~7~

70 6 44
                                    

"Neden herkes bana bakıyo?" Dedi birlikte merdivenleri çıktıkları Cenan'a.
Cenanda rahatsız olmuş bir tavırla Arif'e bakmadan konuştu.
"Video yüzündendir, başka neden olacak?"
"Haklısın," dedi Arif. Daha sonra zil çaldı ve sınıflarına dağıldılar.

Arif sınıfa girdiğinde tahmin ettiği gibi herkes ona bakıp fısıldaşmaya başladı. Ama umursamıyormuş gibi herkese selam verdi ve yerine geçti. Sıra arkadaşı Alper, Arif'i görünce cam kenarına kaydı ve ona yer açtı. Arif kendini soracağı sorulara hazırlayarak yerine oturdu.

Tahmin ettiği gibi çok geçmeden Alper hayattan bezdiren sorularını sormaya başladı. Zaten Arif'te pek haz etmiyordu bu çocuktan.
"Arif sen şarkı mı söylüyosun?" Arif cevap vermedi. Belli belirsiz başını salladı.
"Hmm peki o numara senin miydi? Neden attılar videonu?" Arif bunu da yanıtsız bıraktı. Sabah sabah hiç enerjisi olmuyordu. Şuan tek istediği kafadını koyup rüyasına devam etmekti.

Aralarındaki sessizliği bozan Alper oldu.
"Videonu kim attı bi fikrin varmı? Ayrıca okuldaki herkes izlemiş. Kimi gördüysem video hakkında konuşuyordu." Arif yine cevap vermedi. Belki susması gerektiğini anlar diye.

"Arif niye cevap vermiyosun sabahtan beri bir şeyler soruyorum!" Arif yavaşça Alper'e döndü.
"Alper, bak; cevap vermiyorsam susman gerekir değil mi canım arkadaşım? Niye akıl edemiyorsun bunu ya?" Alper sustu ve önüne döndü. Arifte gülümseyip telefonunu ve kulaklıklarını çıkardı.

"Peki o ses kaydını ne zaman aldın?" dedi Alper bu sefer. Arif kulaklığını takarken ters bir bakış atıp yine önüne döndü.
"İyi be." diye mıruldanıp camdan dışarıyı izlemeye başladı Alperde.

İlk ders edebiyat olduğundan Erdem hoca sınıfa girdi. İki gün üst üste ilk ders edebiyat olması Arif'in canını daha da sıkıyordu. Evet edebiyatı severdi ama sabahın köründe değil.

Erdem hoca kendisinden beklendiği gibi hemen derse başladı. Sınıftan bir kaç tane sıkkınlık nidası yükselse de A şubesi olduklarını hatırlamışlar gibi hemen kesildi.

Cenan'ın sınıfında ise tam tersiydi. O oflamalar ve puflamalar kesilmiyor, ders boyu devam ediyor ve çoğu kişi hocayı dinlemiyordu.

Sıra arkadaşı Emre Cenan'a doğru eğildi.
"Cenan, şu videosu paylaşılan Arif senin arkadaşın olan Arif mi?" Cenan başını salladı. Normalde de konuşmayı sevmemesi bir kenara, bu konuda konuşmayı özellikle sevmiyordu.
"Zaten okulda kaç tane Arif var ki?" dedi sitem edercesine Cenan. Emre de haklı olduğunu belirtircesine kafasınıs alladı ve telefonuna döndü.

Öğle arası olduğunda herkes evlerine veya arkadaşlarıyla okulun çevresindeki restorantlara, kafelere dağıldı. Arif Cenan'la birlikte okuldan çıkarken neredeyse tüm okulun ona baktığının farkındaydı. Kimisi gülümseyerek, kimisi imrenerek bakıyordu. Tabii ikiside Arif'i rahatsız ediyordu.

Cenan Arif'in rahatsız olduğunu hissettiğinde bileğinden tutup adımlarını hızlandırdı. Okuldan ve bahçesinden çıktıklarında Arif rahat bir nefes aldı. Birlikte İstanbul'un tenha sokaklarınsam birinde yürümeye başladılar. Arif ailesine söylemediğinden öğlen eve gelmesi gerektiğini bilmiyorlardı ve bu yüzden Arif her öğlenini ya sahilde, ya da bu şekilde yürüyüş yaparak geçiriyordu. Ve bugün Cenanda ona katılmıştı.

"Arif," dedi Cenan yanında yürüyen çocuğa dönerek. Arif aralarındaki boy farkı yüzünden Cenanla göz teması kurmak için kafasını kaldırdı.
"Bu kimliği gizli kişi bir video daha paylaştı." Arif'in gülümseyen yüzü anında düştü.
"Seninle ilgili değil bu sefer." diye ekledi Cenan çantasından telefonunu çıkartırken. Arif'in kaşları hafif çatıldı. Ama Cenan fotoğrafı gösterince tam tersi havaya kalktılar.

Kızıl Okul | ArCenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin