Bölüm 11

1.3K 93 83
                                    

-Nico-

Nico saat 4.30 da evlerine doğru yürüdü. Percy ve o çok eğlenmişlerdi, tekrar konuşmak çok iyi gelmiş, birbirlerini özlemişlerdi.

"Hoş geldin, tatlım, Perseusla nasıldınız?" diye seslendi Maria, Nico kapıyı kapatırken.

"Harikaydı," dedi Nico, memnuniyetle gülümseyerek. Annesinin yanına gittiğinde tabakları yıkıyordu. Maria döndü ve kaşlarını çatarak Nico nun görünüşüne baktı; kafataslı tişört, siyah jeans ve converse.

"Nico, tatlım, saat 6 dan önce bunları değiştirmelisin. Blofisler tekrar bizdeler, sadece Paul, Sally ve Perseus ama bu sefer. Kıyafetlerini çıkar ve yerine daha düzgün şeyler giy," Maria gülümsedi ve tekrar lavaboya döndü.

"Tamam, gidiyorum." Nico başını salladı ve merdivenlerden çıkarak odasına girdi.

-

Nico kibirli olmak istemiyordu ama kabul edelim ki, acayip görünüyordu. Duş almış ve saçlarını yıkayıp yumuşak ve ipeksi yapmıştı. Beyaz ve temiz V yaka tişört ve mavi jeanslerini ve temizlenmiş converselerini seçti. Bütün koyu olanlarla seçilenleri değiştirdi, değişiklik iyiydi, değil mi?

"Nico! Misafirlerimiz geldi, mızmız kıçını kaldır ve aşağı inip karşıla onları!" diye bağırdı Hades aşağıdan. Nico sessizce güldü ve kapıyı açıp merdivenlerden 3er 3er aşağı indi, 'parkurun' sonuna geldiğinde nefes nefese kaldı.

"Merhaba Nico, çok sevimli görünüyorsun, tatlım," dedi Sally gülümseyerek ve Nico ya sarıldı. Nico güldü ve o da kollarını ona sardı. "Teşekkürler Bayan Sally, siz de her zamanki gibi büyüleyici görünüyorsunuz."

"Merhaba, Nico, seni tekrar görmek güzel," ded, Paul Blofis, elini Nico ya uzattı ve sıktı. Nico da gülümseyerek "Sizi de görmek güzel Bay Blofis."

"Lütfen bana Paul de," dedi Paul kalpten gülümsemeyle.

"Hey Nico" dedi sırıtarak Percy, yeşil gözleri delicesine parlıyordu. Nico da ona güldü ve destek aldığı ayağını değiştirirken midesindeki kelebekler hareketlendi, "Selam Percy." Maria ve Sally konuşurken Hades boğazını temizledi. "Yetişkinler beni arabaya doğru takip edebilir," dedi Hades ağzının kenarıyla gülümserken. Nico kaşlarını çattı, "Nasıl yani? Yemeğe biz gelemiyor muyuz?"

Hades alaycı tavırla omuz silkti. "Küçük şapşal Nico, Perseusla çok yakın olmaktan gayliğin fırlayıp gözünü kör etmiş, bence. Elbette gelemezsin, bu yemek ve otel sadece yetişkinler için. Bir haftalığına kaçıyoruz. Sen, kız kardeşin ve Perseus burada kalacaksınız ve komşularda arada bir sizi yoklayacak. Aslında Bianca arkadaşlarının evinde kalır bence ama, yani yalnızca sen ve Perseus. Yalnız. Birlikte. Karışan olmadan. Yatak ve diğer her şe-"

Nico kulaklarına kadar kızardı. "Baba! Percy ile sevişmeyeceğim!" diye ciyakladı. Percy eliyle ağzını kapattı ve gülmesi odada yankılandı. Diğer büyükler bile gülüyordu. Nico etrafına baktı, babası için bir parça sempati duydu ve annesi içinde bir parça utandı.

Herkes gülmekten ölmüştü. Nico pembeleşmiş yüzüyle, kendine sardığı kollarıyla ve yere vurduğu ayağıyla duruyordu. Hades kendini beğenmişçesine Nico'ya baktı ve herkesi kapıdan geçirdi. "Hoşça kal Nico, iyi eğlenceler," dedi sırıtarak ve topuğunun üstünde dönerek kapıyı kilitledi.

Percy ayaklarının üstünde sallandı ve masumca sordu, "Yani şimdi sen beni duygusuzca becerecek misin ya da-"

"Hayır! Tabiki de hayır! Tanrım, Percy senin kız arkadaşın var!" dedi Nico şaşkınlık içinde. Percy omuz silkti oturma odasına yürürken ve gülümsedi, "Şey, pek sayılmaz."

Nico onu takip etti. "Ne demek pek sayılmaz?" dedi, yüzünü sevimli bir şaşkınlık aldı. Percy kızardı ve arkasını dönerek derin gözlerle Nico nun gözlerine baktı.

-Percy-

Nico nun gözleri olağanüstüydü. Sanki, gözlerindeki altın ve gümüş, karanlık duygularla dolu olan girdap havuzunda gibiydi. Onun içinde kaybolmak kolaydı, hipnotize bile olunurdu. Percy günlerce bu gözlere bakabilirmiş gibiydi.

"Alo? Dünya'dan Percy ye," dedi Nico ve Percy bir anda kendine geldi. "Hah, ah, evet, neden boşta değildim." Derin bir nefes aldı. "Annabeth ve ben, biz ayrıldık."

Nico nun gözleri büyüdü. "Ne zaman?" dedi. Percy ensesini ovuşturdu. "Aslında, dün sen gittikten biraz sonra."

*Percy Flashback*

Nico gittikten kısa süre sonra kapı çalındı. Ah Nico. Çok muazzam ve tatlı ve sevimli ve agh, kalbimi resmen eriti- ah, evet, kapı çalınmıştı değil mi? Merdivenlerden koşarak kapıya geldim ve açtığımda Annabeth in endişeli suratıyla karşılaştım. Samimice gülümsedim ve içeri aldım. "Selam Bilmiş Kız, seni buraya getiren nedir?" O da gülümsedi ve etrafına bakındı, bir şey mi olmuştu ona? Daha önce de evime gelmişti ama neden Kıvırcık ın enchilada* yemeye korktuğu gibi bakıyordu. "Selam Percy," Nasıl yani, Yosun Kafa demedi mi? Bir şeyi mi vardı? "Konuşabilir miyiz?" Veeee işte bu da geldi.

"Ne hakkında?" diye sordum. "İlişkimiz hakkında." Ah, peki, anlaşılmıştı aslında ama devam etti. "Bizi bir yerlerde göremiyorum Percy. Ve b-ben şu anda çok kafam karışık." Ağırlığını diğer ayağına verdi Annabeth. "Ne hakkında kafan karışık?" diye sordum. Boğazını temizledi, rahatsız görünüyordu. "Be-benim cinsel yönelimim," diye fısıldadı. Ah, şey, bir şey demedim, öbür türlü iki yüzlülük yapmış olacaktım. "Reyna?" diye tahminde bulundum. Eliyle kafasına vurdu ve gözleri büyüdü. "Sen nasıl...?"

"Kaynaklarım var, ve gözlerim," dedim burun kemiğimi kaşırken. Annabeth gülümsedi ve bir miktar rahatlamış gibiydi.

"Ayrılmak istiyorsun yani?" diye doğruladım. Annabeth tereddüt etti ama, başını salladı. Genişçe gülümsedim ve kollarımı onun omuzlarına sardım, o da kollarını belime doğru sardı. Romantik bir sarılma değildi, ve ya çiftler gibide değildi. Bu bir veda sarılmasıydı. "Seni özleyeceğim, bilmiş kız. Ama mutlu olmanı isterim, git ve Reyna'yla birlikte ol," dedim gülerek. Annebeth geri çekildi ve kafama vurdu. "Eğer sen de Nico ile birlikte olursan," dedi ve sırıttı. Suratım kızardı, "Sen nasıl...?"

*Flashback bitti*

-Nico-

"Yani, evet, bekar bir pilicim ve kim olduğu belli olan ateşli çocuk içinde hazırım," diye bitirdi Percy ve sırıttı. Nico kızardı ve yüzünü sakladı, utanç verici. Percy güldü ve Nico nun suratını elleriyle sardı, ve ona bakmaya başladı. Nico gözlerinin kocaman olduğunu hissetti.

Percy yavaşça eğildi, Nico tek santim uzaklaşmaya çalışınca onu durdurdu. "Seni öpebilir miyim?" diye fısıldadı, ılık nefesi Nico nun dudaklarına çarptı. Nico 'evet' diyerek yanıtladı, o sırada kapı çaldı.

Nico kaşlarını çattı ve uzaklaştı, özür diler gibi Percy ye bakarak koltuktan kalktı. " Hemen dönerim, Perce." Percy eski takma adını duyunca gülümsedi ve kırmızılaştı.

Nico holde yürüdü ve kapıyı açtı, Percy ile öpücüğü arasına giren her kimse çok kızmıştı. Nico orada duran kişiyi görünce nefesi boğazında kaldı. "S-sen burada ne yapıyorsun?" dedi.

Octavian şeytanice gülümsedi, "Beni özledin mi, bebeğim?"

*enchilada: mısır tortillasıyla yapılmış bir tür acılı dürüm

xx

The One That Got Away (Pernico/Percico) |Türkçe Çeviri|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin