Elinde tuttuğu minik çubuğa bakarken Jisung'un istemsizce gözleri doldu.
Hamilelik haberini aldığında ne kadar da sevinmişti... O bebeği korumak için her şeyi yapmaya hazırdı, o bebeği çok seveceğinden emindi.
Şimdi iki minik kırmızı çizgiye bakmak acı veriyordu.
Felix yavaşça onun omzuna kolunu sarınca Jisung başını ona yasladı.
"Sorun değil Jisungie." Jisung gözlerini kapatıp mırıldandı.
"Onu karnımdayken bile koruyamadım." Jisung'un son birkaç günü böyle geçmişti.
Bebek için üzülüyor, Minho'dan ayrılacağı için üzülüyor, Minho'ya sinirleniyor, bir katilin çocuğunu doğurmadığı için seviniyor, Minho kendisine onca kişiyi öldürdüğü elleriyle dokunduğu için kendisinden nefret ediyordu.
Ve tüm bu duygu değişimlerinin arasında ayakta kalabilmesi için Felix elinden geldiğince ona destek olmaya çalışıyordu.
Hyunjin o geceden sonra evden gerçekten de gitmişti ve bir süredir Minho'yla kalıyordu, Minho'ya da hiçbir şey söylememişti.
Minho ise her şeyden habersiz Hyunjin'in moralinin bozuk olduğunu fark ettiğinden onunla ilgilenmeye çalışıyordu.
Jisung Minho'yla hiç konuşmamıştı hala, Felix ara sıra Minho'ya mesaj atıp Jisung'un iyi olduğunu söylüyor ve Minho istediği zaman Jisung'un bir fotoğrafını atıyordu.
Uzunca sarılmalarından sonra Felix hafifçe gerileyip ona baktı.
"Aklımda bir fikir var, dinle beni." Jisung da geri çekildi ve bakışlarını Felix'e çevirdi. "Seninle bir haftalık bir tatile gidelim, biraz kafa dağıtmış olursun. Ama geldiğimizde Minho'yla ne yapmamız gerektiğini kesin olarak konuşacağız tamam mı?" Jisung kendi kucağındaki ellerine baktı.
"Sanırım bir süre Minho'nun yanına dönsem iyi olacak, nasıl hissettiğimden emin olmak için." Felix onun saçlarını alnından çekti.
"İstediğin an seni almaya gelirim." ikisi tekrar sıkıca sarıldığında Jisung gözlerini kapatıp iç çekti, iki hafta öncesine dönebilmeyi çok istiyordu.
*~*
Jisung sabahtan beri gergindi, Minho'nun yanına döneceği için.
Felix'in isteği üzerine Hyunjin de hala evdeydi ve Jisung bu yüzden az da olsa daha güvende hissediyordu. Felix'in işleri olduğundan kendisini bırakıp gitmişti ve Jisung yaklaşık beş dakikadır elindeki anahtara bakıyordu.
Sonunda kendine gelip anahtarla kapıyı açtı ve içeri girdi, kapının sesiyle Minho başını koridora uzatıp da onu görünce genişçe gülümsemişti.
"Jisungiee~" minik zıplamalarla yanına koşup ona sıkıca sarıldığında Jisung tepki veremedi, ne geri çekilebildi ne de geri sarılabildi.
Yapmayı çok istedi, ona sarılmayı ve iki haftadır uzak kaldığı kocasının kollarında yeniden kaybolmayı deli gibi istedi.
Ama yapamazdı, onun elinde bu kadar çok kan varken yapamazdı.
Minho onun karşılık vermemesi yüzünden sarılmalarını kısa tutup geri çekildi ve nazikçe omuzlarını kavradı.
"Çok özledim seni, Felix stresli olduğun için konuşmak istemediğini söyleyince yanına gelmedim ama her gün eve geldiğimde evde olursan diye sana bir şeyler getiriyordum. Hyunjin hepsini yemese dolap çikolata dolu olacaktı." Hyunjin de yeni uyandığını belli eder gibi gözlerini ovuşturarak yanlarına yaklaştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
people you know (minsung)
Fiksi PenggemarJisung bir mafyanın bebeğini taşıdığını bilmiyordu, fakat bilmediği tek şey o gün gelen mesajlardaki görüntüler değildi.