Bölüm 14

1.1K 82 26
                                    

-Percy-

Percy boş ve karışık düşüncelerle yatağa oturdu. Kafasında milyonlarca soru dönüyordu.

O ve Nico neydi?

Nico bekar mıydı?

Nico'nun geçmişinde Octavian neydi?

Derince iç çekti ve burun köprüsünü kaşıdı. 'Belki de biraz uyumalıyım' diye düşündü.

Yeniden iç çekti ve battaniyenin içine girdi, gözlerini kapatıp rahatlamayı ve iyi bir uyku çekm-

"Percy!"

Percy'nin gözleri açıldı. Nico adını mı bağırmıştı? Örtüyü üstünden attı ve uçarak yataktan atladı, merdivenlere koştu.

Merdivenin sonuna geldiğinde oturma odasına koştu. "Sorun nedir?" dedi soluyarak. Ama ikisinin koltukta olduğu gayet açıktı.

Nico'nun gözyaşları yanağından süzüldü ve nefes almaya odaklandığını gördü. Octavian'ın yüzünde fazlasıyla çakma bir endişelenme vardı, ve elleri Nico'nun kalçasındaydı. Ne yaptığını sanıyordu?

"Sadece, Nico arkadaşını evde kaybedince biraz öfkelendi," dedi Octavian, sesinde iticilik vardı. Üzgünce Nico'ya baktı, "Şimdi iyi misin, bebeğim?" dedi.

Nico boğulur gibi bir ses çıkartarak karşı çıktı ve ayaklarıyla çırpındı, gözleri büyümüş ve korkmuştu, ve Percy'ye doğru hareket ederek kollarını onun beline sardı.

Percy şaşkınlıkla dengesini kaybetti, ama hemen kendini toparladı. Kollarını korurcasına Nico'nun küçük omuzlarına kenetledi ve gözlerini kıstı, gülümseyerek(korkutucu şekilde) Nico'nun arkasından masumca bakan Octavian'a baktı.

Percy boğazını temizledi. "Um, bence artık gitmelisin, Octavian. Nico'ya ben göz kulak olabilirim." Nico suratını Percy'nin tişörtüne gömdü ve açık bir şekilde onun göğsünde hıçkırarak ağladı. Percy nin sırtını yatıştırarak sıvazladı.

Octavian dudaklarını büzdü. "Pekala, bende otelime giriş yaptırayım o zaman." Octavian ayağa kalktı ve pantolonunu silkeledi. Parmakları Nico nun saçlarında gezindi ve onu geri çekti, böylece Nico nun suratı Percy nin göğsünden kopmuş oldu.

Zavallı Nico korkunç görünüyordu. Gözleri kızarmış ve teni de pembeleşmişti. Geri çekildiğinde inledi. Octavian sırıttı ve kafasının arkasını öptü. "Yarın görüşürüz, bebeğim. Seni dışarı götüreceğim."

Nico yeniden sızlandı ve karşı çıkmak ister gibi ağzı açıldı, ama kelimeler çıkmadı.

Percy onun yerine konuştu. "Gereği yok, Octagon. Nico ve benim zaten planlarımız var." Octavian'ın çenesi, Percy'nin düşmanca bakışlarıyla gevşedi. Nico nun yaşlı gözleri parlıyor ve hayranlıkla bakıyodu, dudakları hafifçe kıvrıldı, ürkek, mükemmel bir gülümsemeyle. 'Teşekkür ederim' der gibi.

"Öyle olsun." Octavian, Nico'nun saçlarını serbest bıraktı ve Percy'ye doğru itekledi. "Onu Cuma günü görürüm o zaman. Ve benimle kalacak, otelde, Cumartesi sabahına kadar." Bebeksi mavi gözleri kıvılcım gibi parlıyordu.

Percy kaşlarını kaldırdı. "Buna da gerek yok. Bir planımız yok, sadece onunla olmanı istemiyorum, bu yüzden planların kıçımı öpebilir, şimdi defol."

Omzunu silkti Percy. Octavian öfkeden kırmızıya dönmüş ve utanmıştı, arkasını döndü ve odadan çıktı, bir süre sonrada kapı çarpma sesi geldi.

"Başa çıkılması zor biriymiş," dedi Percy, gülmeye çalışarak. Nico yine bir hıçkırık koydu verdi, Percy kollarıyla onu sardı. "Şşş, tamam Neeks, iyi olacaksın, her şey iyi olacak," diye fısıldadı Percy, Nico'nun kulağına. "Teşekkür ederim," dedi ağlayarak Nico.

*Bir süre sonra*

Percy koltukta oturmuş, kollarıyla Nico'yu sararken o da, ona Octavian ile olanları anlattı, Percy'nin sarışına olan nefretinden damarları ortaya çıktı. Nico ikinci kere birlikte olmadıklarını onayladığında Percy daha iyi hissetti. Ama hala endişeliydi; Neden Octavian, Nico ya zarar vermek istesin ki?

"Percy?" dedi Nico, onu düşüncelerinden sıyırarak. "Evet?" diye cevap verdi Percy. "Yarın gerçekten bir planımızın olup olmadığını sormak istedim."

Percy gözlerini devirdi. "Aslında, bir şeyler denemek istiyorum." Nico başını yavru köpek gibi aşağı eğdi, "Nedir o?"

"Hiç kulüplere gittin mi, Nico?"

Nico nun gözleri heyecan ile kararırken, dudakları nefes kesici şekilde kıvrıldı. "Oh, hiçbir fikrin yok."


xx

The One That Got Away (Pernico/Percico) |Türkçe Çeviri|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin