2 - ✦

3.2K 160 8
                                        


⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀

⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀
⠀⠀

"Leyal!"

Yüzümü buruşturarak yastığı kafama doğru çektim tekrar. Ellerimle yastığı sıkıca kavradım.

"Kime diyorum?!"

Kapının açılma sesini duydum. Hemen ardından kulaklarımı kemiren, kapatmaya üşendiğim, onun varlığıyla uyumaya çalıştığım alarmımın kapanmasıyla, kollarımdaki yastık sertçe çekildi. İstemeden uyanmak zorunda kaldım. Gözlerim aydınlığa zar zor alıştığında yüz üstü uzandığım yatağımdan doğruldum. Hani uykum benim tek çizgimdi?

Anneme doğru döndüğümde koluna takmış olduğu çantası, giydiği siyah vücuduna oturan diz üstü etek ve beyaz gömleğiyle her zamanki gibiydi. Kahve tonundaki çerçeveli gözlükleri elinde duruyordu. Simsiyah saçları arkadan topluydu. Tanımasam Siyal Tunç 50 yaşında demezdim.

Anneme yarı uykulu gözlerle bakmam onu sinirlendirmiş olmalı ki derin bir nefes alarak gözlüğünü düzeltti. O kadifemsi sesiyle konuştu. Annemin ses tonunu her zaman beğenirdim. Benimle kötü konuşmadığı zamanlar.

"Leyal, sabahtan beri bu alarm evi inletiyor. Çekmek zorunda mıyım ben? Neden kalkıp kapatmıyorsun?"

Haklıydı fakat gerçekten yerimden kalkıp kapatsaydım geri uyuyamazdım ki. Hem okula gitmek kulağa harika bir şeymiş gibi gelmiyordu zaten. Yatakta uzanmak daha iyiydi ama beni anlayan yoktu.

"Pardon anne duymamışım."

Yalandan kimse ölmezdi.

"Her neyse, ben çıkıyorum. Eğer biraz daha bu yatakta oyalanıp derse yetişmezsen benden çekeceğin var Leyal."

Annem kolundaki çantasını açarak odadan çıkarken gözlerimi kapattım.

"Tamam anne."

Başımı yastığa bıraktığımda gözüme giren kahküllerin varlığı bile rahatsız etmedi.

"Osmanlı'da yaşanan darbeleri sayabilir misin Ömer?"

Çağla Hoca son sürat ders işlerken sınıfın yarısı uyukluyordu. Aralarında bende vardım. Normalde her derste yaptığım gibi not tutardım fakat geç kaldığımdan 2. derse anca yetişebilmiştim. O yüzden Tarih dersinin hem ilk dersini hem de şu an ki dersin yarısını kaçırmış bulunuyordum. Gökay'dan alırım umuduna tutunuyordum yarım saat önce ama o en arka sırada alttan çıkarmış olduğu telefonuyla ilgileniyordu. İyi ki de hoca görmüyordu diyeceğim ama görmeme gibi bir ihtimali de yoktu. Kadın ders anlatırken soru cevapla ilerliyordu ve her an Gökay'ı bulup soru sorabilirdi.

Gereksiz aksiyona girmeye gerek yoktu bence. Ben bile endişelenmiştim buradan ama Gökay oldukça rahattı. Sanırım bunu hep yapıyordu. Ben yeni fark ediyordum.

Dudaklarımı istemsizce büzerek kaşlarımı çattım. Kimi bulabilirdim ki not için? Birisinden not istemek çok gericiydi. Hatta birisiyle iletişim kurmak bile çok gericiydi. Ama halledebilirdim sanırım. Gökay'la bile arkadaş olmuştuk.

Gözlerim en ön sırada oturan Kübra'yı bulduğunda duraksadım. Kahverengi kıvırcık saçlarını yukarıdan at kuyruğu yapmıştı. Kulaklarına takmış olduğu küçük küpeler dikkat çekiciydi bence. Yakışmıştı. Dersle ilgileniyor gibi gözüküyordu. Not alıyordu. Galiba Kübra'dan isteyebilirdim. Evet Kübra olurdu. Bana kızacak biri de değildi bence.

LEYÂL Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin