~16~

64 5 86
                                    

Arif hıçkırıklarının ve gözyaşlarının arasında sayıklıyordu da,
"Çok özledim seni..."

Cenan eğilip kuma düşmüş kolyeyi aldı ve Arif'e uzattı. Arif hızlıca geri boynuna taktı ve elinin tersiyle ıslanmış yüzünü sildi.
Gülümseyerek Cenan'ın yanında yürürken aklına bir şey gelmiş gibi aniden ona döndü.
"Cenan bu gece sizde kalabilir miyim?"

~~

Cenan eve girip antrenin ışığını açtı. Arifte kapıyı kapatıp montunu askıya astı. Arif montunu çıkarttığında Cenan kıyafetlerini süzdü.
"Formalarını neden çıkarmadın?" dedi tek kaşını kaldırarak.
"Aceleyle çıktım evden diyelim." 

Arif salona, Cenan da odasına gitti. Saat gece yarısına geliyordu yavaş yavaş.

"İçimde garip bi his var," dedi Arif dışarıdaki yağmuru izlerken. Cenan koltuğa oturup elindeki sweati ve eşofmanı yanına bıraktı.
"Hayrola ne hissi?"

"Ya bilmiyorum. Sanki bir şey olacakmış gibi." Gözlerini, kaşlarını çatmış kendisini izleyen Cenan'a çevirdi.
"Neyse," Cenan'ın yanına koyduğu kıyafetlere baktı.
"Heh al sana getirdim bunları," Dedi Cenan elindekileri Arif'e uzatırken.
"Ha teşekkür ederim!" Gülümseyerek Cenan'ın elindeki kıyafetleri aldı. Cenan tam yerinden kalkmıştı ki Arif'in sorusuyla arkasını döndü.
"Yarın avm'ye mi gitsek?"

"Neden olmasın," dedi Cenan gülümseyerek. Ardından antreye çıkıp kapıyı kapattı.

Arif Cenan'ın kendisine verdiklerini giyince kollarına bakıp güldü. Sweatin kolları Arif'e uzun geldiği için aşağı sarkıyordu. Gülümseyip heyecanla mutlaka gitti ve sweatin kolunun boş kalan kısmıyla Cenan'ın omzuna vurdu. Cenan irkilerek arkasına döndü. Arif'i ağzındaki suyu püskürtmemek için eliyle ağzını kapattı. Arif gülerek kollarını kaldırıp salladı.
"Yarın dışarı çıkacaksak ilk eve uğrayıp kıyafet almam lazım sanırım." Cenan bardağı tezgaha bırakıp gülerek Arif'e baktı.
"Bence tam oturmuş bedeni gerek yok," Dedi
hala gülerken. Arif yine sweatin koluyla Cenan'ın koluna vurdu.
"Haha ne kadar komik!" Yine de bir yandan kendisi de gülüyordu. Cenan'ın gözleri Arif'in kısılan gözlerine takıldı.

Arif sweatin kolunu sıyırıp elini Cenan'ın gözünün önünde salladı.
"Dünya'dan Cenan'a?" Cenan gözlerini kırparak Arif'e döndü.
"Karnım acıktı bişeyler yiyelim diyorum," dedi Arif buzdolabına ilerlerken.

Cenan bir şey demeden Arif'i izledi. Arif dolaptan bir kaç parça bir şey alıp tezgaha koydu. Daha sonra her adımını izleyen Cenan'a döndü.
"Cenan sana sormam gereken bir şey var..." Arifte Cenan gibi tezgaha yaslanıp başını ona çevirdi.
"O videodaki sen değilsen, kimdi?" Cenan Arif'in bunu soracağını biliyormuş gibi gülümsedi.
"Taner'di."

"Taner mi? Ama nasıl senin tıpatıp aynın olabilir? Ayrıca Taner kim?"
Cenan göğsünde bağladığı ellerini çözdü.
"Taner 12. Sınıflardan bi çocuk. Nasıl bana bu kadar benziyor bende bilmiyorum hiçbir bağımız yok. Tek farkı gözlerinin kahverengi olması." Arif dudaklarını birbirine bastıratak gülümsedi.
"Özür dilerim,"

"Ne?"

"Seni suçladığım ve dinlemediğim için, özür dilerim." Arif bakışlarını ellerine çevirdi.
"Hayır Arif gayet haklısın. Videoyu ilk gördüğüm de ben bile ne zaman yaptım bunu dedim!" dedi Cenan gülerek Arif'i rahatlatmak için. Arif başını kaldırmadan sadece gözlerini Cenan'a doğru kaldırdı.
Cenan gülümseyip Arif'in yanağından makas aldı.
"Böyle yaptığında sincapa benziyorsun." Arif te gülümsedi. Kocaman ve içten. Yanağında ki çukur belli olacak kadar içten.

Kızıl Okul | ArCenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin