özlediniz mi🤓
OY ve yorum istiyorummsemih, türkiye'ye döner dönmez soluğu nevzat demir tesisleri'nde alıvermişti.
nasıl tüm insanlar için; yemek, içmek ve uyumak temel bir ihtiyaçsa, semih için de beşiktaş öyle bir gereksinimdi. beşiktaş'a öyle bir aşk duyuyordu ki, kimse geçemezdi önüne.
bıraktığı gibi bulmamıştı beşiktaş'ı sarışın çocuk, ki bu gerçek onu mutlu da etmişti. bıraktığından daha disiplinli bir beşiktaş ile karşılaşmıştı, semih biliyordu ki gio hoca ile birlikte bir sürü yeni başarıya imza atacaktı takım. esmer adam, semih ile oturup saatlerce konuşmuştu, semih hocasından böyle bir ilgi aldığı için de oldukça memnundu.
düşünceleri nedeniyle yüzünde beliren tebessüme engel olamazken kafasını rashica'nın oğlu tian ile sarılan muçi'ye çevirdi. ah hayır, sarılmıyorlardı. tian, muçi'nin kucağında uyuyakalmıştı.
aile.
aile gibi hissettiriyordu içinde bulunduğu takım.
oturduğu yerde biraz daha yayıldı ve etrafı seyretmeye devam etti. yönetim her ne kadar semih'e uzun bir süre tatil hakkı verse de semih kendini atıvermişti tesislere ve takım ile birlikte keyifli bir yemek faslından sonra çardaklara geçmişlerdi. semih, elindeki çay fincanını dudaklarına götürdü ve bir küçük yudum daha aldı.
sarışın'ın eviydi burası.
mecazen değil, gerçekten de burada kaldığı günler çok uzak geçmişte sayılmazdı.
karşısında oturan emir ve yakup'un şarkı söylemeye başlamalarıyla semih kıkırdadı ve elini cebine attıktan sonra telefonunu çıkarıp karşısındaki komik görüntüyü çekmeye başladı.
"aşığım senin şu gözlerine. tavlıyosun beni sözlerinle." semih, emir'in son derece ciddi bir şekilde söylediği şarkı ile kahkahasını daha fazla tutamayacağını anlamış ve salıvermişti. semih'in güldüğünü duyan emir, ciddiyetini bozarken gözlerini semih'e çevirmiş ve o da gülmeye başlamıştı.
semih, kafasını iki yana sallayıp gülmesini durdurmaya çalışırken, instagram'ı açtı ve çektiği videoyu hikayesine hiç düşünmeden ekledi.
"sen futbolu bırak bence." diyerek alaylı bir ses tonuyla konuşan sarışını, mustafa erhan gülerek onaylarken, emir gözlerini devirmekle yetinmişti. beşiktaş youtube kanalı için bir video çekimi yapıyorlardı ve konseptleri şarkı söyleme üzerineydi.
semih her ne kadar güzel bir sese sahip olmasa da o da söylemişti birkaç şarkı.
şu an oldukça eğleniyordu.
aslında, semih'in mutlu olabilmesi için konunun beşiktaş olması yeterliydi.
"sen kendi sesine hiç baktın mı semih?" diyen emir ile sırıtan sarışın, bir elini ensesine atmış ve okşamıştı sarı saçlarını.
sarı saçlar.
çakma sarışını.
barış alper'i hatırlatmıştı ona.
oğlanın memleketine gittiğini biliyordu, ailesiyle vakit geçirmeye çalışan barış bu süre zarfında da semih'i ilgisiz bırakmıyordu. semih'i her gün sabah ve akşam olmak üzere arıyor, birbirlerinin seslerini duyuyorlardı. gün içerisinde ise mesajlaşıyorlardı.
önceki ilişkilerinde doğru dürüst flörtleşme dönemi yaşayamayan semih için tüm bunlar tam anlamıyla gerçek eğlenceydi. semih, barış'tan etkilendiğinden ve hoşlandığından yüzde yüz emindi. barış'ın da ona karşı boş olmadığını biliyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
dibine kadar | semih & barış a.
Фанфикbarış alper, semih'i, hiç kimsenin daha önce anlamadığı kadar iyi anlamıştı. bu kitaptaki tüm karakterler ve olayların gerçek kişi ve kurumlarla ilgisi yoktur. tamamen hayal ürünüdür.