~13~

72 6 74
                                    

Ertesi gün oldu. Arif'in sınavı, emeklerinin karşılığını verircesine tam hayal ettiği gibi, çok güzel geçti. Sınıfındaki diğer çoğu kişi içinde durum pek öyle değildi. Genelde dersleri iyi gelen bir sınıf olsa da son gün haber verildiği için çoğu kişi Arif'in tersine sınavdan morali bozuk çıkmıştı. Cenanda bunlardan biriydi.

Sınav bitip teneffüs olunca Arif Cenan'ın yanına gitmek için aceleyle yerinden kalktı. Elmas Arif'in o halini görünce önünden geçerken kolunu tuttu.
"Arif sınavın nasıl geçti?" dedi gülümseyerek ayağa kalkarken.

"Çok güzeldi senin?"

"Benimde güzeldi," diye yalan söyledi Elmas.
"Kantine inelim mi?" Arif kapıdan dışarıya kısa bir bakış attı. Bir yandan tereddütte kalarak kabul etti.
Kızı kırmayayım, biraz yanında durur Cenan'ın yanına çıkarım.
Diye düşündü. Birlikte kantine indiler.

İlk teneffüs olduğu için kantin oldukça kalabalıktı. Masada oturmuş kahvaltısını yapan guruplar, kahkahalarla gülüp insanları rahatsız eden tiz sesli kızlar, duvara dayanmış kızları kesen kendini havalı sanan 9'a giden erkek gurupları... Kısaca Arif'in en nefret ettiği ortam.

Kantine girdiklerinde burnunu kırıştırdı.
"Ne alacaksan çabuk al hayvanat bahçesinde dönmüş burası." dedi Elmas'a doğru. Elmas başını salladı.
"Haklısın,"

Teneffüs bitmeden Cenan'ın yanına gitmek istediğinden Arif dakika başı telefonundan saate bakıp Elmas'ı hadi diye darlıyordu. En sonunda 10 dakika kaldığında Arif Elmas'a döndü.
"Elmas benim gitmem lazım, sen al sınıfta buluşuruz." Elmas Arif'in bileğini tuttu.
"Hayır bekle! Bak sıranın bitmesine az kaldı birlikte çıkarız." Arif tekrar telefonuna baktı. Bileğini Elmas'tan kurtardı.
"Üzgünüm başka zaman," Arkasını dönüp kantinden ve merdivenlerden çıktı.

2. Kata çıktığında Cenan'ın merdivenlerde oturmuş telefonuyla ilgilendiğini gördü. Yavaş adımlarla yanına oturdu. İzlediği şeye o kadar dalmıştı ki Arif'i fark etmemişti bile.
"Sınavın nasıl geçti?" dedi Arif hafif bağırarak. Cenan yerinde sıçrayıp hemen Arif'e döndü. Arif gülerek omzuna yaslandı.
"Nasıl oluyormuş?" Cenan da güldü. Arif sorusunu yineledi.
"Valla iyi geçti desem yalan olur." Telefonunu cebine koyup tamamen Arif'e döndü.
"Benim çok güzeldi!" dedi gözünü ovuştururken. Dersin başından beri esnememek için kendini tutuyordu. Cenan Arif'in göz altlarındaki halkalara baktı.
"Uyumadın dimi?"

"Hm?" Arif elini gözünden çekip Cenan'a baktı. Dişlerini birbirine bastırarak esnememeye çalıştı.
"Dün gece, uyumadın dimi?" dedi Cenan tekrar. Arif fark edilir bir sahtelikle başını iki yana salladı.
"Yo ne alakası va..." dedi esneyerek. Cenan güldü.
"Neden uyumadın? Zaten derslerin ve notların çok iyi. Neden böyle yapıyorsun?" Arif gülümsemeye çalıştı.
"Bende bilmiyorum," Cenan gözlerini Arif'in yarı açık yarı kapalı gözlerinde gezdirdi. Evlerinde bilmediği bir şeyler oluyordu ve Arif'e zarar veriyordu. Ama ne, henüz Cenan da bilmiyor.

Sonraki ders matematik olmasına ve büyük ihtimalle hocanın sınavları açıklayacak olmasına rağmen Arif kafasını koyup bütün ders uyudu. Az da olsa üstündeki sarhoşluğu yok etmesi gerekiyordu.

Tekrar teneffüs olduğunda öğle arasına 2 ders kalmıştı.

Arif zilin sesiyle başını kaldırdı. Yanında Alper yerine Cenan'ın oturduğunu görünce gülümsedi. Cenan çenesini dayadığı elinden çekmeden konuştu.
"Öğleden sonra gelme istersen, uyu evde." Arif yine gözlerini ovaladı.
"Annem beni keser." dedi gülerek. Cenan aklına gelen şeyi düşünmeden dile getirdi.
"Bize git," dedi arkasına yaslanırken.
Arif yerinde doğruldu.
"Ne?" duymadığı ya da anlamadığı için değil, anı bir refleks tepki olarak söylemişti.
"Öğle arası gel benimle bizde uyu. Annemler yok zaten." Arif'in bir yandan kafasına yatmıştı ama kabul etmesi bencilce mi olur diye düşünüyordu.
"Yok yok gerek yok, hem uykum yok benim..." Tabii gözleri aksini söylüyordu.
"Yalancı," dedi Cenan gülerek.
"Olabilir aslında," dedi bu sefer Arif geveleyerek. Cenan gülümsedi. Ve 3. derse girdiklerinde haber veren zil çaldı.

Kızıl Okul | ArCenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin