"Jisung?" Jisung yavaşça gözlerini açıp da Minho'yu başında görünce gözlerini kırpıştırdı, sonra onu iterek yatakta ondan uzaklaştı.
"Uzak dur benden!" Minho ellerini geri çekti.
"Sorun yok, benim Minho." Jisung bir süre emin olamayarak ona baktı, sonra uzattığı elini tutup yanına oturmasına izin verdi.
"Geri geldin mi?"
"Bir süre buralardayım, iyi olduğundan emin olmak istiyorum." Jisung bakışlarını kaçırdı.
"İyiyim, sanırım." Minho çekinerek onun saçlarını okşadı.
"Seni bırakıp gittiğim için özür dilerim."
"Bunun için de kendini suçlarsan aşağı atlamak zorunda kalacağım Lee Minho." Minho hafifçe gülümsedi.
"Sen suçlamıyor musun?"
"Hayır, streslendiğinde kaçıp gitmeyi sevdiğini biliyorum. Sen iyi misin?" Minho başını salladı.
"İyiyim, benim için endişelenmene gerek yok. Birlikte kahvaltı yapalım mı? Benden korkmuyorsan yani..." Jisung esneyerek kollarını kaldırdı.
"Olur, yapalım." Minho başta ayağa kalkacak olsa da sonra durdu, bir süre Jisung'a baktı.
"Acıyor mu?" Jisung esnemeyi bitirip ona baktı.
"Hm?"
"Boynun, acıyor mu diyorum."
"He, hayır iyiyim şimdi. Geri gelip beni kurtardığın için iyi durumda şu anda." Jisung yataktan zıplayıp Minho'nun koluna girdi. "Ben yüzümü yıkayana kadar beklesen ve sonra ben koluna girsem? Özledim birazcık..." Minho onun elini okşadı.
"Bekliyorum seni." Jisung şirince gülümseyip onun yanağını sıktı ve odasındaki banyoya koştu, kapıda ikiliyi bekleyen Hyunjin o gittiğinde Minho'ya yaklaşmıştı.
"Sana sinirli olmadığını söylemiştim." Minho iç çekti.
"Biliyorum, yine de gerginim. O görüntü gözümün önünden gitmiyor." Hyunjin onun omzunu okşadı, ikisi Jisung gelene kadar sessiz kalmışlardı.
Jisung geri geldiği gibi Minho'ya sarıldı.
"Yemeğe mi iniyoruz?" Minho da ona sarıldı.
"Evet, iyi hissediyor musun yeterince?"
"Harikayım, hadi gidelim." Minho onun koluna girmesiyle Jisung'la beraber odadan çıkmadan önce Hyunjin'i de bileğinden tutarak yanlarına çekti.
Mutfağa girdikleri anda Felix yanlarına koşup Jisung'a sıkıca sarıldı.
"Yanından hiç ayrılmayacaktım ama Minho biraz yalnız kalmanızı istediği için çıkmak zorunda kaldım, gerçi ilk başta Minho mu emin olamamıştım ama... Minho'ymuş~" Felix Jisung'un yanaklarını sıkıp tekrar ocağa dönerken Changbin yanına yaklaştı bu sefer.
"Nasıl hissediyorsun?" Jisung ona gülümsedi.
"İyiyim, Minho gelmiş bak~" Minho kendisini çeken Jisung'un gülümsemesine karşılık verirken birisi belini kavrayınca Jisung çığlık attı.
"Ciyaklamayı kes." kendisini havaya kaldıran Chan'a savurduğu tekmeler etkisizdi.
"Sikeyim seni Christopher!"
"Hyung diyeceksin."
"Christopher!"
"Şimdi siktim belanı." Jisung karnını gıdıklamaya çalışan büyüğüne karşılık veremeden Changbin'in kulağını çekmesiyle Chan onu bıraktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
people you know (minsung)
FanfictionJisung bir mafyanın bebeğini taşıdığını bilmiyordu, fakat bilmediği tek şey o gün gelen mesajlardaki görüntüler değildi.