Dördüncü sınıflar Muggle Bilimi sınavı için dersliklerine çıktı. Herkes geldikten sonra Profesör Burbage, sınav kağıdı ve optikleri dağıttı.
"Çocuklar, klasik soruları optiklere işaretlemiyorsunuz." diye uyardı peşin peşin.
"Hocam kağıda da ismimizi yazalım mı? Hocam numaramızın başına sıfır koyalım mı? Hocam istediğimiz sorudan başlayabilir miyiz? Hocam kaç kitapçık var? Hocam dört yanlış bir doğruyu götürüyor mu? Hocam her soru kaç puan? Hocam bitiren çıkabilir mi? Hocam beşinci soruda iki şık aynı!" Mine bir Türk olarak yapması gerekeni yapmıştı.
Sınav çıkışı Mine ve arkadaşları, bahçede oturmuş, sınav hakkında konuşuyordu.
O sırada Draco ve birkaç Slytherin öğrencisi daha yanlarına geldi.
"Sınavın nasıl geçti? Eminim Muggle Bilimi'ndeki başarından dolayı baban seninle gurur duyuyordur(!), Evliyaoğlu -yoksa Riddle mı demeliydim?"
Tüm Slytherinler soğuk bir kahkaha attı. Diğer öğrenciler rahatsız olmuşa benziyordu.
Draco yüzünü ekşitti: "Ne kadar yazık. Dünyanın gelmiş geçmiş en güçlü büyücüsünün kızı bir sünepe."
Uzaklardan bir ses duyuldu: "Dediklerine dikkat et, Malfoy!"
Fred asasını ona doğrultarak hızla yürüyordu.
"Uhuhuu... Şuna bakın! Bana meydan okuyorsun demek, Weasley. Seni düelloya davet etmek isterdim ama sevimli kızıl saçlarını yakmak istemiyorum."
İyice sinirlenen Fred, asasını salladı ve Draco'yu bir sümüklüböceğe dönüştürdü.
"Biri ezmeden revire götürseniz iyi edersiniz." dedi gülerek.
Slytherinler sümüklüböcek Draco'yu da alıp oradan hızla uzaklaştı.
"Çocuklar, bakın anlatabilirim." diye tedirgin bir şekilde söze başladı Mine.
"Hepimiz biliyoruz, Mine. En başından beri." dedi Cedric.
"Hepiniz biliyordunuz ve bana söylemediniz mi? Hayatım hakkında bilmediğim daha ne var acaba?"
Mine ağlayarak koşmaya başladı.
Gölün kenarına vardığında, bir kayanın üzerine oturdu. Ağlamaya devam ederken, olanları düşünüyordu.
Fred de gelmişti. Mine'nin yanına oturup ona sarıldı.
"Senin için iyi olan şeyi yapmaya çalıştık sadece. İşlerin bu yöne gideceğini kimse düşünmezdi." diyerek tesellide bulunmaya çalıştı. "Hey, seni neyin neşelendireceğini biliyorum. Percy'den Sınıf Başkanları Banyosunun şifresini öğrendim: Çam Ferahlığı. Çok güzel bir yerdir, tadını çıkar. Şifre her hafta değişiyor."
Mine'nin yüzünde buruk bir gülümseme belirdi.
"Bu kıyağı kimseye yapmam, haberin olsun!" diyerek gülümsedi Fred.
* * * * * *
"Kızlar alın peştemallerinizi, hamama gidiyoruz!"
Mine birkaç kız arkadaşını toplayıp, Sınıf Başkanları Banyosuna gitti. İçeride büyük bir havuz, havuzun etrafında da çeşit çeşit musluklar vardı. Her musluktan ayrı aromada su akıyordu. Kızlar havuzu doldururken, Mine, Cho'yu göbek taşına yatırmış; sırtını keseliyordu. Luna da yanlarında oturdu ve darbuka çalmaya başladı.
Myrtle'ın da gelip onlara katılmasıyla birlikte, Mine şarkıya başladı:
"O kurnaadan buu kurnaaya hayalet sıçraaamış on dört yaşındaa Myrtle de hanım pek de kartlaşmııııııış..."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hogwarts'ta Türk Cadı
Fanfiction"Büyüyünce ne olacaksın?" sorusuna kimse "Seherbaz" dememiştir, herhâlde. Mine de öyle planlamamıştı. Tâ ki Avon paketinin altındaki mektubu görene kadar: "Bayan Mine Evliyaoğlu Koridorun Sonundaki Oda Yenimahalle, Ankara" ─────────────────── ϟ Kapa...