Minho'nun o gün Jisung ile karşılaşmalarından sonra Lee Know'a cevap vermeyi bırakması korkutucu bir deneyimdi.
Orada olduğunu biliyordu, fakat sanki öncesinden de daha derindeydi.
Sanki hiç çıkmak istemediği bir boşluktaydı ve çıkmamak için o boşluğa kendisi düşmüştü.
Bakışlarını yalnız olmadığı bedenin yansımasını görmek adına aynaya çevirip derin bir nefes aldı.
"Minho, beni duyduğunu biliyorum. Beni korkutuyorsun, artık cevap vermelisin. Konuşup durumu değerlendirmemiz lazım, yoksa zorla çıkacaksın." bir süre beklese de ondan cevap alamayınca gözlerini kapattı. "Yapma şunu, ikimize de zarar veriyorsun. Sadece konuşmak istiyorum, seni hiçbir şeye zorlamayacağım." yine Lee Know'un sözleri cevapsız kalmıştı.
Oflayıp kendine gelmek adına adımlarını banyoya çevirdi, Jisung ile sonrasında konuşacaktı.
O sırada Jisung ise Chan ve Felix'le oturmuş video oyunu oynuyordu.
"... Ya sikerim böyle işi!" Felix'in kaybettiği oyuna verdiği tepkiyle Jisung ve Chan aynı anda gülmeye başladılar, hala oyuna odaklanmışlardı. "Ben kaybettiysem siz kazanamazsını, savaş!" Felix Jisung'un üstüne atlayıp onu Chan'ın üstüne düşürdüğünde ikisi söylenerek oyuna odaklanmaya çalıştılar, en sonunda aynı anda kaybetmişlerdi.
"Ya Felix!"
"Hah, kötülük kazandı!" üçü gülmeye başlarken arkalarında telefonuyla uğraşan Changbin onlara baktı.
"Siz ne zamandan beri bu kadar samimisiniz?"
"Samimi değiliz." Jisung Felix'e sıkıca sarılıp onunla beraber Chan'ın üstünden kalktı. "Ben hala Chan hyungun amına koyayım diyorum." Chan onun ağzını eliyle sertçe kapatınca Jisung istemsizce onun kucağına düştü. "Hyuung~"
"Elimi yaladın resmen."
"Dokunmadım bile eline..."
"Zaten yalamayı dokunarak yapamazsı-Changbin!" Changbin Chan'ın kulağını çekerek onu ayağa kaldırdı.
"Yarak yarak işler yapmayı bırak da yürü benimle." Chan zoraki toparlanıp onunla beraber odadan çıkınca Jisung ve Felix birbirlerine bakıp gülmeye başladılar.
"Uzun zaman sonra seni bu kadar keyifli görmek güzel hissettirdi." Felix Jisung'un yüzünü sıktı. "Yüzüne renk gelmiş."
"Uzun zaman sonra Minho'yu görmek güzeldi çünkü." arkalarında oturmuş cips yiyen Hyunjin mırıldandı.
"Lee Know kafanı koparacak Jis." Jisung bakışlarını ona çevirdi.
"Ne yapmışım ki?"
"Minho birkaç gündür ona cevap vermiyormuş." Hyunjin telefonunun üstünden ona kısa bir bakış attı. "Minho'yu ikna etmek için seni kullanmayı planlıyor ama nasıl ne yapar inan bilmiyorum." Jisung iç çekti.
"İçine sıç zaten, iki saniye mutlu olalım dedik alt tarafı..." Hyunjin omuz silkti.
"Lee Know yaratıcı birisi, hazırlıklı ol istedim." Jisung kendini Felix'in üstüne bırakınca Hyunjin hafifçe gülüp tekrar cipsini yemeye döndü.
*~*
Lee Know?
Duyduğu sesle Lee Know kısa bir an başını kaldırıp karşısındaki aynaya baktı.
"Minho..." Hyunjin ve Changbin'in dikkati anında onu bulurken Lee Know onları görmüyordu, sadece aynaya bakıyordu.
Aynada sanki kendisi değil Minho varmış gibi hissediyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
people you know (minsung)
Fiksi PenggemarJisung bir mafyanın bebeğini taşıdığını bilmiyordu, fakat bilmediği tek şey o gün gelen mesajlardaki görüntüler değildi.