-Percy-
"Ve işte Nico ile tanışma hikayemizde bu," diye bitirdi Octavian korkutan gülümsemesiyle, Nico nun omuzlarını sıkı sıkı kavrıyordu. Percy derin bir iç çekti ve gün boyunca yüzüncü kez onu gülümsetecek şeye odaklandı. Tek istediği Octavian ın gitmesiydi, 4 saattir buradaydı ve konuşuyor, konuşuyor, konuşuyor ve asla susmuyordu!
"Nico ile benim ilk seksimizin üzerinde duralım," başladı Octavian. Nico acıyla bağırdı ve yanındaki sarışına baktı, hızlıca kafasını salladı. "Percy nin, öhöm, bizim cinsel hayatımızı bilmesinin şart olduğunu sanmıyorum." Octavian güldü ve inanamayarak Nico ya baktı.
"Saçmalama! Percy her şeyi bilmek istiyor, değil mi?" Octavian başını sallayarak umutla Percy ye baktı.
Percy öksürdü ve oturduğu yerde kıpırdandı. "Yoo, böyle iyiyim, bence cinsel hayatınız gizli kalmalı." Göz ucuyla Nico ya baktı, gözleriyle teşekkür ediyor gibiydi. "Pekala, devam et, seni buraya getiren nedir, Octavian?"
"Sadece muhteşem erkek arkadaşımı ziyarete geldim." Octavian ürpertici gülümsemesini yaptı ve gözlerini kapayarak Nico yu öpmeye başladı. Percy, Nico ve Octavian ın gerçekten ayrıldığından şüphe duydu çünkü Percy nin bunları görmesi acı verse de, Octavian ın bundan haberi yok gibiydi ve sevecen biriydi. Octavian genel olarak iyi birine benziyordu, şu ürkünç gülümsemesine rağmen. Belki de Nico sadece rol yapıyordur.
"Ben siz ikinizi yalnız bırakayım o zaman. Bana lazım olursa yukarıda olacağım." Kalkmadan önce son kez onlara baktı.
-Nico-
Percy gitmişti. Cidden gitmişti. Octavian ve Nico yu yalnız bırakmıştı. Ne şerefsiz ama.
"Ee, bebeğim, bu fırsatı nasıl değerlendirelim?" Octavian sırıttı ve eğilerek dudaklarını birleştirdi. Nico öylece durdu, donmuş bir şekilde, Octavian ın onu öpmesine izin verdi, artık kimsenin umurunda değildi, lanet olsun, Nico bile kendini umursamıyordu. Her yönden sıçmıştı.
Octavian ın öpücükleri şehvetlendi. "Ah Nico, seni çok özlemişim." Nico nun dudaklarının üstünden inledi, aşağı, boğazına ve köprücük kemiğine doğru indi. Nico nun gözleri büyüdü ve düşünceleri Percy ye kaydı, tek bağırışla yardım isteyebilirdi. Ama Percy pek de umrunda gibi gözükmüyordu, aksi halde onları yalnız bırakmazdı!
Octavian ısırmayı bıraktı ve öperek Nico nun boynuna indi. "Sen benimsin, Nico. Her şeyinle benimsin." Sırıttı ve elini Nico nun tişörtünde gezdirdi. Nico inledi ve gözyaşları düştü. "Gitmen gerekiyor," diye fısıldadı. Octavian iç çekti, "Nico, gitmiyorum. Bunu o küçük aptal kafana sokman lazım, sen benimsin, kimsenin değil. Sana istediğimi yaparım ve kimsenin umurunda olmaz."
Nico sızlanarak, "Percy nin olur," dedi. Ellerini Nico nun tişörtünde gezdirdi ve yüzünde belirgin bir gülümseme oluştu. Boğazına doğru öpmeye başladı, Nico nun hızlıca nefes almasına neden oldu. "Umrunda olur, öyle söyledi."
"Onu şu anda buraya çağırabilirim ve beni kurtarabilir." Octavian daha sert öpmeye başladı. Nico bilinçli olarak sızlandı. "Onu buraya çağırabilirim ve beni kurtaracaktır." Octavian ın elleri Nico nun göğsünde tararmışçasına gezindi, Nico daha yüksek inledi ve sızlandı.
"İyi misin, bebeğim?" diye sordu Octavian alay edercesine. "D-dur," dedi, çabucak nefes aldı. Octavian onu hızla kendine çekerek köprücük kemiği boyunca öptü "D-dur," diye tekrar etti Nico, daha yüksek sesle.
Octavian, Nico nun hassas yerlerini emmeye başladı, zayıf noktalarını. "O-Octavian, yeter!" Nico sıcakladığını hissetti ve Octavian ın daha da aşağı kaymasıyla dayanılmaz bir zevk kapladı bedenini. Nico dünyadaki en çok güvendiği insanın ismini bağırdı, "Percy!"
xx
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The One That Got Away (Pernico/Percico) |Türkçe Çeviri|
Fanfic|DÜZENLENMEKTE| Hades'in patronu kendinden yaz için New York a gitmesini istediğinde ailesini yeni kitabının tanıtımı için götürürken, Nico ise kalbinin kırıldığı şehre gitmekte isteksizdir. Kötü olan, eski evinde kalması, yanındaki evde ise eski en...