Bölüm III

7.3K 650 154
                                    

Hogwarts eskisi kadar huzur verici değildi. Okulun etrafında ruh emiciler dolanıyordu.

Seçim Töreni için Büyük Salon'a geldiler. Birinci sınıflar binalarına yerleştikten sonra Dumbledore konuşmasına başladı:

"Hepiniz hoşgeldiniz! Hogwarts'ta yeni bir yıl daha başlamak üzere. Bilmeniz gereken birkaç husus var: Bakanlık, bu sene, Hogwarts'ın güvenliği için ruh emicileri görevlendirdi. Okulun bahçesinde dolaşacaklar, binanın içine girmeleri kesinlikle yasak. Ruh emicilerin çok merhametli yaratıklar oldukları söylenemez. Onlardan mümkün oldukça uzak durmanızı tavsiye ederim. Ayrıca bazı güvenlik sebeplerinden dolayı, izin kağıdı olmayan öğrenciler Hogsmeade Köyü'nü ziyarete gidemeyecektir. Ruh emicilerle geçecek zor bir yıl sizleri bekliyor." dedi Dumbledore. "Ama unutmayın ki, mutluluk en karanlık zamanlarda bile bulunabilir; yeter ki biri ışığı açmayı hatırlasın."

Mine, bu durumdan hiç hoşnut değildi. Ruh emicilerden, diğerlerine göre daha çok etkileniyordu. Trende bir tek o bayılmıştı.

Cho'ya dönüp: "Bu ruh emicilerin olayı nedir?" diye sordu.

Cho'nun yüzü bembeyaz kesildi: "Ruh emiciler, aslında Azkaban'ın gardiyanlarıdır. İnsanların mutlulukları ve umutlarıyla beslenirler. Ayrıca hızla çoğalırlar. Onlarla karşılaşırsan, bir daha asla mutlu olamayacakmış gibi hissedersin. Azkaban'dakilerin delirmelerine şaşmamalı. Ayrıca o delilerden biri dışarıda, aramızda: Sirius Black."

* * * * * *

Üçüncü senenin ilk dersi Sybill Trelawney'in Kehanet dersiydi. Bilimle hiçbir alakası olmayan bu ders Hermione'nin sinirini bozuyordu. Ancak Mine bu derse bayılmıştı. İzmir'e taşınıp, Alsancak'taki Kahveciler Sokağı'nda mekan açabilirdi. Profesör Trelawney'nin sesiyle hayallerinden kopup, kendine geldi.

"Sizden, arkadaşınızın fincanına bakıp ne gördüğünüzü söylemenizi istiyorum. Başlamak isteyen var mı?"

Mine hemen elini kaldırdı: "Ay ben çok güzel fal bakarım!"

Profesör Trelawney ona doğru yöneldi. Mine, bacak bacak üstüne atıp, arkadaşı Cedric'in fincanını aldı ve anlatmaya başladı:

"Cedric beş vakte kadar eline yüklü miktarda para geçicek. Bak bak senin önünde bir engel var. Görüyo musun?" Bir yandan da fincanı Cedric'e uzatıp, gördüklerini gösteriyordu. "Ama bak bişi diyim mi bu engel seni bir şeyden koruyor. Ben sana söyliyim, bu yolun sonu kötü. Sakın o engeli aşmaya çalışma." Mine'nin nutku tutuldu. Gördüğü şey Ölüm'dü.

Profesör Trelawney, bir şeylerin ters gittiğini anladı ve fincana bakmak için hamle yaptı. Mine ani bir manevrayla fincanı çevirdi. Zoraki gülümsedi: "Aman fala inanma, falsız kalma."

Hogwarts'ta Türk CadıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin