Ruh hali her zamankine göre biraz daha iyi ve çekilebilir haldeyken hastaneye doğru ilerlediği yolda gördüğü çiçekçiyle, arabayı kenara çekip bir süre boyunca mavi gülleri izledi Hyunjin.
"Acaba O da mavi gülleri seviyor mudur?"
Eşinden başkasına çiçek alma düşüncesi kalbini acıtsa da arabadan indi ve bir kaç adım yürüyerek çiçekçinin yanına geldi. Eline aldığı bir adet mavi gülü burnuna götürüp koklarken yine eski günlerdeki bir sahne aklına gelmişti.
"Hyunjin bak mavi güller, bana alır mısın lütfen"
Hyunjin eşinin heyecanlı çıkan sesiyle arabayı durdurdu ve hızlı adımlarla çiçekçinin yanına gelip, aldığı büyük bir demet mavi gülle geri döndü.
"Al bakalım"
"Hyunjin, neden bu kadar çok aldın. Çok güzel kokuyorlar teşekkür ederim"
"Hiç bir çiçek senden daha güzel kokmuyor bebeğim"
"Hyunjin... Seni çok seviyorum"
"Bende seni seviyorum..."
Aklına gelen anılarla gözleri dolarken yine o gün olduğu gibi büyük bir demet mavi gül alarak arabasına döndü ve bir süre sonra hastaneye geldi.
"Hocammmm??!!"
"Jeongin?"
"Hocam hastaneye gül dağıtacaksanız ilk şanslı kişi ben olabilir miyim??"
"Olamazsın jeongin, çünkü bu güller hastane için değil bir kişi için"
"Hmm, kimmiş acaba bu kişi. Yongbok mu yoksa?"
"Dün gece sen nöbetçiydin değil mi, durumu nasıl bir değişiklik var mı?"
"Her hangi bir değişiklik yok hocam ama biraz zor bir gece geçirdi. Çok fazla ağrısı vardı ve halâ da devam ediyor"
"Ağrı kesici verdin mi?"
"Verdim hocam ama biliyorsunuz ağrı kesiciler çok fayda etmiyor"
"Tamam ben servise çıkıyorum, bugün tahlilerini yenileyelim"
"Tamam hocam aklımda merak etmeyin, bir kaç saat sonra halledeceğim"
"Peki, sonra görüşürüz"
Jeongin'in yanından ayrılıp asansöre doğru ilerlemeye başladı Hyunjin, bir kaç dakika sonra yatarak tedavi olan hastaların olduğu bölüme gelmişti. Bütün hastalarını dolaşıp durumlarını kontrol edecekti ama her zaman ki gibi önce onu görüp nefes aldığından emin olmak istiyordu.
Odanın önüne gelip elindeki güllere son bir bakış atarak içeriye adımladığında gördüğü görüntüyle sıkı sıkı tuttuğu güller yere düşmüş bedeni olduğu yerde donup kalmıştı.
"Yongbok sakin ol şimdi geçecek"
Minho'nun sesi kulaklarına dolsa da ne söylediğini anlayamamış bakışları sadece kan kusan çocukta takılı kalmıştı. Neden her şey, her saniye, bütün yaşananlar bu kadar tanıdık geliyordu Hyunjin'e?? Neden iliklerine kadar acı çektiği o günleri baştan yaşıyor gibiydi. Tanrının onunla alıp vermediği şey neydi ki her şeyi başa sarmıştı.
"Hyunjin!!"
Minho'nun sesiyle kendine gelerek bakışlarını çocuktan çekip arkadaşına döndü Hyunjin, yüzü bembeyaz olmuştu ve gözleri dolu doluydu.
"Hyunjin kendine gel, kemoterapi sonrası çok normal biliyorsun"
Normal değildi elbette, Minho baygın bakışlarla onları izleyen çocuğu rahatlatmak için söylemişti bunu ve Hyunjin de bunun farkındaydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
EŞİM GİBİ||Hyunlix||Hyunbok
FanficEşini bir yıl önce kanserden kaybeden Hyunjin'in durumu hiç iyi değildir ve yakın arkadaşı Minho da bunun farkındadır. Uzun uzun düşünen Minho, yaptığı araştırmalar sonucu arkadaşına onu şok edecek bir hediye verir fakat işler umduğu gibi gitmez. So...