5

114 14 15
                                    

Sabah uyandığı gibi Minho'nun işe gitmeden önce kendisine bıraktığı kahvaltıyı yiyen Jisung'un kafasında ufak bir plan vardı.

Zaten kafan küçücük, planın ne kadar büyük olabilir?

Kendisini aşağılayan iç sesine küserek zıplar gibi adımlarla üst kata çıktı ve odalarına girdiği gibi Minho'nun dolabını kurcalamaya başladı.

Bir kanıt bulmalıydı, o video dışında bir şeyler daha olmalıydı.

Bununla neyi elde etmeye çalıştığından emin değildi çünkü Hyunjin yeterince şey söylemişti, belki de sadece gözüyle görmek ve nasıl hissettiğini ölçmek istemişti.

İlk aklına gelen şeyle Minho'nun gizli kasasını açtı ve içindeki mücehverlerle değerli eşyaları dikkatlice yatağa bıraktı, onların altında bir şeyler ararken aradığı şeyin üstlerinde olduğunu fark etmişti.

Nedenini bilmiyordu, o kasadan hep şüphelenmişti sadece.

Elini kasanın içinde gezdirip de üst taraftaki anahtar deliğini fark ettiğinde kesik bir nefes alıp yatağa bıraktığı mücehverlere döndü ve anahtarı başta onların içinde aradı, bulamayınca da hızlıca evi alt üst etme eylemini başlattı.

Eylemden önce mücevherleri bir poşete koyup kenara ayırmıştı tabii...

Anahtarı yaklaşık üç saat aramış, en sonunda Minho'ya hediye ettiği peluşun yırtık kısmında bulmuştu.

Hızla odalarına geri koşup anahtarı deliğe soktuğu anda kasanın üst rafına düşen şeyler yüzünden ellerini çekti ve bir süre düşen eşyalara baktı.

İki zarf, bir telefon...

Bulduğu eşyaları kaptığı gibi yatağa oturduktan sonra ilk önce zarflardan birini eline aldı ve dikkatlice açıp içindeki fotoğrafları incelemeye başladı.

Bunlar kendi fotoğraflarıydı, Minho'nun ara sıra gizlice çektiğini bildiği fotoğraflardan.

İç çekerek bulduğu fotoğrafları çok kurcalamadan geri bıraktı, bu sefer de öbür zarfı açtı.

Açmasıyla, istemsizce öğürmesi bir olmuştu.

Kan donduran görüntülerdi çünkü.

Elinde ölü, parçalanmış, kana bulanmış bedenlerin resimlerini tutuyordu Jisung.

Daha fazla bakamayıp fotoğrafları zarfa geri koydu ve bu sefer de telefonu eline aldı, el alışkanlığıyla girdiği şifreyle anında açılan telefonun ekranı önüne düştüğünde ilk yaptığı şey mesajları incelemek olmuştu.

... Cesetleri sürekli aynı yere gömemeyiz, başka bir planın olmalı...

... Silahı olay yerinden alın...

... Bunları Minho öğrenmesin, hayatı mahvolur...

Jisung şüpheli gelen mesajları algılamakta sorun yaşıyordu.

Bunları zaten Minho yapmıyor muydu? Neden Minho'nun öğrenmemesi gerekiyordu o zaman?

... Kes şunu, ciddiyim Lee Know. Ona zarar veriyorsun...

Başına saplanan ağrıyla Jisung yüzünü buruşturdu.

Lee Know kimdi?

Bir süre sessizce öyle durup gördüklerini sindirmeye çalıştı, yapamayınca da titreyen elleriyle eşyaları toparlayıp geri yerine koydu ve her şeyi kilitleyip anahtarı eski yerine sakladı.

Daha fazla kalamazdı, tüm bunları öğrendikten sonra olmazdı.

Bu yüzden hızlıca birkaç kıyafet toparlayıp minik bir çanta hazırladı kendisine ve Felix'in yanına gitmek için evden ayrıldı.

people you know (minsung) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin