Bölüm IV

18.8K 1.2K 604
                                    

Akşam yemeği sonrası tüm öğrenciler sınıf başkanlarının önderliğinde yatakhanelerine götürüldü.

Ravenclaw Ortak Salonunun kapısına geldiklerinde sınıf başkanı kapı tokmağını çevirdi. Bunun üzerine kapı ona bir soru sordu:

"Bir Çikolatalı Kurbağa'dan daha güzel olan şey nedir?"

"İki Çikolatalı Kurbağa." diye cevapladı sınıf başkanı.

Bunun üzerine Mine dayanamayıp: "Ne salak salak sorular bunlar! Kaç yaşındasın sen?" diye kapıya çıkıştı.

Mavi ve bronz renklerle dekore edilmiş salona giren birinci sınıf öğrencileri merakla etraflarına bakındı.

Odanın bir köşesinde Rowena Ravenclaw'ın heykeli, heykelin başında da bir diadem vardı.

Mine, diademi çalsa Kızılay'da kaça okutacağını hesaplıyordu.

"Burası Ravenclaw Ortak Salonu. Erkekler yatakhanesi üst katta, solda; kızlar yatakhanesi de aynı katta, sağda. Tüm eşyalarınız önceden yatakhanelere çıkarıldı. Şimdi, bir sorunuz yoksa uyumaya gidebilirsiniz."

"Benim bir sorum var!" Mine elini havaya kaldırmış hararetle sallıyordu. "Güvenlik kamerası var mı?"

"Hogwarts'ta bu tür şeylere gerek yok. Dumbledore olduğu sürece hepiniz güvendesiniz. Korkmanızı gerektirecek bir şey olmadığına sizi temin ederim, tabii yasak yerlere gitmediğiniz sürece." diye cevapladı sınıf başkanı.

Öğrenciler birer birer yatakhanelere çıktılar. Mine, Cho'yu kolundan çekiştirdi ve güvenlik kamerası olmadığına göre kolaylıkla Yasak Orman'a gidip mangal yapabileceklerini söyledi.

"Ama Yasak Orman'a gidemeyiz. Dumbledore yasak olduğunu söyledi." diye çıkıştı Cho.

"Ne kadar da zekisin sen, Cho. Ravenclaw olmana şaşmamalı!"

* * * * * *

Herkesin uyuduğundan emin olduklarında, Mine ve Cho, Ravenclaw Ortak Salonunu terk ettiler. Şans eseri kimseye görünmeden binadan çıkıp, ormana doğru koşmaya başladılar. Hagrid'in kulübesinin yanından geçmeleri gerekiyordu. Çok sessiz bir şekilde o engeli de aştılar ve Yasak Orman'a girdiler.

Mine, güzel bir yer seçti ve cübbesini çıkarıp yere serdi. Balıkları, kopardığı dallara geçirirken: "Çakmağın var mı?" diye sordu.

Cho yüzünü buruşturup ne-diyorsun-sen bakışı attı.

"Lacarnum Inflamarae!" Cho'nun asasından alev fırlayıp yerdeki dallara düştü. Dallar yanmaya başlayınca Mine balıkları ateşe tuttu.

Balık ziyafetleri bitince, Cho, Aguamenti büyüsüyle ateşi söndürdü ve dönmek üzere yola koyuldular.

Tam o sırada önlerine bir at adam çıktı. Korkudan donakalan kızlara: "Burada bulunmamalısınız." dedi. Mine o sırada yapılması gereken en mantıklı şeyin, annesinin cebine koyduğu okunmuş küp şekerleri at adama vermek olduğunu düşündü. Bir çığlık koyup, şekerleri at adama attıktan sonra Cho'yu bileğinden yakalayıp koşmaya başladı.

* * * * * *

"Kötü bir fikir olduğunu söylemiştim!" diye bağırdı Cho, merdivenleri çıkarken.

"Sessiz ol, biri duyacak."

Tam o sırada Hogwarts'ın hademesi Argus Filch ve kedisi Bayan Norris'e yakalandılar. Öğrencilerden nefret eden Argus, bu duruma pek sevindi. Kızları Profesör McGonagall'ın odasına bıraktı ve ceza almaları için elinden geleni yaptı. McGonagall bu sorumsuz davranışları yüzünden Ravenclaw'dan yirmi puan sildi.

Hogwarts'ta Türk CadıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin