Müzik ritimleri kulağıma gelmeye başladığında vücudumu iyice dikleştirerek gözlerimi karşımdaki adama kenetledim.Yavaşça sağ elimi kaldırarak bedenimi o tarafa doğru çevirdim.
Bacağımı öne doğru uzatarak iyice görünmesini sağladım.
Müzik tıpkı benim dansıma uygun çalıyordu. Hem tatlı ve nâzik hemde vahşi.Bedenimle kimi zaman bir kelebek gibi süzülüyor kimi zamanda bir doğan gibi hızlı ve sert haraketlerde bulunuyordum.
Karşımdaki adamın siyah gözleri bedenimi tamamen sarıp sarmalamıştı.
Gözlerimi yüzünden hiç çekmiyor hangi hareketimden daha çok memnun olduğunu anlamaya çalışıyordum. Kimi zaman gördüğüm memnun ifade beni daha da şevke getiriyor hareketlerimi ona göre düzenlememi sağlıyordu.Kalçalarımı ustaca hareket ettirerek başımı geriye attım, bir elimi davetkârca bedenimde gezdirerek eteğimi savurdum.
Bu sayede hem bacaklarımın büyük bir kısmı hem de peçe ile örttüğüm yüzüm gözüktü.
O sırada Subutay'ın bakışlarının daha da ciddileştiğini gördüm.Yüzüme en güzel gülümsememi yerlestirerek büyük odanın içinde komutana doğru müziğin ritmine uygun bir şekilde adımladım.
Tam önüne geldiğim zaman zarifçe arkamı dönerek kollarımı yavaşça başımın üstünde, parmak uçlarım birbirine değinceye kadar yaklaştırdım ve kalçalarımı bütün erkekleri baştan çıkarabilecek şekilde nazlıca salladım.Hoşuna gitmiş olacak ki tekrar kendisine döndüğümde gülümsüyordu.
Ve son bir hareketimden sonra müzik durdu bende Komutanın önünde saygıyla yere diz çöktüm.
Tam eğlence devam edecekti ki Subutay sol elini kaldırarak müziği susturdu."Eğlence bitti dışarı çıkın" Dedi kalın ve erkeksi sesiyle.
Kızlar ne olduğunu anlayamayarak birbirlerine bakıp hemen toparlanmaya başladılar
Neyse ki komutanı istediğim gibi etkileyebilmiştim. Bunu siyah gözlerinden kolayca anlayabilirdiniz.Önünde durduğum adamı saygıyla selamlayarak arkamı dönmüştüm ki...
"Sen kal" Dedi Subutay sert bir sesle.Sırıtmamı bastırmaya çalışarak ellerimi önümde birleştirdim ve komutana doğru çevirdim bedenimi.
Oda da bulunan herkes çıkmıştı. Sadece ikimiz kalmıştık.Komutan büyük odada bana doğru yaklaşarak eğik olan başımı çenemden tutup nâzikçe kaldırdı.
Boyu bir hayli uzunmuş."Kimsin sen?"
Yeşil gözlerimi baygın bir şekilde onun kirli sakallı yüzünde gezdirirken cevapladım sorusunu
"Volga Hükümdarı tarafından size hediye olarak gönderildim efendim. İsmim Ulbina. kulunuz, kölenizim"Aslında kendime bu lafları hiç yakıştıramıyordum ama eğer vakti gelince bu adamın efendisi olmak istiyorsam buna mecburdum.
"Ulbina Moğol ismidir. Sana bu ismi kim verdi?"
"Kendim koydum efendim" Dedim.
Dudaklarında yan bir gülümseme oluştu. Çenemdeki elini beyaz peçeme getirerek çıkarttı. Saydam kumaş ikimiz arasında süzülerek yere düştü.
Yüzümü büyük bir ciddiyetle izlemeye başladı Subutay. Nefesim hızlanmıştı, acaba beni beğenmemiş miydi?
Elini yüzüme doğru yaklaştırarak parmağıyla dudağımı okşuyordu.
"Beni bu gece oldukça etkiledin. Güzel oğlan" Dedi. Sesi biraz boğuk çıkıyordu sanki."Bu gece benimle birlikte olmanı isterim"
Benim istediğim de buydu. Aslında bu yakışıklı adamla beraber olma fikri karnımın kasılmasına neden olmuştu, bunun sebebi âşk değil arzuydu ben sadece bu adamın bedenini arzuluyordum.
Bugün gördüğüm o sex sahnesi de beni bir hayli etkilemişti. Şimdi ise kendimi tatmin edebilirdim."Bunu en az sizin kadar bende isterim efendim. Bu benim için büyük bir şeref. İzninizle hemen hazırlanıp geleyi-"
Beni belimden kavrayarak kendisine bastırdı ve yüzüme doğru eğildi."Gerek yok zaten hazırsın" Dedi
Gülümseyerek elimi sakallı yüzüne getirdim ve parmak uçlarımdan hafifçe yükselerek dudaklarını öpmeye başladım.
O ise bu durumda kısıkça gülerek öpüşlerime karşılık verdi. Beni kalçalarımdan kavrayarak kucağına aldı ve minderlerin olduğu tarafa doğru götürdü.
Bedenimi minderlere doğru yatırırken dudaklarını dudaklarımdan hiç çekmemişti.
Elini eteğime atarak hızlı hareketlerle çıkardı bende o sırada onun gömleğindeki düğmeleri çözüyordum. O alt tarafımı tamamen çıplak bırakarak üstümüde bir hamle de yırttı.
Elimle gömleği kaslı gövdesinden düşürürken o tekrar dudaklarıma eğilerek öpmeye başladı. Büyük dilini ağzıma alarak emdim o ise alt dudağımı ısırarak neredeyse kanamasına neden olacaktı.
Öpüşürken kemerini çoktan çıkartmıştım bile o da pantolonunu indirerek benim gibi tamamen çıplak kaldı. Boynuma doğru eğilecekken onu omuzlarından tutarak yerlerimizi değiştirmemizi sağladım. Kendi başıma asla yapamazdım tabii, o da bana uyum sağlamıştı.
Ben onun bedeninin üzerinde bir hayli büyük olan erkekliğine sürtünmeye başlarken ellerimi de cesurca onun esmer göğüsünde gezdiriyordum. Eğilerek sakallı yanağına öpücükler kondurdum o da çıplak kalçalarımı okşuyordu.
Erkekliğim kalkmıştı ayrıca göğüs uçlarıma kaşınıyordu. Daha hızlı sürtünmeye başladım kalın penise.Subutay yüzünde memnun bir sırıtmayla bedenimi tutup tekrar altına aldı.
"Cesursun. Bunu sevdim" Dedi ve bir bacağımı omzuna aldı. Pembe deliğim iştahla açılıp kapanıyordu bir an önce o büyüklüğü içine almak için.
Subutay parmağını kuru kuru içime sokacakken.
" Efendim lütfen parmağınızı emmeme izin verin" Dedim.Eh biraz ıslatmak gerekli yoksa o koca penisi beni ikiye böler.
Bir şey söylemeden parmaklarını ağzıma getirdi, sanki o koca erkekliği yalıyormuşum gibi zevkle yaladım. O bu görüntüye daha fazla dayanamayarak elini çekip hızlıca deliğimi parmaklamaya başladı. Bu zevk vericiydi ama yeterli değildi."Efendim sizi istiyorum içimde~"
Bir an için bakışları öyle koyulaştı ki korktum parmaklarını çıkartıp büyük penisini deliğime getirdi ve hiç beklemeden tamamını birden soktu.
Başımı geriye atarak elimin altında ki kadife minderi sıktım. Resmen çığlık atıyordum. Çok acımıştı.
Bunun zevk vermesi gerekmiyormuydu?Bir süre öylece bekledikten sonra üstüme doğru eğilerek alnımı öptü. Ve yavaşça hareket etmeye başladı.
Hâlâ biraz acısa da buna alışmıştım hatta ne yalan söyleyeyim vakit geçtikçe daha fazlasını ister oldum.
"Efendim yalvarırım daha hızlı olun~"Ben bunu dedikten sonra yavaşça yerinden doğruldu ve bacaklarımı tutarak daha hızlı bir şekilde kasıklarıyla kalçalarımı dövmeye başladı.
"Ahh~"Sanki gökyüzünde gibiydim.
Bu, bu zevk bambaşkaydı. Hayatımın ilkini bu adama vermek doğru bir seçimmiş.
Hızlı hızlı içimde git gel yaparken kendimi tutamayıp derin inlemelerle boşaldım o ise sırıtarak işine devam ediyordu. Resmen eziyordu deliğimi.Odada tenin tene çarpma sesi ve benim inlemerim daha da azmama sebep oluyordu elimi göğüs uçlarıma atarak sıkmaya başladım. Fakat o elimi çekmemi sağlayarak üstüme eğilip onları emmeye başladı. Delirecek gibiydim resmen.
Bedenim onun her vuruşuyla ileri doğru gidiyordu. Dayanamıyordum artık. Fakat o Hâlâ boşalamadı.Farklı farklı pozisyonlarda bütün gece devam ettik, artık yorgunluktan kolumu kıpırdatamayacak haldeydim.
Subutay ise sadece iki defa boşaldı.En sonunda içimden çıkarak yanıma doğru uzandı ikimizde nefes nefeseydik beni kucağına doğru çekerek sarı saçlarıma öpücük kondurdu.
"Hayatımda hiç bu kadar iyi hissetmedim çocuk. Bana çok güzel bir gece sundun bundan sonra sen benim gözdemsin. Bu tür gecelere alışsan iyi olur."
Bu sözler dudaklarımda geniş bir gülümseme oluşmasını sağladı yaklaşıp dudaklarımı dudaklarına bastırarak gözlerimi kapattım. işte benim istediğimde buydu.
Yavaş yavaş yükselecek, köle değil efendi olacaktım. Ve bu adamı da kendime köle yapacaktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DANSÖZ (BxB)
Historical FictionDansı ile herkesi büyüleyebilen güzel bir oğlandı Ulbina. Hediye olarak gönderildiği bu Moğol sarayında bu sefer Cengiz Han'ın en güçlü komutanlarından olan aslen Türk kökenli Subutay'ı etkileyecekti.