi. Neden ona gülüyorlardı ki? İnsan sevilince mutlu olmaz mıydı? Aileleri onları sevmiyor muydu yoksa? Evet, kesin bu yüzdendi, onlar sevilmeyi bilmiyordu. Tekrar gülümsedi Chigiri, babası onu çok severdi.
Onu öpen erkeğin ayağa kalkıp suratına tekme atmasıyla gerçekliğe döndü. Burnundan yayılan sıcaklık onu rahatsız etmişti.
"Iyy, iğrençsin ya. Gidip ağzımı yıkayacağım. Bu pisliğe dokunmak midemi bulandırdı."
Sınıftaki herkes çıkıp Chigiri tek başına kalınca tek bir duygu ona hakimdi. Hayal kırıklığı. Oysa hergün banyo yapar, saçlarını güzelce tarardı. Neden onu sevmemişti ki? Oturup düşünmeye başladı. Babası onu neden seviyordu? Uzun saçları, güzel yüzü ve bembeyaz teni. Doğru ya, okul kıyafetleri yüzünden onun tenine bakamamışlardı! "Eğer" diye düşündü, "Eğer kıyafetlerim olmasaydı beni kesin severdi."
Çıkan ufak 'pıt' sesiyle kendisine geldi. Burnunun kanadığını bir anlığına unutmuştu. Kafasını eğik tuttuğu için önünü göremiyordu. Lavaboya doğru koştururken yanlışlıkla birisine çarptı, özür dileyip yoluna devam etti. Birkaç kez düşme tehlikesi atlatsa da lavaboya ulaşıp musluğu açtığı zaman oldukça rahatlamıştı. Burnunu iyice temizlerken tek isteği iz kalmamasıydı. Annesi onu hep uyarırdı, "Vücuduna dikkat et, asla yaralanma. Olur da iz kalırsa kimse seni sevmez."
Chigiri sevilmek istiyordu, sevilmek için ne gerekiyorsa yapmaya hazırdı. Onu istediği gibi kullanabilirlerdi, sadece "güzel" olduğunu duymak ona yeterdi. Herkes güzel insanları severdi.
Lavabonun kapısı açıldığında aynadaki yansımadan gelen kişiye baktı. Kendisinden uzun bir çocuktu, turuncu saçlarıyla portakala benziyordu. Çocuğun kendisine yaklaştığını fark ettiğinde musluğu kapatıp arkasını döndü. Bu kişiyi tanımıyordu, büyük ihtimalle üst sınıftan birisiydi.
"İyi misin? Demin koşarken bana çarptın, burnunun kanadığını fark edince kontrol etmeye geldim."
Chigiri karşısındaki çocuğun üstüne bakınca tişörtündeki kan lekesini fark etti. Kan çoktan kurumuştu, lekenin çıkacağını sanmıyordu.
"Kusura bakma, önümü görmüyordum. Üstünü lekelediğim için özür dilerim."
"Özür dilemene gerek yok, sadece iyi misin diye kontrol etmek istedim. Eğer iyi değilsen seni revire götürebilirim."
Önemsenmenin verdiği o tatlı his Chigiri'nin kalbine ulaştığında biraz utanmıştı. Tanışmasalar bile onun iyiliğini istiyordu, bu Chigiri için yeni bir deneyimdi. Bu çocuğun onu sevmesini istedi, hep yanında olmalıydı. Onsuz yapamazdı, onu istiyordu. Uzun adımlarla karşısındaki çocuğa yaklaştı. İhtiyacı vardı, onu sevmesine ihtiyacı vardı.
"Söylesene, sence ben güzel miyim?"
Karşısındaki çocuk bu soruyu beklemediği için anlık olarak duraksasa da onaylar biçimde kafasını salladı ancak bu Chigiri için yeterli değildi.
"Beni sevebilir misin?"
Karşısındaki genç bir adım geri attı. Ortamın havası aniden değişmiş, biraz gerilmişti.
"Bütün arkadaşlarımı severim. Arkadaş olursak seni de severim."
Chigiri tatmin olmamıştı, o babasıyla arkadaş değildi ki! Yine de sevileceği düşüncesi zihnini bulandırmıştı. Arkadaş olmayı kabul etti. Uzanıp karşısındaki gencin yanağını öptü. Nedenini kendisi de anlamamıştı, neden dudağını öpmemişti ki? Babası hep böyle yapardı fakat bu fikir nedense onu iğrendirmişti.
"Tamam, arkadaş olalım o zaman. Şimdi gitmem gerek, sonra görüşürüz."
Lavabodan çıkarken büyük bir gülümseme kızaran yüzünü süsledi. Evet, kesinlikle tekrar görüşeceklerdi.
Sınıfa gidip çantasını aldı, doğrusu oldukça geç kalmıştı. Koşarak eve gittiğinde kapıyı annesi açtı. "Çok geç kaldın, baban odanda seni bekliyor." İçini bir korku kaplarken odasına doğru yürüdü. Neden korktuğunu kendisi de bilmiyordu. İçinden bir ses gitmemesini söylüyordu ama sevileceği düşüncesi üstün gelmiş, odasının kapısını açıp içeri girmişti. Babası yatağından kalkıp üstüne doğru yürümeye başladığında istemsizce bir adım geri attı.
"Çok geç kaldın, senin için çok endişelendim. Seni sevdiğimi biliyorsun, değil mi? Unutmuş olamazsın, unutmana izin vermem. Bugün seni o kadar seveceğim ki bir daha asla geç kalmayacaksın."
Babası odasının kapısını kilitleyip kemerini açtığında "keşke geç kalmasaydım" diye düşündü. "Beni sevmesini istemiyorum."
Chigiri o gün kendisinden nefret etti. Birkaç kez üst üste yıkandı, kendisini temizlemeye çalıştı ama ne yaparsa yapsın o kir içine işlemişti, bundan kurtulamazdı.
٭٭
Selam, bayadir bolum atmiyodum. Biraz garip bi bolum oldu biliyorum ama gercekten bunu yasayan insanlar var bu yuzden chigiriye yapilacak herhangi bir asagilama veya hakareti asla gormek istemiyorum. Eger boyle bir dusunceniz olduysa lutfen fici okumayi birakin, birbirimizi kırmayalım
Duzenli bolum atabilir miyim bilmiyorum, kafami topsrladikca yazarim diye dusunuykrum
Bolum sonu biraz aceleye geldi kusura bakmayın midem bulandigi icin kisa kestim🙏🙏
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Return Home | rinsagi
FanfictionAyrıldığın evi geri döndüğünde bulamazsan terk edilmiş hissedersin. Oysa evi ev yapan dört duvar değil, içindeki insanlardır. *tetikleyici unsurlar içerir