-Yavuz Paşa geldi!
Dedi oğlan ve koşarak pencerenin önünde ayrıldı. Hızlıca Odasından çıktı artık hizmetçiler ona karşı önceki gibi dikkat etmiyorlardı.Oğlan elbisesinin eteklerini daha iyi yürüyebilmek için kaldırırken gördüğü adamla kocaman gülümsedi.
Kendisini güler yüzle karşılayan bu güzel oğlanı görünce bütün yorgunluğu geçmişti Yavuz Paşanın. Kollarını açarak oğlanı kucağına aldı ve onun güzel kokusunu derince içine çekti.-Vakit bir hayli geç olmuştu, keşke bu saate kadar ayakta durmasaydın.
-Ben seni görmek istedim. Uyuyamaz yoksa.
Paşa oğlanın bu sözleleriyle gülümsemesini genişleterek onu da kendisi ile beraber odasına götürdü.
Ahmet Paşanın ölümünü duyunca çok üzmüştü Yavuz Paşa.
O çok çalışkan, yiğit bir paşayı, devlete pek çok hizmette bulunmuş aydın bir adamın bu şekilde ölmesini kendince kabul edemiyordu Yavuz Paşa. Onu ağabeyi gibi görüyordu.Gilbert adamın bu halini anlayışla karşıladı. Bütün gece Yavuz Paşa ile konuşarak onun kendisini daha iyi hissetmesini sağlamaya çalıştı. Elbette karşısındaki adamda onun bu hareketini anlamıştı oğlan kendisini hem avutmuş hem de mutlu etmişti.
Uzun bir süre konuştuktan sonra da beraber uyumaya karar vermişti iki sevdalı.Milena nihayet odasına gelen çocukla yanında oturan kız ile beraber o tarafa döndü.
Yüzünde budalaca bir gülümsemeyle içeri giren Gilbert, Milena'nın yanında gördüğü kızla kaşlarını çatarak konuştu.
-Milena?-Efendim biliyorum kızdiniz ama bizim söylememiz gereken çok önemli şey var.
Gilbert, Milena'ya doğru yaklaşarak kısık bir sesle konuştu.
-Ben sana bu kizla görüşmeyeceksin demedi mi?-Bu sizin ve Yavuz Paşa ile ilgili.
Kaşları olabilirmiş gibi dahada çatıldı oğlanın. O kesinlikle dinlemek istemiyordu Gülsüm denen bu kızı ama merakta etmişti söyleyeceklerini.
-Çabuk anlatsan iyi olur. Seninle de sonra görüşeceğiz Milena.
Kız yutkunarak birleştirdiği ellerine doğru eğdi başını.
-Beni çok sevmediğinizin farkındayım. Ama inanın bana benden size asla bir kötülük gelmez.-Sen kimsin bana kötülük yapacaksın? Dedi Gilbert sesini biraz yükselterek.
-B-bağışlayın öyle demek istemedim. İlk başta size karşı terbiyesizlikler etmiştim biliyorum lakin bunun sebebi başkaydı. Sonrasında ise sizi çok sevdim içimde size karşı bir muhabbet oluştu. Sizin hep buradan kaçıp gitmek istediğinizi anlayınca Milena'ya ve o adama yardım ederek buradan kurtulmanıza yardım etmek istedim ama... siz başka bir şey istiyormuşsunuz artık.
-Lafı daha ne kadar uzatacaksin?
Bu kızın hiçbir sözünde inanmıyordu Gilbert. Amacını bir an önce anlamak niyetindeydi.-Efendim, benim vaktiyle siz buraya gelmeden önce Yavuz Paşamızla aramda bir şeyler yaşanmıştı. Siz geldikten sonra aramızdaki bu bağ giderek azaldı ve kopma derecesine geldi fakat ben böyle bir şey olacağını zannetmem çünkü Yavuz Paşa daha öncede pek çok gönül işine girmişti ve-
-Ağzında çıkanı kulağin duyuyor mu senin?
Diye bağırdı oğlan.-Lütfen dinleyin efendim, ben size yardım etmek istiyorum. İster inanın ister inanmayın ama ben Yavuz Paşadan hamileyim. Bunu daha iki gün önce öğrendim.
Buradan sonrasını doğru dürüst dinleyemedi oğlan çünkü kulakları uğuldamaya başlamıştı.
-Bu doğru efendim geçen günlerde gelen hekimden bunu bizzat bende işitmişti. Ayrıca daha iki üç gün öncesine kadar sürekli Gülsüm ve Yavuz Paşayı yan yana gizli gizli ya da bahçede konuşurken görmüştüm. Ben elbette bu duruma pek önem vemedi ta ki siz Paşa ile beraber olduğunu söyleyene kadar. Efendim o adam sizin, zannetiginiz gibi biri değil-
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ESİR BXB
Non-FictionBabasının kalesinde sessiz sedasız, yalnız yaşayan Gilbert, Türklerin kaleye saldırmasıyla daha neler olduğunu bile anlamadan kendisini Yavuz Paşanın konağında esir olarak bulur. ( Kitap tarihten bağımsızdır.)