"Rin, neden sen de bizimle oynamıyorsun? Tüm gün sadece oturuyorsun, biraz hareket etmen lazım!"
Reddetme amacıyla kafasını salladı Rin. Ne oyun oynayan arkadaşlarına katıldı, ne de çocuklara kitap okuyan bakıcıyı dinledi. Sadece olduğu yerde oturdu.
"Hey Hiori! Bırak şunu gel bizimle oyna işte, Rin mızmızın teki! Tek yaptığı surat asmak. Hepimiz Yoichi'nin ailesi oldu diye sevinirken o üzülüyor, bencilin teki!"
"Kapa çeneni Ryusei! Onunla düzgün konuş, çok kabasın!"
Rin sinirlenmeye başlamıştı. Artık sürekli öfke atakları geçiriyor, duygularını kontrol etmekte zorlanıyordu. Zorla ayağa kalkıp burnunu çekti. Minik ama sert adımlarla yüzü yaralarla kaplı çocuğa yumruk attı. Ryusei biraz sendelese de hemen kendini toparladı, Rin'e tekme attı. Zaten hasta olan Rin dengesini koruyamayıp yere düştü. Hiori, kavga eden ikilinin arasına girdi.
"Yeter artık Ryusei! Hemen durmazsan Rensuke'yi çağırırım, o da seni döver!"
"İlk o bana vurdu! Aptal çocuk, iyice şımardı bu!"
Ryusei kızgın bir şekilde tekrar oyuncaklarla oynamaya gitti. Rin ise olduğu yerde sırt üstü yatmış, tavanı izliyordu. Bir süre etrafında hareketlilik olmayınca etrafına bakındı. Hiori aynı Rin gibi sırt üstü yere yatmış, Rin'e bakıyordu.
"Bence Yoichi hyung seni seviyordu, o da seni bırakmak istememiştir. Hem nerede olduğunu biliyor, elbet bir gün seni görmeye gelir!"
"Gerçekten Yoichi beni seviyor muydu ki? Neden beni bıraktı ki? Biz aileydik zaten, başka aileye ihtiyacı yoktu. Yanlız hissediyorum."
Hastalığın etkisiyle dürüstleşen çocuk konuşurken bir yandan burnunu çekiyordu. Belki de Ryusei haklıydı, biraz fazla mızmız davranıyordu. Hem Yoichi onu böyle görmek istemezdi. Diğerlerini üzmeye hakkı yoktu, sadece Yoichi'ye trip atsa yeterdi! Yoichi'nin kendisi için geri dönme ihtimali olduğu aklına gelince Rin ayaklandı. O zamana kadar büyüyüp kocaman olucak, okula gidicek ve çok akıllı olucaktı. O zaman Yoichi'yle ilgilenebilir, bir aileye ihtiyaçları kalmazdı.
"Hadi Hiori, oyun oynamaya gidelim."
Hiori küçük bir gülümseme sunarak arkadaşının peşine düştü. Kendisinin bir ailesi vardı, yetimhanede bakıcılık yapan teyzesi onu himayesine almıştı ancak Rin'in kimsesi yoktu. O an kendi kendine bir söz verdi Hiori, ne olursa olsun Rin'in yanında olucak, onu yanlız bırakmayacaktı.
Birbiri ardına günler geçti, yeni yıla girmeye günler kala bütün sokaklar ve evler süslerle donatıldı. Yetimhanedeki küçük çocuklar bakıcıları yardımıyla kendi süslerini hazırlamış, etrafa asıyorlardı. Parlayan yıldız noel ağacının tepesine yerleştirildiğinde herkes alkış tutmuş, yeni yıl hazırlıkları bitmişti. Geriye kalan tek şey dışarı çıkıp sevdikleri kişilere hediyeler almaktı.
Herkes odalara dağılmış, kat kat kıyafet giymeye başlamışlardı. Atkısını alırken Rin'in gözüne dolabında bir boşluk takılmış ama neyin eksik olduğunu anlayamamıştı. Mavi atkıyı taktığında istemsizce gülümsemiş fakat bu gülümsemeyi hemen yok etmişti. Bu atkıyı geçen yıl noelde Yoichi ona almıştı, mutlu olmadan edemiyordu.
"Herkes buraya toplansın, çıkıyoruz!"
Rin düşüncelerini bir köşeye bırakıp hızlıca odadan çıktı, bakıcıların yanına gitti. Kolunda hissettiği temasla kafasını çevirince ona gülümseyen Hiori'yi gördü. Rin, Hiori'ye minnettardı. Onu bir an bile bırakmamış, zor anlarında yanında olmuştu. Geceleri korkuyla uyandığında onunla ilgilenen kişi artık Hiori'ydi. İlk başlarda alışması zor olsa da bir şekilde alışmayı başarmıştı. İnsan oğlu neye alışmazdı ki zaten?
Dışarı çıktıklarında ilk olarak soğuk hava onları karşıladı. Tane tane yağan kar konduğu minik bedenlerde mutlu gülüşlere neden oluyordu.
Çocuklar küçük bir sokakta dağıldığında Rin ve Hiori her zaman olduğu gibi yine birliktelerdi. Ufak hediyelik eşyalar satan bir dükkana girdiklerinde Rin anahtarlıklara bakmaya başladı. Yunus şeklinde olan anahtarlığı görünce aklına hemen Hiori geldi ve anahtarlığı almaya karar verdi. Hiori yanına yaklaşınca hediyesini hemen saklamış, kasayada hızlıca hediyesinin parasını ödeyip ufak bir hediye paketine koydurmuştu.
Hiori'yi beklerken biraz daha bakınmaya karar verdi. Hiori tokalara bakarken Rin tekrar anahtarlıkların yanına gitmiş, diğerleri için de hediye almaya karar vermişti. Kasaya döndüğünde elinde üç farklı anahtar vardı; arı, köpek ve tavşan. Tavşan anahtarlığı verebileceği kimse yoktu ama aklına Yoichi geldiği için almıştı işte. Yoichi ona geri döndüğünde hediyesini verebilirdi.
Birkaç saat sonra herkes toplanmış, akşam yemeği için yetimhaneye geri dönmüşlerdi. Yemek bitince çocuklar renkli kağıt ve kurdeleleri alıp hediye paketlerini süslemeye başladılar. Rin elişi yapmayı çok seviyordu, bu iş için bir yeteneği vardı. Hediyelerin hazırlığı bitince üstlerine isimler yazılıp noel ağacının altına konmuş, bütün iş bitmişti. Geriye sadece yılbaşını beklemek kalmıştı.
☆
Yeni yıl sabahı Rin erkenden kalktı. Pofuduk terliklerini giyip camın önüne oturdu. Dışarıda tüm gece boyunca yağan beyaz kar bütün şehri beyaza boyamış, binaların üzerini kaplamıştı. Bu yıl Rin okula başlayacaktı. Hemen alt sokakta bulunan okulda yetimhanedeki çocuklar okur, lise zamanı geldiğinde kazandıkları okullara giderlerdi. Açıkçası yetimhaneden uzaklaşmak onu korkutuyordu. Ya tek başına kalırsa? Veya Yoichi geldiğinde onu bulamazsa? Fazla düşünmemeye karar verdi Rin.
Kahvaltı saati gelince herkes yemekhaneye geçmiş, konuşma sesleri bütün odayı kaplamıştı. Herkes heyecanlıydı, alacakları hediyeleri merak ediyorlardı. Kahvaltı vakti bitince herkes noel ağacının altından hediyelerini alıp odalarına geçmişlerdi. Sadece Hiori'den hediye beklemesine rağmen Rin, 3 kişiden hediye almıştı.
İlk hediyede kedili bir anahtarlık vardı, anlaşılan birçok kişi anahtarlık hediye almıştı. Gerçi çocukların ufak bütçeleriyle alabilecekleri nadir hediyelerden birisiydi bu.
Bir diğer hediyeden birkaç toka çıkmıştı; yeşil ve mavi renkli iki lastik toka, küçük renkli çıtçıt tokalar ve minik lastikler. Yoichi onları sevdiğini söylediğinden beri Rin saçlarını hep belirli bir uzunlukta bırakmaya başlamıştı fakat kahkülleri önünü görmesini engelliyordu. Yaz aylarında ise ensesine gelen saçları onu rahatsız ediyordu. Bu tokaları onu iyi gözlemlemiş birisinin verdiği belliydi. Birisinin onu önemsemesi fikri Rin'i mutlu etti.
Son hediyeyi açtığında karşısına bir bileklik çıktı. Bilekliğin üstündeki tek süs hilal şeklindeki aydı. Daha önce hiç süsü olan bileklik takmamıştı Rin. Şu ana kadar sadece Yoichi'nin taktığı bir ipi bileklik niyetine kullanmış fakat ip kopunca onu atmak zorunda kalmıştı.
Hiori'den yardım alıp bilekliği takıp çıtçıt tokalardan biriyle saçını geriye doğru tutturduktan sonra Rin'in kalbine bir sıcaklık yayıldı. Onu seven insanlar vardı. Onun etrafında olan, farkında olmasa da onu önemseyen kişiler vardı. Güldü Rin, belki de hayatına böyle devam edebilirdi. Küçük dünyasında üç tane ufak çiçek filizlendi. Bu çiçeklerin asla solmasına izin vermeyecek, onları yaşatmaya devam edecekti.
☆★☆
yonaslyhere uzun yaz diye zirladigi icin iki bolumu birlestirdim selamlar olsun <3 Yazim yanlısi yoktur ins kontrol etmiyom
Rin uzulunce bende uzuldum dedim sikerim yoichiyi rin mutlu olsun yeter bundan sonra boyle aga iyi bir cocukluk rinin de hakki 😭😭
rinkiyozu cigsafterizana apocalypseryu ueetwr bolumu bu bebeklere ithaf ediyorum canlarim ya
Arkdaslar yazamiyom aq vallaha tikandim napcam (yeni dram yaraticam.)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Return Home | rinsagi
FanfictionAyrıldığın evi geri döndüğünde bulamazsan terk edilmiş hissedersin. Oysa evi ev yapan dört duvar değil, içindeki insanlardır. *tetikleyici unsurlar içerir