Lino?
Lee Know başını masadan kaldırıp aynaya baktı.
"Emrinizdeyim efendim."
Şey, Jisung'a onu ramen yemeye götürme sözü vermiştim de... Gidip ona bu akşam müsait olup olmadığını sorar mısın?
Lee Know ayağa kalktı.
"Müsait tabii, olmak zorunda. Çıkacak mısın?"
Evet, biraz daha iyi hissettiğimde.
"Harika, o zamana kadar o orospuya yerini göstermeliyim sanırım."
Lütfen düzgün konuşur musun?
"Eski düzenimize döndüğümüzde konuşurum." Lee Know odadan çıkıp hızlı adımlarla Jisung'un odasına ulaştı ve çalma gereği hissetmeden kapıyı açıp başını içeri uzattı, Jisung onu gördüğü an irkilip elindeki tişörtle üstünü kapatmıştı.
"Kapı çalmak ne bilmez misin sen?"
"Çıplak olduğunda kapını kitlemeliydin." kısa bir an Jisung'u süzüp başını yana yatırdı. "Akşam Minho'yla yemeğe gidiyorsunuz, hazırlan." Lee Know odadan çıktığında Minho'ya doğru konuştu. "Taş gibiymiş."
Ciddi olamazsın.
"Ne? Yalan mı yani?"
Konu bu değil ama.
"Hah, kıskandın. Jisung'u sikeyim de gör."
Gerçekten senden tüm varlığımla nefret ediyorum.
"Ben de o orospu kocandan." Minho kendisine söylenirken Lee Know odasına girip duş almak adına kıyafetlerini çıkardı, Minho'nun eskiye az çok dönüyor olması keyifli bir şeydi.
Minho yerine hazırlanmayı bitirip geri gitmesinden kısa süre sonra Jisung kapıyı tıklatıp çekinerek içeri girdi.
"Minho?" Minho ona bakıp zoraki gülümsedi, hala geri gelmiş olmanın baş ağrısı vardı üstünde.
"Benim." Jisung rahatlayıp ona yaklaştı.
"Hazırsan çıkalım mı?"
"Olur." Minho el çabukluğuyla kenardaki parfümden sıktığında Jisung burnuna dolan kokuyla gözlerini kapattı.
Minho'ya sarılıp kokusuyla uyuduğu o günlere dönmek istiyordu, ondan bu kadar uzak olmak can yakıcıydı.
Minho sakin adımlarla yanına geldiğinde de ona sarılmak istemişti ama bu kadar hızlı ilerlemek istemiyordu.
Minho onda tuhaf bir şeyler olduğunu fark edip duraksadı.
"Sorun ne?" Jisung gözlerini geri açıp ona baktı.
"Sorun yok, çıkalım mı?"
"Eğer iyiysen..." Minho kendisine kolunu uzattığında Jisung parlayan gözleri eşliğinde Minho'nun koluna girdi.
Koluna girmeden önce istemsizce kesik bir nefes almıştı ve sadece kolunu tutmak için bu kadar heyecanlandığını görmek Minho'nun gülümsemesinin sebebiydi.
*~*
"Buraya seninle gelmeyi özlemişim, sensiz gelmenin bir anlamı olmuyordu." Jisung tekrar büyüğünün koluna girerek bunu söylerken Minho küçüğünün parmaklarının kolunu kavramasını izledi.
Lee Know Minho yokken daha çok spor yaptığından vücudu öncekine göre daha kaslıydı ve Jisung'un şekilli parmakları kol kaslarının üstünde fazla güzel duruyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
people you know (minsung)
Fiksi PenggemarJisung bir mafyanın bebeğini taşıdığını bilmiyordu, fakat bilmediği tek şey o gün gelen mesajlardaki görüntüler değildi.