11

649 70 9
                                    

DSH 11

🧼🧼🧼🧼🧼

Temizlik eşyalarımı kapının yanına bırakıp havuza doğru adımlarken içimdeki heyecana eş bir özlem vardı. Dört gündür Albay yüzünden Gölgeyi görememiştim...

Sonunda Kutay Bey bugün sabah yanıma gelip Albayın bakanlıkta işi olduğu için tesisten ayrıldığını haber vermiş, kameraların da kapalı olacağını bildirip çıkıştan önce onu görebileceğimi söyleyerek yanımdan ayrılmıştı.

Ona Gölgenin nasıl olduğunu bile soramamıştım ama saatler sonra onu görecek olmanın enerjisiyle işlerimi hızlıca halletmiştim..

Şimdi ise heyecanla havuzun kenarına otururken kalbim ritmini şaşırarak hızlı hızlı atıyordu..

Parmaklarımla suda dalga yaparak beklemeye başladım.
Geçen saniyelerde suda bir hareketlilik olmayınca parmaklarım hızını arttırdı.
Gerilen vücudumla yavaş yavaş yüreğime sızan endişeyi bertaraf etmek için iyi düşünmeye çalışıyordum.

Normalde şuan gelmiş ve benim de onu öpmüş olmam lazımdı....(belki onun da beni. )

'yoksa Albay ona iyileştiremeyeceği bir zarar mı verdi?..'

Kafamda oluşmaya başlayan felaket senaryolarını engelleyen dalgaları gördüğümde yüreğim az da olsa ferahladı.

Yavaş yavaş gün yüzüne çıkan Gölge yanıma yaklaşıp her zamanki gibi kenarlara tutunarak yüzüme baktı ama sanki suratı asık gibiydi. (neyse ki bedeni sapasağlamdı..)

Hemen eğilip yanağından öptüm ve utanarak geriye çekildim.
Çoğu zaman yaptığı gibi öptüğüm yere elini koyup severken yüzüme bakmadı ve kafasını hafif diğer yana çevirdi.

Bana tavırlıydı, yani bir nevi trip atıyor gibiydi.
Bu hali ne kadar tatlı olsa da canım sıkılmıştı. Günlerdir yanına gelmediğim için üzülmüş olmalıydı. Belki de her gün beni beklemiş gelmeyince onu bıraktığımı düşünmüştü..

Ona burada tek yaklaşan ve iletişim kuran bendim. İyi hissetmesini sağlayan yegane insandım yani. Bana alışması çok normaldi..

Üzgünce diğer yanağına dokundum, göz ucuyla bana baksa da kafasını çevirmedi.
Belki ona getirdiğim yumurtaları verirsem tribi geçerdi...

Tam ayağa kalkıp yemeğini almaya gidecekken olduğu yerden etrafına sular sıçratarak hızla doğrulup, sertçe elimi tutarak ve anlamadığım sesler çıkararak beni kendine doğru çekti.

Onun yanından gideceğim sanmıştı ve oldukça korkmuştu..

Elimi tuttuğu elini okşayıp temizlik malzemelerinin olduğu yeri gösterdim.
Ne demek istediğimi anlamıştı ama halen yüzünde bir korku vardı ve elimi bırakmamıştı.

Kalktığım yere gerisin geri oturup sakinleşmesini bekledim, bu sırada da elini ve yanaklarını okşuyordum.

Tribini bir kenara bırakan Gölge, sonunda sakinleşip bana daha da yaklaştı ve güçlü kollarını bedenime sararak sarıldı.

Ellerinden biri belimdeyken diğeri saçımdaydı.
Saçlarımı çekiştirerek oynadı bir süre, bu süreçte ben de iki elimle sırtını sarıp sıvazlayarak onu yatıştırmaya çalıştım.

Sarılmak insanı geçekten çok rahatlatıyordu..

Üzerimdeki tüm sıkıntı stres onun kollarında yok olmuştu. Mutlu hissediyordum, onunla ilgili olan her şey sempatik geliyordu. (tribi bile.. )

Zamanım her saniye azalırken ondan ayrıldım ve tekrar malzemelerin olduğu tarafı  gösterip yavaşça oraya adımladım.
Bu sefer beni durdurmamıştı.

Alacaklarımı alıp yanına döndüğümde poşettekileri çıkarıp önüne bıraktım ve sakince yiyişini izledim.

Umarım bundan sonraki süreçte her gün onu görebilirdim. Yoksa çok fazla trip çekmem gerekecekti...

🧼🧼🧼🧼🧼

Az da olsa yazabildim. 🥰🥰🍕 Bundan sonra hayat yoğunlaşıyor.. Kıbrıs'ta watty engeli yok heralde, tatil arası yazabilir miyim bilmiyorum ama yazarsam rahat yayınlarım.

Okuduğunuz için teşekkürler 💕

DERİN SULARIN HÜKÜMDARI B×BHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin