"Neden kütüphağneye gidiyoğuz?" diye söylendi Ron, kütüphaneye koşan Hermione'ye yetişmeye çalışırken.
Hermione bir anda arkasına döndü ve dedi ki: "Şüphen varsa kütüphaneye gideceksin."
Kütüphaneye vardıklarında Hermione birkaç rafa bakındı. Sonunda aradığı kitabı buldu. Rafından çıkarıp üzerindeki tozu üfledi ve ihtiyacı olan bölümü aramaya başladı. Az sonra parmağıyla kitaba vurarak: "Biliyordum!" dedi. "Snape, Harry'ye maçta büyü yapıyordu. Birini büyülerken göz temasını hiç kesmemen gerekir. Snape tüm maç boyunca Harry'ye bakıp bir şeyler fısıldadı."
"Ne yağni? Hağry Cho'ya aşık olsun diye büyü müğ yaptı?" Ron afallamıştı.
"Ne büyüsü olduğunu bilmiyorum. Biraz zaman verirseniz araştı-"
"Tamam tamam, geğek yok. Aşk büyüsü gibi biğ şey olduğu kesiğn. Hağry o an Cho'ya tutuldu. Geğizekâlı olmayan heğkes bunu anlayabiliğdi." dedi Ron.
Harry hâlâ konuşmuyordu. Hayatla tüm bağlantısı kopmuş gibiydi. Sadece bedeni oradaydı, ruhu ise başka bir yerde.
* * * * * *
O gece tüm öğrenciler yatakhanelerinde, çoktan uykuya dalmıştı. Bir kişi hariç: Harry Potter. Gitmesi gerekiyordu. Üç başlı köpeğin sakladığı şeyi açığa çıkarması gerekiyordu. Görünmez bir el tarafından çekiliyormuş gibi, kendini sağ kanattaki üçüncü kat koridorunda buldu. Üç başlı köpeğin olduğu odaya girdi. Odada bir flüt kendi kendine çalıyordu. Biri flütü büyülemiş ve yerdeki kapaktan içeri girmişti.
Harry temkinli bir şekilde kapağa yaklaştı. İçerisi kapkaranlıktı. Bir anlık tereddütten sonra kapaktan içeri atladı.
"Aaaaaah!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hogwarts'ta Türk Cadı
Fanfiction"Büyüyünce ne olacaksın?" sorusuna kimse "Seherbaz" dememiştir, herhâlde. Mine de öyle planlamamıştı. Tâ ki Avon paketinin altındaki mektubu görene kadar: "Bayan Mine Evliyaoğlu Koridorun Sonundaki Oda Yenimahalle, Ankara" ─────────────────── ϟ Kapa...
