-Nico-
*Will gittikten sonra*
"Ne bokum yaptığını sanıyordun Percy?" bağırdı Nico. Percy koltukta başını eğmiş oturuyordu, Nico da odada dolanıp ne gördüğünü düşünüyordu. "Neden onu öptün?"
"B-Ben yapmadım," dedi Percy sessizce, yeşil gözleri kırık ve paramparçaydı, Nico yüksek sesle İtalyanca küfür savurmaya başladı. "Lanet olsun, Percy! Cazzo l'ho visto con o miei occhi! Non dirmi che non ho viso le tue fottute labbra sulle sue! Smetti di mentirmi e dirmi la sporca verità!" ("Siktir, kendi gözlerimle gördüm! Dudaklarım onun üzerinde değildi deme! Bana yalan söyleme ve gerçeği anlat!" ya da bunu gibi bir şey işte.)
Percy Nico nun ses tonundan tırstı, yeşil gözlerinde yaşlar birikti. "Ben onu öpmedim, Nico. O beni öptü, yemin ederim," yalvarırcasına Nico ya baktı.
Nico hüsrana uğramış gibi homurdandı ve parmaklarını saçlarında gezdirdi.
"Nico, lütfen, bana inanmak zorundasın. Bir ilişkinin içindeyken kimseyi öpmem, özelliklede seninleyken. Seni incitecek bir şey yapmam." Percy nin seni kırılmış bir fısıltıydı, yumuşak ve kibarın yerini acı ve can çekişme almıştı.
Koltuktan kalktı ve Nico ya doğru yürüdü, ama Nico ellerini ona karşı engelleyerek tuttu. "Yapma." Sesi uyarıcıydı. "Neredeysen orada kal ve yanıma yaklaşma."
Percy gözyaşları yüzünden düşerken kollarını indirdi. Nico yu böyle görmek onu içten içe yiyip bitiriyordu. Ama Will i o öpmemişti, değil mi?
"Ben gidiyorum." Nico oturma odasının dışına yürüyerek Percy yi hıçkırıklar içinde dağılmış halde bıraktı.
-
"Nico?" dedi Will hattın diğer tarafından.
"Will, Percy nin bugün ki davranışı için özür dilerim, seni öptüğünü biliyorum."
"Ah, o konu."
"Onun yapacağını düşünmezdim, genelde sadık biridir, ben sadece davranışı için özür dile-"
"Nico, onu ben öptüm."
"...Ne?"
"Onu ben öptüm, cidden çok üzgünüm. Percy yi suçlama. O yanlış bir şey yapmadı. Şimdi gitmem gerek, unutma, Percy yi suçlama." Will kapatırken Nico bir miktar şok yaşıyordu.
-
Nico merdivenlerden inerek oturma odasına geldi, Percy yi koltukta top gibi kıvrılmış, ayak bileklerinin üstünde Karakorsan yatarken buldu. Burun çekiş ve hıçkırık sesi duydu, belli ki Nico fırtına gibi estiğinden beri ağlıyordu. Nico kendini korkunç hissetti.
"Percy?" diye fısıldadı kollarını kendine sararak. Percy ona baktı, yeşil gözleri kanlanmıştı ve paramparçaydı. "N-N-Nico?" dedi hıçkırarak.
Nico dan ufak bir hıçkırık çıktı. "Will bana her şeyi anlattı."
Percy bakışlarını eğdi. "Y-Yani sana... ben olmadığımı da söyledi mi?"
Nico suçlu şekilde başını salladı, dudakları biraz zorlandı. "Evet." Percy başını sallayarak önünde diz çöküp kırgın gözlerine bakan Nico ya baktı.
"Percy, seni suçladığım için çok özür dilerim. Direkt sonuca atladım ve sana, dünyadaki en büyük hazineme, inanmadım. Ben çok özür dilerim, ve biliyorum muhtemelen beni affetmeyeceksin ama-" Percy Nico nun dudaklarını öperek onun lafını kesti, nazik bir öpücükle.
"S-Seni affediyorum, sadece bir daha beni İtalyanca bağırarak korkutma." Percy isteksizce güldü, sonrasında hıçkırdı. Nico yu kucağına çekti ve Nico koltuğun ordaki battaniyeyi üzerlerine aldı.
"En son ne zaman yatakta uyuduk?" dedi Nico hafifçe gülümseyerek. Percy güldü ve başını sağa sola salladı, kollarını Nico nun beline sardı ve Nico nun boynunun arasındaki boşluğa sokuldu. Nico nun küçük omuzları Percy nin kıyafetine kenetlendi ve ona daha çok yaklaşarak yüzünü onun göğsüne gömdü ve Percy yi düşünerek uyuya kaldı.
-Hades-
Hades arabayı araç yoluna sürdü ve oturma odasının yanan ışığını gördü. 'Lanet olası çocuklar,' diye düşündü. 'Kanepemde oturup pisletiyorlar ve elektrik harcıyorlar, faturaların ne kadar tuttuğundan haberleri var mı? Muhtemelen yoktur, mutfağın ışıkları da elektrik harcıyor, vay canına, acaba benim paradan oluştuğumu falan mı düş-'
"Hades, hayatım iyi misin? Kendi kendine homurdanıyorsun." Maria hafifçe gülümsedi. Hades gözlerini kırpıştırdı ve düşüncelerini susturdu. "İyiyim, aşkım. Sadece Nicomuzun nasıl olduğunu düşünüyordum."
Maria başını salladı ve Sally, Paul ve Bianca'ya (onu da geçerken Zoelerin evinden almışlardı) dönerek gülümsedi. "Ee, evdeyiz. Hadi gidip oğlanlara bakalım," diyerek güldü. Hades homurdandı ve arabadan çıktı, yetişkinleri ve kızını takip etti.
Kapının kilidini açtı ve ceketini attı, Hades oturma odasına doğru ilerledi ve oğlu ile Percy'yi bir köpek ile -bekle, köpek mi- sarmaşdolaş halde olduklarını gördü, 'eğer yerde tek bir hayvan tüyü görürsem' diye geçirdi içinden.
Daha da yaklaştı ve battaniyenin içinde, Percy nin korumacı şekilde Nico ya dolanan kollarını, ve onun göğsüne kıvrılan Nico yu gördü. Alay edercesine gülümsedi. "Maria, Sally, Paul, buraya gelin ve şunu görün. Çocuklarımız sarmaş dolaş."
xx
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The One That Got Away (Pernico/Percico) |Türkçe Çeviri|
Fanfic|DÜZENLENMEKTE| Hades'in patronu kendinden yaz için New York a gitmesini istediğinde ailesini yeni kitabının tanıtımı için götürürken, Nico ise kalbinin kırıldığı şehre gitmekte isteksizdir. Kötü olan, eski evinde kalması, yanındaki evde ise eski en...