~12~

61 5 68
                                    

Arif bahçeye girdiğinde kulkalığını çıkartıp çantasına koydu. Okulun merdivenlerini çıkıp demir kapıyı itti. Koridorda yürürken gözü sağındaki büyük panoya takıldı. Yaklaşıp kağıt parçasına baktı; sınav tarihleri.

Tarihi görünce hayretle Arif'in kaşları kalktı.
"4 Ocak mı?" Dedi kendi kendine.
"Evet, çok saçma değil mi?" Tanıdık bir kızın sesi ona cevap verdi. Arif arkasını dönünce Cenan'dan sonra en yakın arkadaşı olan Elmas'ı gördü. Gülümseyerek yanına gitti ve sınıfa doğru ilerlemeye başladılar.

"Sınav tarihlerinin en a 1 hafta önceden söylenmesi gerekmiyor mu? 4 Ocak yarın!" dedi Arif sitem ederek. Elmas'ta katıldığını belli edercesine başını salladı.
"Üstelik matematik sınavı! Ne ara çalışıcaz? " Bu seferde Arif aynısını yaptı.
Elmas kapıyı açıp önden sınıfa girdi. Arif koridoru baştan aşağı süzüp Cenan'ı aradı ama göremeyince o da sınıfa girdi.

Alper'in henüz gelmediğini görünce cam kenarına geçip günün geri kalanında da gelmemesi için dua etmeye başladı. Üstünden aylar geçmesine rağmen hala şarkı muhabbetini açıyordu.

İlk ders matematik olduğundan yarınki sın1avda çıkavak konuların tekrarını yaptılar. Ve evet, Alper gelmedi.

Teneffüs zili çaldığında Arif defterine gömüldü. En kötü olduğu dersin sınavı vardı ve 24 saatten az kalmıştı.

Dirseklerini sıraya dayayıp başını ellerinin arasına aldı. Yok, olmuyordu. Matematiği beceremiyordu. Anlamıyordu.

Arif son konuların hepsinin üstünden geçince oflayarak arkasına yaslandı. Gözlerini kapatıp başını geriye atarak ağrımış boynunu rahatlatmaya çalıştı. Gözlerini açınca birden yerinde sıçradı.
"Ananı-" Elini kalbine koyup yanında oturmuş tepkisine gülen Cenan'a baktı.
"Çok mu komik?" dedi defterini kapatırken. Bir yandan o da gülüyordu.

Cenan'ın gözleri Arif'in boynuna takıldı. Formasının içine attığı için kolyenin sadece zinciri görünüyordu. Arif Cenan'ın neye baktıpı fark edince gülümsedi ve kolyeyi içinden çıkardı. Başını eğil eline aldığı Hilal'e baktı.
"Doğduğun gün gökyüzünde hilal varmış." Arif gözlerini kolyeden ayrıp Cenan'a baktı.
"Okula geldiğin günde hilal vardı..."
"Bana farklı hissettirdiğini anladığım gün de..."
Tabii Cenan bunu içinden söyledi. Henüz bu düşünceleri sözcüklere dökecek cesareti yoktu.

Arif gülümseyerek kolyeyi geri içine attı. Cenan Arif'in kısılan gözlerine, yanağındaki gamzesine baktı.
"En yakın zamanda bir şey alacağım bende," dedi Arif.
"Saçmalam-" zilin gürültülü sesi Cenan'ın sözünü kesti.

Cenan Arif'in yanından kalktı. Kapıdan çıkarken çoktan defterimi çıkartmış çocuğa bakıp gülümsedi ve merdivenlerden kendi katına çıktı.

~~

Saatler birbirini kovaladı ve o günün dersleri bir şekilde geçti. Son teneffüs zili çaldığında bu sefer yanına Elmas geldi ama oturmadı.
"Arif, kantine ineceğim gelmek ister misin?" Arif başını sallayıp yerinden kalktı. Dışarısı soğuk olduğundan bahçeye çıkan tek tık öğrenci vardı. Bu yüzden de koridorlar normalde olduğundan biraz daha kalabalıktı.

Elmas'la birlikte ilk önce giriş katına, oradan kantine indiler. Elmas pekte uzun olmayan sıraya geçti.
Elmas'ın gözleri Arif'in boynunda daha önce görmediği kolyeye kaydı.
"Ne kolyesi o?" dedi kaşlarıyla göstererek.
"Ha bu mu?" Dedi kolyeyi formasındam çıkartırken. Hilali avcuna koyup Elmas'a gösterdi.
"Cenan aldı. Yılbaşı hediyesi." Gülümseyerek kolyeye baktı. Her geçen an, kolye onun için daha değerli oluyordu.

Kızıl Okul | ArCenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin