Minho onun hafifçe belirginleşmiş karnına küçük öpücükler dizerken Jisung onun saçlarını okşuyor, sonraki gün gideceği doktor randevusunu düşünüyordu.
"Sence kız mı erkek mi olması daha güzel olurdu?" Minho doğrulup onun iki yanına dirseklerini dayadı ve yüzünü boynuna gömdü, karnına dikkat etmeye çalışıyordu.
"Önemli mi ki? Her türlü ikiniz de benim her şeyimsiniz." Jisung onun boynuna kollarını sardı.
"Sen mükemmel bir insansın." Minho onun boynuna yüzünü yaslamış bir halde derin bir nefes aldı.
"Sen de öylesin, sizsiz bir hayat hayal edemiyorum artık." Jisung boynundaki küçük öpücükleri hissetmek adına gözlerini kapatırken yüzündeki gülümsemeye gözlerinde ufak yaşlar eşlik etmişti.
Minho'nun kendisine bu kadar destek olması ve onca strese rağmen Jisung'u asla yalnız bırakmaması Jisung'u fazla iyi hissettiriyordu.
İkisinin de birbirlerine ihtiyaçları vardı ve ikisi de birbirlerini bırakmak için fazla seviyorlardı.
Jisung boynuna gömülmüş olan sevgilisinin saçlarını öptü.
"Seni seviyorum." Minho mırıldandı.
"Ben de seni seviyorum güzelim." başını boynundan kaldırıp yüzüne baktı. "Duşa girelim mi?"
"Birlikte mi?"
"Hm hm."
"Seksten bir süre uzak durmamız gerektiğini biliyorsun değil mi?" Minho omuz silkti.
"İlla sevişelim demedim ki, sadece birlikte duş alalım dedim." Jisung iç çekti.
"İyi peki, ama küvette." Minho onun dudaklarını uzunca öptü.
"Bir tanesin sen, şu boğazı uyuşturan spreyi alıyorum." Jisung onun banyoya koşmasını izlerken istemsizce güldü.
"Bırak onu hemen." Minho suyu açtıktan sonra banyo kapısına çıkıp Jisung'un gözlerine bakarak spreyi ağzına sıktı ve ona göz kırpıp tişörtünü çıkartı, Minho'nun tişörtü çıkarırken gerilen sırt kasları Jisung'un iç çekmesine sebep olmuştu. "Senden nefret ediyorum."
"Bekliyorum sevgilim." yataktan zoraki kalkıp paytak adımlarla banyoya girdiği gibi Minho tarafından yakalanıp öpülmeye başlamıştı.
*~*
Son zamanlarda fazlasıyla duygusal olan Jisung o sabah ağlayarak Felix'in yanına koşmuştu ve bebeğin cinsiyeti yüzünden yaşadığı endişeleri sıralamaya başlamıştı.
"... Ya kız olduğunda onu korumayı başaramazsam-ya da erkek olduğunda da koruyamazsam? Tanrım, bu çok büyük bir hata. Bebeği aldırmalıyız-hayır yapamayız-"
"Jisung..." Felix yavaşça onun yüzünü avuçları arasına alıp ıslak yanaklarını sildi. "Endişelenmene gerek yok, onu hepimiz koruyacağız. Seni de, Minho'yu da, bebeği de yalnız bırakmayacağız." Felix nazikçe onu göğsüne bastırdı. "Korkma artık." Jisung titrek bir nefes aldı.
Bir süre sarıldılar ikisi, Seungmin gelene kadar ayrılmadılar.
Diğerleri çalışırlarken üçü beraber hastaneye gittiler, sonuçları aldılar ve birlikte arabaya bindiler.
Jisung yol boyu heyecanlı ve mutluydu, restorana geldiklerinde de öyleydi.
İçeri girdiği gibi mutfağa koşup Minho'yu köşede yeri izlerken bulduğu an ona sıkıca sarıldı.
"Minho-sshi~" Minho da ona sarılıp saçlarını öptü, Lee Know ile konuştuğundan kafası pek yerinde değildi.
Jisung onun sıkı kolları arasında mırıldandı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
people you know (minsung)
FanfictionJisung bir mafyanın bebeğini taşıdığını bilmiyordu, fakat bilmediği tek şey o gün gelen mesajlardaki görüntüler değildi.