Moğolların ismi anıldığında bile insanlar kaçacak delik arardı. Geçtikleri yerleri yakıp yıkar kendilerine karşı gelen herkesi kılıçtan geçirirlerdi.
Asyan'nın büyük bir kısmı onların ayakları altındaydı. Bu büyük imparatorluğu kuran kişi, ismi yüz yıllar boyunca insanların dilinden düşmeyecek olan Cengiz Han'dı.
Ona bu başarısında yardımcı olan komutanlar ona daima sadakat gösterir ve onun verdiği bütün görevleri yerine getirirlerdi.
İşte bu komutanların en güçlüleri, Cengiz Han'a en yakın olanları, Dört Büyük Komutan olarak bilinir ki bunlar sırasıyla; Çelme, Cebe, Kubilay ve Subutay'dır. Bu son derece güçlü ve donanımlı komutanlar. Cengiz Han için savaşır, onun için öldürür ve onun için fethederdi.Cengiz Han'ın bugünkü topladığı kurultayda sadece bu dört büyük komutan vardı hepsi de yerlerine rahat bir şekilde oturmuş önlerinde ki haritayı inceliyordu.
Eliyle Harzemşahların topraklarını işaret ederek başını yana eğdi Cebe.
"Harzemşahlar, bize boyun eğmeyeceklerini kesin bir dille belirttiler" Dedi.Cebe. Ona bu ismi zamanında Cengiz Han vermişti.
Cebe daha önceleri Cengiz Han ile karşı karşıya geldiğinde imkansız denecek bir mesafeden Cengiz Han'ın atını vurarak onun dikkatini çekmeyi başarmıştı.Hemen yanında oturan Kubilay da onu başıyla onayladı.
Kubilay Cengiz Han'ın en güvendiği adamıydı. Diğer komutanlardan farkı; onlar sadece yakıp yıkamaktan anlarken Kubilay keskin bir zekaya sahipti özelliklede diplomasi de kimse onun eline su dökemezdi Cengiz Han bir savaş olacaksa bu konuda onun da fikrini özel olarak alırdı. Hatta ona o kadar çok güvenirdiki ki savaşa gideceği zaman ülkenin doğu kısmını ona emanet ederdi.
"Bize açıkça meydan okuyorlar Han'ım"
Bu sefer konuşan Çelme idi. O da Subutay'ın yanında oturuyordu.
Onun Cengiz Han ile tanışmaları da babaları sayesinde olmuştu. Çelme çocukluğundan beri Cengiz Han'ın yanında bulunmuş yaşamı boyunca birkaç kez Cengiz'in hayatını kurtarmıştı bu nedenle Cengiz Yasalarından ölümcül bazı suçları işlese de Han tarafından kendisine ayrıcalık veriliyordu aynı zamanda Subutay'ın ağabeyiydi."Madem bize baş kaldırıyorlar o zaman o başlarını yerlerinden ayırırız" Dedi Subutay.
Kendisi dört büyük Komutanın en genci ve en başarılısıydı.Cengiz Han onun sözlerini başıyla onayladı. Elini uzun kılıcın götürerek kılıcın ucuyla haritada ki Harzemşahları işaret etti.
"Yakında yeni sefere çıkacağız" Dedi, başını kaldırmadan Cebe'ye baktı.
"Sen yirmi bin kişilik orduyla Harzemşahların üzerine yürüyeceksin" Dedi. Daha sonra Subutay'a dönerek haritanın kuzeyini işaret etti. "Subutay. Sende Rusları halledecek daha sonra da Cebe ile birleşip Kıpçaklara haddini bildireceksiniz"Cengiz Han Çin'in dogusu ile ilgilenmeyi Kubilay'a bırakmış kendisi'de Hindistan'a yeni seferler düzenlemeyi planlıyordu.
Eliyle bir kaç kez sakallarını sıvazladı Kubilay.
"Rusların Tatarlarla birleştiğini işittim" Dedi. Bunu derkende bir yandan gözleri Subutay'ın üzerindeydi.Subutay cevap vermek yerine sırıtmayı tercih etti. O konuşmayı pek sevmez elde ettiği zaferlerle cevap verirdi.
"Değil Tatarlarla, bütün dünyayla birleşseler bile asla Moğol komutanlarına karşı kazanamazlar" Bu cevabı ona Çelme vermişti.
Kurultayda komutanlar ve Han verecekleri kararı vermiş savaş zamanı kesinleştirilmişti.
Moğollar kendilerine boyun eğmeyenler için kan döküp yakıp yıkmaya geliyorlardı.~
Tanselu vücudunu kıvırta kıvırta yanıma gelip oturdu. Elimde ki kağıtlara bakarak kaşlarını çattı ve onları işaret ederek sordu.
" Ne yapıyorsun?""Kendimi geliştiriyorum" Dedim.
Az çok bir şeyler öğrenmeli genel kültürüm geliştirmeliydim ki Subutay ile konuşacak bir şeylerim olsundu."Takdir ettim. Sen korkulacak bir insansın Ulbina. Tek derdinin Subutay'ı mutlu etmemek olduğunu seni daha ilk gördüğümde anlamıştım. Senin asıl istediğin şey yükselmek değil mi?"
Ona gülümseyerek cevap verdim. Zaten biliyordu.
Çenesini avcuna koyarak konuşmaya devam etti.
"Doğru seçim. Bir erkeği baştan çıkartmak için bir iki cilve yeter, fakat eğer onu kendine bağlamak istiyorsan güzellikten ve cilveden çok daha fazlasına ihtiyacın olur.
Ama merak ettiğim bir şey var. Ya sen olurda bir gün Komutan Subutay'ı gerçekten seversen, o zaman ne olur?"Kaşlarımı çatarak baktım ona Subutay ile beraber sadece bir gece geçirmiştim onu çok iyi tanımıyordum.
Âşık olabileceğim bir adam olduğunu sanmıyorum yakışıklı olmasına yakışıklı bedeni de hiç fena değil. Fakat o acımasız bir savaşçıdan başka bir şey değildi. Onu hiç sevmemek benim yararıma olur ama o ne olursa olsun beni sevmeliydi."Böyle bir şeyin asla yaşanmaması için ne gerekiyorsa yapacağım"
Dedim.Başını sallayarak yerinden kalktı ve biraz uzakta kendisine bakan askere gülümseyerek göz kırptı.
Ah hadi ama, kesinlikle bu adamla beraber yatacaktı.
Tamam iyi bir kadın eğlencelide ama önüne gelenle yatmaktan başka ne yapıyordu.
Acaba ileride evlenir miydi?"Müsaadenle tatlım" Diyerek yanımdan ayrıldı ve o adamın yanına gitti. Ne konuştuklarını duymuyordum ama Tanselu adamı dudağından öperek elini tuttu ve kendisi ile beraber götürmeye başladı onu.
Bende eşyalarımı toplayıp ayaklandım. Birazdan Subutay'ın burada olacağını biliyordum gidip hazırlanmam gerekiyordu.
Koridorda yürürken karşıdan gelen bir adam epey dikkatimi çekmişti yüz şekli sanki biraz farklı gibiydi ve kıyafetleri de onun sıradan bir asker olmadığını açıkça belli ediyordu.
Onun da elinde benim gibi bazı kitaplar vardı.
Yanımdan geçerken elimdeki kitapları daha iyi görmek için gözlerini kıstı ve okuduktan sonra durdu."Afedersiniz bu kitabı nereden buldunuz" Dedi sakin bir sesle.
Ona doğru dönerek dikkatle incelediği kitabı gösterdim.
"Bunu mu? Hizmetçi kızlara sormuştum, onlar getirdi""Bakabilir miyim lütfen" Bu adam kesinlikle Moğol değildi.
Kitabı ona uzattım, açıp bir süre kaşlarını çatarak inceledi ve kafasını sallayarak kitabı gülümseyip bana geri uzattı.
"Tam da düşündüğüm gibi. Bu kitap bana ait" Dedi.Mahçup bir şekilde elimde tuttuğum kitabı özür dileyerek tekrar ona uzattım. O ise nâzik bir şekilde beni reddetti.
"Önemli değil sizde kalabilir okuduktan sonra bana teslim edersiniz. Ben Damir. Cengiz Han'ın sadık danışmanlarından biriyim. Eğer istediğiniz başka bir kitap olursa söylemekten çekinmeyin, sizin için temin ederim. Buralarda kendimden başka elinde kitapla gezen birini görmek beni sevindirdi doğrusu"Koskoca danışman bana kitaplarını vermeyi mi teklif ediyordu gerçekten? Öylece adama bakarken o gülümsemesini yüzünden hiç silmeyerek yanımdan uzaklaştı. Arkasından bakarken bir süre Kaşlarımı çattım.
Galiba beni yanlış anlamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DANSÖZ (BxB)
Historical FictionDansı ile herkesi büyüleyebilen güzel bir oğlandı Ulbina. Hediye olarak gönderildiği bu Moğol sarayında bu sefer Cengiz Han'ın en güçlü komutanlarından olan aslen Türk kökenli Subutay'ı etkileyecekti.