6.

802 86 11
                                    

Gilbert odasına yeni getirilen aynadan son bir kez kendini düzeltti.
Paşaya yakın olması onunla iyi geçinmesi gerekiyordu.
Bu sayede fırsatını bulur bulmaz kaçması daha kolay olacaktı.

Odasına sofrayı kurmak için gelen cariyeleri eliyle durdurarak;
- Hazirlamaniza gerek yok ben Paşa yanına gidiyorum. Dedi.

Yavuz Paşa sofrasına oturmuş tam yemeğini yiyecekken Ahmet arkasında duran Gilbert ile beraber Paşadan müsaade istedi.
Oğlanın yanına gelmesine bir hayli şaşıran adam, ufak bir el işaretiyle Ahmet'in konuşmasına izin verdi.

- Paşam eğer sizde uygun görürseniz misafiriniz, efendi Gilbert sizinle yemek ister.

Yavuz Paşa duyduklarıyla kaşlarını kaldırarak oğlana döndü. Beklemiyordu bunu işte.
Daha fazla oğlanı ayakta tutmamak için eliyle sol tarafını işaret etti.
- Elbette, buyrun. Dedi.

Gilbert gülümseyerek Paşanın gösterdiği yere yerleşti tam olarak hâlâ alışamasada mindere oturarak ayaklarını altına aldı ve kızıl saçlarını geriye attı.
Yavuz Paşa da onu yüzündeki memnuniyetle izliyordu.

Gilbert her ne kadar adamın suratını görmek istemese de şimdilik onun suyuna gitmeliydi.
- Hayirli sabahlar Paşa. Dedi genç çocuk itaatkâr bir sesle.

- Hayırlı sabahlar. Bu sabah yemeğinizi bu sofrada yemek istemeniz açıkçası beni hem şaşırttı hem de memnun etti.
Yavuz Paşa daha dün bağırıp çağıran oğlanın bugün bu kadar uysal olmasının sebebini anlamamış değildi. Belliki onun güvenini kazanmaya çalışıyordu.

- Bugün burda kalacak misininiz? Dedi Gilbert meraklı bir şekilde. Hem bu sayede canı sıkılmaz dışarı çıkabilir hem de Paşa ile biraz daha yakınlık kurabilirdi. Ki buna ihtiyacı vardı.

- Hayır. Dedi Yavuz Paşa, çocuğun düşen yüzünü görünce gülümseyerek devam etti.
- Ama kız kardeşim gelecekler buraya. Kendileri sizi çok merak ediyordu.

- Sizin kiz kardeşin mi var?

- Evet. Diyerek yemeğine başladı Paşa. Genç oğlanda onu başıyla onaylayarak Paşa gibi yemeğine başladı.
Çocuk tatlı tatlı yemeğini yerken kendisini izleyen adamdan habersizdi tabii.
Paşa hayatındaki en güzel yemeği şuan bu güzel çocuğun yanında yiyordu.

Oğlanın bunu başka bir amaçla yaptığını bilse de bu durum çok hoşuna gitmişti.

Gilbert odasında oturmuş bir elini çenesine koyarak pencereden köşkün bahçesini seyrediyordu.
Acaba Paşanın kardeşi ne zaman gelecekti?

O geldiği zaman onunla beraber gezebileceğinin verdiği mutlulukla aynı zamanda Paşanın kız kardeşini de epey merak ediyordu. Kim bilir nasıl bir kızdı.

Zaman geçmek bilmiyordu oysa ki Paşa daha yeni gitmişti.
Gilbert can sıkıntısıyla oflarken bahçedeki hareketliliği fark etti.

Bahçenin tam ortasında güzel bir at arabası durdu.
İçeriden ilk önce çarşaflı bir kadın indi ve elini uzatarak arabanın içinde çıkan narin bir eli tuttu.
Arabadan inen, sarı saçlarında bordo renkli uzun bir örtü olan bu kızın yüzü açıktı.
Pencerenin önünde durdukları için Gilbert onları rahatça görebiliyordu.

Kızın yüzü, güzelliği bir yana çok masum ve çocuksu duruyordu.
Genç oğlan hayatında daha önce hiç bu kadar güzel ve zarif bir kız görmemişti.

Genç kız arkasında ki yardımcı ve cariyesiyle köşke girmeden önce pencereden kendisine bakan meraklı gözleri fark edip başını o tarafa kaldırdı ve gülümseyerek köşkten içeri adımladı.

Gilbert hemen pencerenin önünde kalkarak bu genç kızı karşılamak için ayakta durmak istedi.
Genç çocuk Paşa gibi esmer ve kalıplı bir kız beklemişti.

Nihayet odanın kapısı açıldı ve genç kız kafasını uzatarak yüzünde afacan bir gülümsemeyle sordu;
- Müsaitseniz girebilir miyim?

- Tabii. Dedi Gilbert başını sallayarak.

Genç kız içeri girdikten sonra bir süre etrafını izledi ve kendini tanıtmaya başladı.
- Ben Aybike. Yavuz Paşanın kız kardeşiyim
Aybike genç oğlanı baştan aşağı süzerken yüzünde ki gülümsemeyi hiç bozmamıştı.

- Memnun oldûm. Ben Gilbert. Kraljevo valisi Tadej'in oğlu.

- Lisanımızı iyi konuşuyorsunuz. Dedi Aybike kıkırdayarak. Oğlanın telafuzları ona çok sevimli gelmişti.

Gilbert gülümseyerek teşekkür edip kıza oturması için yer gösterdi.
Genç kızın bütün hareketleri aynı saray hanımları gibiydi.

Aybike bakışlarını dolabın hemen yanında ki raflarda dolup taşan kitaplara çevirdi.
- Kitap okumayı pek bir seviyorsunuz anlaşılan.

- Evet. Diye yanıtladı kızın sorusunu Gilbert.

- Abimden çok sever. Sefere çıktığı zamanlarda ganimet olarak kendine pek çok kıymetli ve eski kitaplar getirtir. Çoğunun dili de farklıdır nasıl okur anlamam. Dedi Aybike.

- Öyle mi? İşte bu konu genç oğlanın dikkatini çekmişti.
- Ne tür kitap seviyor Paşa? Bu konuda bilgi edinirse Yavuz Paşa ile ilgili konuşacak konuları olurdu.

- Hmm, genelde tarih, felsefe ve şiire meraklıdır. Odasında servet değerinde el yazmaları bulunuyor. Çoğu bizzat ünlü yazarlar tarafından yazılmıştır.

Gilbert da severdi tarihi. Şiirde severdi ama kendisi asla yazamazdı.

- Burada çok sıkılıyor olmalısınız şahsen sizin yerinize kendimi koyunca... Ben bir gün bile evde duramam.

- Bende sevmiyor sıkılıyor burda ama Paşa izin vermiyor ben çıksın. Dedi Gilbert sitem dolu sesiyle. Şuan onu burada esir tutan adamı kız kardeşine şikayet ediyordu.

- Merak etmeyin ben sık sık ziyaretinize geleceğim hem sizinle beraber dışarı çıkabiliriz. Yanınızda ben olduğum müddetçe ağabeyim bir kelam etmez. Hatta beraber İstanbul'un en güzel yerlerini ziyaret edebiliriz. Benimde yanımda bir arkadaşa ihtiyacım vardı.

Kızın bu sözleri epey mutlu etmişti oğlanı.

- Bu sayede burada kalmaktan hiç sıkılmazsınız.

Gilbert'ın kaşları çatıldı evet burada kaldığı sürece sıkılmazdı. Fakat o er ya da geç kurtulacaktı buradan.

Aybike'nin aklında başka planlarda vardı. Bu çocuğu en kısa zamanda Paşanın doğup büyüdüğü eve götürecekti.
Annesi de merak ediyordu, oğlunun bizzat yanında, kendi kaldığı köşkte tuttuğu oğlanı.

Saatler geçmesine rağmen ikili hoş sohbetleriyle zamanın nasıl geçtiğini anlamamıştı.

Nihayet yardımcısı ve aynı zamanda dadısı olan kadının kendisine gitme vaktinin geldiğini hatırlatmasıyla Aybike istemeden olsa hazırlanmaya başladı.

Gilbert üzüldüğü her halinden belli olan sesiyle.
- Gidiyor musun? Dedi.

Aybike buruk bir gülümsemeyle kıyafetlerini düzeltirken oğlana baktı.
- Evet lâkin hiç merak etmeyin tekrar geleceğim hem o zaman daha uzun kalırım. Dedi

Gilbert genç kızı uğurladıktan sonra tekrar odasında yalnız kaldı. Sevmişti aslında Aybike hatunu iyi bir kıza benziyordu. Abisine zıt olarak.



ESİR BXBHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin