⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀
⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⋆
⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀Küçük Leyal hıçkıra hıçkıra, dudaklarını büzerek annesinin elini sıkıca tutmuş ağlıyordu. Kısa kumral saçları yukarıdan at kuyruğu yapılmış üzerine giydiği okul kıyafetleriyle sevimli görünüyordu.
"Benim kızımın saldırgan bir yapısı yoktur. Eminim ki bu küçük kız bu olaya sebep olacak bir şeyler yapmıştır." dedi Siyal, kızının küçük elini bordo renkli tırnaklarla süslü eliyle sıkıca tutarak.
İlkokula başlamış olan küçük kızı dizlerinin dibinde, ayakta, elini tutarak hıçkırarak ağlıyordu. Ağlamasın diye kızmak istedi Siyal. Güçsüzlüğünü göstermesin, sussun istedi. Bu yüzden kızının elini sertçe sıktı. Leyal annesinin yüzüne bakarak dudaklarını büzmüş sesini çıkarmayıp göz yaşlarını akıtmaya devam etmişti.
Karşısında oturan kadın sinirle elini müdürün masasına vurmuştu fakat Siyal gram etkilenmedi bundan. Kadının suratına bile bakmıyordu.
"Ne anlatıyorsun ya sen?! Senin kızın benim kızımın saçını çekmiş," diye bağırdı kadın. Daha sonra ağlayan kızını sertçe yanına çekip yüzünü tutmuş ve Siyal'e göstermek adına konuşmuştu.
"Görüyor musun şu kızın yüzünü? Çizilmiş hep. Senin şu cadaloz kızın mahvetmiş kızımı hâlâ konuşuyorsun!" Kadın ince kaşlarını çatmış, kırmızı rujlu dudaklarını aralayarak Siyal'den tepki beklemişti.
Beyaz gömlekli müdürse stresle alnını ovalamış ve sandalyesini daha çok masaya yaslayarak boğazını temizlemişti.
"Hanımlar, sakinleşelim öncelikle. Olayın aslını öğrenelim. Çocuklar kavga edebilirler çok nor-"
"Hocam ne anlatıyorsunuz siz!" Sesini yükselterek konuşan kadına karşılık Siyal gözlerini devirmiş ve siyah ipli ve dizlerinin aşağısında biten elbisesine dikkat ederek bacak bacak üstüne atmıştı.
"Ne olursa olsun burada kızım şiddet görmüş ya? Bu nasıl bir sorumsuzluk?"
Siyal müdürle bağıra çağıra konuşan kadına kulaklarını tıkayıp küçük kızına döndü. Küçük kızı başını yere eğmiş göz yaşı döküyordu. Saçları dağılmıştı. Kızını gözlemlediğinde bir hasar görmemiş olmasına sevinmişti. Merak ettiği konu bu kadar çekingen bir kızın başka bir arkadaşına saldırmasıydı. İnanıyordu ki kızı bunu durduk yere yapmazdı. Bu yüzden kaşlarını çatmış Leyal'i kendisine doğru çevirmişti.
Annesinin sorgulayıcı bakışlarını gören Leyal yaptığı terbiyesizlik yüzünden, annesini yorduğu ve başkasının canını acıttığından ötürü pişmanlıkla gözlerini kaçırdı. Kendisini savunmak istiyordu ama annesi kızar diye korkuyordu. Yine de suçlu görünmek istemediğinden küçük dudaklarını araladı.
"Anne," diye başladı çekingenlikle. Arkasında konuşan kadın ve müdür dikkatini dağıtıyordu.
"Devam et."
Annesinin sesiyle duraksaması son buldu.
"Sürekli arkadaşlarıyla yanıma gelip bana gülüyor." Kaşları çatıldı Siyal'in. Devamını küçük kızından dinlemese bile tahmin edebiliyordu.
"Bana sürekli baban nerede diyip duruyor. Yanıma gelip babasını anlatıyor. Kitaplarımı yere atıyor anne." Leyal utanarak bakışlarını annesiyle ellerine çevirdi. Annesi ona kızacaktı. Biliyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LEYÂL
RandomNe adam bir daha cebinde ezilmiş papatyalar buldu, ne de kız ezdiği papatyaları hatırladı. ❋