bölüm|1❤️‍🩹

439 45 92
                                    

Merhaba bebek canlarım. Bu hikayenin ana kurgusunu Netflix'te izlediğim bir Filmden aldım. İsmi de Filmle aynı, kurgu Filmle aynı olmayacak. Umarım beğenirsiniz angst bir başlangıç gibi oldu. Saçma bulacağınız bir çok şey olabilir daha önce yazılmış mıdır bilmiyorum ben hiç okumadım, umarım yazabilirim.
.
.
.
.
.
.
.
.
Yatağın dibine oturmuş elindeki içkiyi yudumlarken göz yaşlarını tutamıyordu Hyunjin, tam bir yıldır böyleydi. Canından çok sevdiği eşini elinden gelen her şeyi yapmasına rağmen kurtaramamıştı, ellerinde ölmüştü güzel eşi.

Uzun süren bir tedavi süreçleri olmuştu ve bir doktor olarak eşinin tedavisiyle bizzat kendisi ilgilenmişti Hyunjin, her saniye yanında olmuş en ufak bir aksilik çıkmaması için elinden geleni yapmıştı.

"Neden..."

Dudaklarından dökülen bir kelime canını öyle çok yakıyordu ki cevabını bir türlü bulamıyordu, her şeyi yapmışken tanrı neden eşini ellerinden almıştı.

18 yaşındaydı Felix, henüz çok gençti neşe doluydu. Hyunjin'le hastanede tanışmıştı, ve ilk görüşte aşk dedikleri şey saniyeler içinde onlar için gerçek olmuştu. Aradan iki yıl geçmiş aralarındaki sevgi büyümüş ve evlilikle taçlandırmışlardı, mutlulukları ise sadece bir yıl sürmüş Felix'in hastalığını öğrendiklerinde kara bulutlar etraflarını sarmıştı. Son bir yıl ise tedavilerle acı dolu geçmişti Felix için, Hyunjin de eşiyle aynı acıyı çekiyordu belki daha fazla. Ellerini hiç bırakmamış ölürken bile yanında olmuştu. O günden sonra da hastanedeki görevinden istifa etmiş kendini bir türlü toparlayamamıştı..

"Bebeğim lütfen bana geri dön, sensiz yapamıyorum... "

Göz yaşları arasında konuşurken defalarca söylediği "geri dön" yalvarışlarının gerçekleşmeyeceğini biliyordu. İpek gibi güzel sarı saçları ve o çok özlediği güzel çilleri yok olup gitmişti, sonsuzluğa gömülmüş kendiyle birlikte Hyunjin'i de yaşayan bir ölüye çevirmişti.

Elindeki tişörtü burnuna götürdü Hyunjin, aynı eşi gibi kokuyordu. Üzerinden çıkarttığı son kıyafetleri olduğu gibi saklamıştı ve artık yok olmaya başlayan kokuyu ısrarla hissetmeye çalışıyordu.

"Bebek gibi kokuyorsun, her zaman öyle kokuyordun. Unutmadım güzel kokun hala aklımda, her şeyin aklımda seni asla unutmayacağım sevgilim"

Tişörtü burnuna bir kez daha götürüp derin bir nefes çekti içine, doyamadığı kokuyu her soluduğunda eşinin güzelliği şirin halleri ve deli dolu neşesi aklına geliyor göz yaşları daha çok akıyordu. Son bir yılda çektiği acıyı tanrı neden eşine layık görmüştü bunu da anlayamıyordu Hyunjin, Felix gerçekten masum ve iyi kalpliydi hiç kimseyi incitmez insanları kırmaktan korkardı.

"Bebeğim, dayanamıyorum" Elindeki tişörtü göğsüne bastırırken sesli bir şekilde ağlamaya başladı Hyunjin, tam da söylediği gibi bu acı dayanılır gibi değildi...

Gözlerini araladığında yerdeydi ve sabah olmuştu, başı ağrıyor gözleri acıyordu. Yerden zorla kalkıp halâ elinde tuttuğu tişörtü yatağın üzerine bırakarak üstündekileri çıkartıp banyoya girdi ve soğuk bir duş alıp odasına döndü.

Üstünü giyinip odadan çıkmadan önce duvarda asılı olan büyük resme yaklaştı Hyunjin, dudaklarını eşinin dudaklarına bastırıp "günaydın" Diyerek gülümsedi.

"İyiyim merak etme, şimdi gidip kahvaltı yapacağım" Derken gözleri yine dolmuştu. Son aylarda sadece serumla beslenmişti eşi bu aklına geldikçe kahroluyordu. Alnını resme yaslayıp göz yaşlarının akmasına izin verdi. Bir kaç dakika sonra da odadan çıkıp mutfağa geldi.

EŞİM GİBİ||Hyunlix||HyunbokHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin